Yazarın Odası: Sibel Ateş Yengin | Meltem Dağcı

Kasım 28, 2019

Yazarın Odası: Sibel Ateş Yengin | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Sibel Ateş Yengin’i, arkadaşı Ayfer Candemir’le  konuştuk.

1) Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Bilgisayarı yanında olduktan sonra her yerde yazar. Evinin garaja bakan bahçesinde bile bilgisayarını alır, dizine koyar, başlar yazmaya. Onun için çayı, sigarası ve bilgisayarı yanındaysa hangi mekan olduğu fark etmez. Bu arada kafelerde ve çay bahçelerinde de konsantre olup yazmayı sever. Öyle sessizlik arayışı yoktur. Bana da “Kitabını kap gel, sen oku, ben yazarım,” der. Dışa dönük, neşeli, kıpır kıpır biridir, saatlerce masada oturup yazabileceğini hayal edemezsiniz ama yaptığı her neyse ona kafasını taktıysa bitirene kadar da yerinden kalkmaz. Yazma anında ilginç bir anımız olmadı. Kafede çalışıyorsa ben de yanındaysam arada durur heyecanla yazdıklarını okuyup paylaşır. Muhakkak benden geribildirim ister. Gündelik sohbetlerimizde tanık olmadığım, bilmediğim arka bahçesini yazdıklarında görmek beni hep şaşırtmıştır.

2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

İlgi alanlarımız farklıdır. Ben daha çok fotoğraf, sanat tarihi ve psikolojik romanlar üzerine okumalar yaparım. Sibel öyküler okumayı tercih eder. Elbette birbirimizin yaratıcılığını destekleyecek kitap önerilerinde de bulunuruz.

3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Yazdıklarını okutur, eleştirilere açıktır. Kendine gelen yorumları da önemser, değerlendirir. Sadece bana değil, yorumlarını önemsediği başka arkadaşlarıyla da paylaşır yazdıklarını. Öykülerinin bizdeki yansımasını bilmek ister. Sibel’in yazdıklarını okumak beni zaman makinesindeymişim gibi hissettirir. Onun öyküleri beni çocukluğumdaki yetişkinlerin dünyasına götürür. Ben de genellikle her okumadan sonra “Yine beni paralize etmeyi becerdin Sibel,” derim.

4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Dağınık biri olmasına rağmen evde çalışıyorsa masasının üzeri inanılmaz bir şekilde düzenli olur. Hatta öyle ki hiçbir objenin yamuk durmasını bile istemez. Çayını ve sigarasını yanından asla eksik etmez.

5)   Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Sibel’in çantasında muhakkak birkaç kitap vardır.  Ama şu sıralar Selçuk Baran’ın bütün öykülerinin toplandığı Ceviz Ağacına Kar Yağdı kitabını yeniden okuyor.

edebiyathaber.net (28 Kasım 2019)

Yorum yapın