İlke Kamar’dan, Chuck Palahniuk’un “Ölüm Pornosu” adlı romanı üzerine bir yazı

Şubat 18, 2008

İlke Kamar’dan, Chuck Palahniuk’un “Ölüm Pornosu” adlı romanı üzerine bir yazı

Ölüm pornosuna dönüşecek çekimler

Duyularınıza hiçbir şey sağlamayan soğuk bir hiçlik, tiksinti verici bir boşluk duygusu Palahniuk romanlarının ardından hissedilir. Aykırı gördüklerimiz, bazen konuşmadıklarımız,  şiddet, vahşet ve cinselliğin her türlü tutumunun övüldüğü; çoğunlukla gerçekle hayal arasında gezinen bir duruş çıkar karşımıza. Onun yarattığı edebi dilde şiddet belirgin bir yere sahiptir. Palahniuk, uyuşturucu ya da seks bağımlılarını, hayat kadınlarını, işsizleri, evsizleri yaşamın gerçekliği içinde hiç duymadığımız bir ifade şekliyle dile getirir çoğu kez. Kan, çürüme, iğrenç ve irkiltici bir şekilde karşımıza dikilir. Kitaplarında yer verdiği ilginç bilgiler de zihinsel ve imgesel evrenini açıkça ortaya koyar. Istakozun nasıl yenildiği, şarap izini yok etmenin yolları, temizliğin en detaylı halleri, sabun yapımı, uçak kaçırma yöntemi, terapi gruplarında hayatı keşfetmek, marketlerde yapılan anonsların aslında ne anlama geldiği, garip Amerikan tarikatları, estetik operasyonlar, kozmetik ürünleri gibi…

Onun anlattığı hikâyeler ister gerçek olsun ister kurmaca; tüm kahramanlar zengin, yakışıklı, güzel ya da başarılı göz kamaştırıcı insanlar değil. Roman kahramanları kaybın, endişenin, tedirginliğin içinde boğulanlara verilmiş bir yanıt gibi adeta. Palahniuk, işte bu kahramanların seçimiyle ve açık seçik korkusuz üslubuyla köşeye sıkıştırır bizi çoğu kez.

Dövüş Kulübü’nde isyankârlığı dile getirirken; itaate başkaldıranları, direnenleri kötülüğü ve suçu birer seyirlik halinde karşımıza çıkarır. İsyan ve inkâr rahatsız edici bir şekilde kendisini gösterir. Çarpışma Partisi romanı ise tanrılığa öykünmek için yürütülen faaliyetlere karşı verilmiş bir yanıt gibidir.

Çarpışma Partisi, Öğğk Casey doğduğu Middleton kasabasının çölünde hayvan yuvalarına kolunu ya da bacağını sokarak kendine kuduz bulaştırması ve ölümünün ardından derlenen bir tanıklık hikâyesi. Cinsellik, mastürbasyon, fanteziler, tıbbi atıklar morglar, arıtma tesisleri diğer romanlarında olduğu gibi tekrar edip gider bu romanında da. Romanlarında kilisenin sahte bir din kurguladığı üzerine kahramanların çatışmalarını gözlemleriz. Kilise imajları parodileşmiş olarak sunulur. Tıkanma’da ise annelerle oğulları arasındaki sevgi ve didişmeye seksin bağımlılık yaratma gücü, yaşlanmanın dehşetine yer verir Palahniuk.

Ölümün Pornosuyla yüzleşmek

Türkçe’ye son çevrilen kitabı Ölüm Pornosu’nda, porno kraliçesi Casey Wright’ı konu ediyor Palahniuk. Kameralar önünde 600 erkekle seks yaparak rekor kırmak isteyen Casey Wright’ın hikâyesini dinliyoruz ondan. Rekordan ziyade Ölüm Pornosu’yla yüzleştiriyor bizi yazar. Hikâyeyi Bay 72, 137 ve 600 anlatıyor bize. Cassie Wright’ın rekor denemesine 600 adam onun ölümü pahasına onunla olmaya ‘evet’ diyor. Bay 72, 137 ve diğer kahramanların hikâyeleri de en az rekor denemesi kadar çarpıcı. Kahramanların hikâyelerini kendi ağızlarından dinliyoruz. Üvey ailenin kanatları altında büyüyen Bay 72 öz annesini bulma peşinde ve 600 kişi içinde en genci. Baba tacizine uğramış Bay 137, başarılı televizyon kariyerinin ardından borçları yüzünden hayatının dağılışını izlemiş eski bir oyuncu. Bay 600’se bir insanın başına gelebilecek her şeyi yaşamış olduğuna inanan ama yaşlandığını kabullenmeyen meçhul bir baba. Diğer 570 erkek ve Cassie Wright’in asistanı Sheila ise rekor denemesi için çalışan; kahramanlar. Kitapta yer alan kahramanların her biri kendi hayatlarının hesaplaşmasını yaşıyor. Duymak istemediklerimiz tüm gerçekliğiyle, çoğu zaman da erotik bir dille aktarıyor yazar.

Yıkıcı, sıra dışı arayışlar

Porno setinin bekleme odasında numaralarının söyleneceği anı elleri boxerlarının içinde bekliyorlar. Bronzlaştırıcı kremler, kokular, jiletleme törenleri eşlik ediyor bu bekleyişe. Pallanuck, pornoyu set alanına taşıyarak sağlıklı, steril fantezi dekorlarında temiz ışıkta çekilmiş Amerikan porno filmlerini, ya da fanteziye edebi tatlar katma gayreti içinde, görünen Fransız filmlerinin eleştirisini irkiltici bir kirlilikte anlatarak tahrikin boyutlarını ortaya koyuyor. Romanın başkahramanı Porno yıldızı Wright’ın amacı ise bu rekor denemesi onun ölümüne neden olsa bile dünyadaki tek varlığının; nerede olduğunu bile bilmediği çocuğunun yararına olacağı inancı. Ama diğer dört kahramanın aksine o anlatmıyor tüm bunları. Porno yıldızı Wright’ın hikâyesini diğer kahramanların gözünden dinliyoruz. Roman boyunca cinsel organlar en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor. Tiksinmek ve tiksindirmek açık olarak Palahniuk’un hissettirdiği bir şey bize. Yazar, yıkıcılık, sıra dışı arayışlar tüketim toplumuna ait imajları sanat alanına taşırken; porno endüstrisi ve gösteri toplumunun ortaya çıkardığı ilişkilere karşı bir “durum” yaratma peşinde olduğunu gösteriyor. Ölüm Pornosu’nda roman kahramanları eylemleriyle eğleniyor gibi görünse de mevcut sosyal ilişkilerden, kurumlardan ve iktidardan duyulan rahatsızlık ve tüketmenin, insanları nasıl baştan çıkardığının mesajını alıyoruz. Kitapta ortaya çıkan Pornografik kaos, Pallahniuk’un kargaşa projelerinden biri. Yazar bu romanında da çarpıklıklara, sistemin gidişatına öneriler geliştirmek değil, çarpıklıkları sergilemek niyetinde.

İlke Kamar – edebiyathaber.net (23 Nisan 2011)

Yorum yapın