Yazarın Odası: Nazlı Doğan Özsöz | Meltem Dağcı

Ekim 9, 2025

Yazarın Odası: Nazlı Doğan Özsöz | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son dönemde okuduğu kitapları, bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Nazlı Doğan Özsöz’ü, eşi Cihad Özsöz ile konuştuk.

1)Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Nazlı’nın çalışma alanı evin en aydınlık yerlerinden birinde, salonumuzdaki kütüphanenin yanında. Bir metin üzerine çalışıyorsa bitene kadar gündemi ve zihni sadece o metinle dolu olur. Gündelik işlerini yaparken arka planda daima o metnin detaylarını düşünür. Sabah saatleri bu düşüncelerinin ve notlarının bir bütüne dönüştüğü saatlerdir. Yüreğin Kabarmış’ı kaleme aldığı süreçte bir akşam Kalben konserine gittiğimizi hatırlıyorum. Konserde bir ara ağlamaya başladığını fark ettim. Ben şarkılar nedeniyle duygusallaştığını düşünürken Nazlı kafasında sadece romanın döndüğünü ve romanın ana karakteri Defne’ye ağladığını söylemişti.

2) Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Nazlı’yla her zaman birbirimizin ilk okuyucusuyuzdur. Karaladığımız şeyleri önce birbirimizle paylaşır, ilk eleştiri ve değerlendirmeleri karşılıklı yaparız. Bir şeyler yazdığımız süreçlerde işimize yarayacağını düşündüğümüz okumaları, röportajları ya da haberleri mutlaka paylaşırız. Okuma önerileri konusunda Nazlı’nın çok geniş bir birikimi var. Yeni bir şeyler yazmak, yeni bir adım atmak istediğimde nereden başlayabileceğime dair nokta atışı okuma önerileri her zaman hazırdır. Ayrıca arkadaşlarımızla da karşılıklı okuma ve tartışma süreçlerini zenginleştirmeye çalışıyoruz. Nazlı, ben ve arkadaşımız Atakan Boran ile şu sıralar ikinci sezon kayıtlarını aldığımız “Öykü Notları” isimli bir podcast serimiz var. Her bölümde bir yazar ve öyküsü üzerine üç farklı perspektiften fikirlerimizi paylaşıyoruz. Bir de “Kaçış Rampası” ismiyle andığımız bir öykü okuma grubumuz var. Yaklaşık iki buçuk yıldır süren bu toplantılarda sayısız yazarı ve öykülerini tartışma imkânı bulduk.

3)Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Bir önceki soruda da belirttiğim gibi, birbirimizin ilk okuru olduğumuz için yazdıklarının özgünlüğüne, tutarlılığına ve derinliğine dair her zaman fikrimi sorar. Hem roman yazdığı süreçte hem de işi gereği kaleme aldığı metinlerle uğraşırken gidişata dair küçük toplantılar yapmışızdır. Bu toplantılarda aldığı notlar, içinden çıkamadığını düşündüğü kafa karışıklıkları ve karakterlere dair fikir alır. Öneriler konusunda çok açık fikirlidir.

4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Nazlı için sabah erken kalkıp çalışmak çok önemlidir. Sabahları ilk işi kahvesini yapıp masasının başına geçmektir. Evin içinde hareketlilik başlayana kadar sessizlikten ve gündüzün aydınlığından ilham alır. Yakın zamanda kaybettiğimiz kedimiz Escher’in ya da hâlâ bizimle birlikte olan Hermes’in, Nazlı’nın çalışma masasını işgal edişini de bu ritüelin bir parçası olarak kabul ediyorum.  

5)Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Bu aralar geri dönüş okumaları yapıyor. Saramago’nun Körlük eseri ve Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm’ünü yeniden elinde görüyorum. Ayrıca Irmak Zileli’nin Şimdi Buradaydı eseri de yine bir süredir elinin altında duruyor. İkinci roman dosyası için de bazı teorik ve edebi okumalar yapıyor ama onlar şimdilik bende kalsın.

Yorum yapın