Yazarın Odası: Naile Dire | Meltem Dağcı

Ekim 29, 2020

Yazarın Odası: Naile Dire | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Naile Dire’yi, arkadaşı Oğulcan Kütük ile konuştuk.

1)Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Yazılarını evden başka bir yerde yazdığına şahit olmadım. Dışarıda pek rahat edip dikkatini toplayamıyor bu iş için. Önce kâğıda yazar, sonra bilgisayara geçirir. Geçirirken de kâğıttakinden bambaşka bir şiir yazmış olur mutlaka.

2) Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Galiba bizim arkadaşlığımız en çok bunun üzerine kurulu. Ne okuyup ne düşündüğüne dair her zaman fikirlerini paylaşır. Elindeki metinden sevdiği yerleri mutlaka gönderir bana. Uzun bir sınava hazırlanma sürecine girdi geçtiğimiz yıl, o süreçte elbette biraz aksattık ama kaldığımız yerden devam ediyoruz şimdi.

3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Her yazdığını tutup o an okutan bir şair değil Naile, büyüsünün kaçtığını düşünüyor. Çok spesifik önerilerdense, ilk bakışta şiiri sevip sevmediğime odaklanır genelde. Durgun göründüğüne bakmayın, çok tez canlı yani aslında. Yalnız “buzun suya dönerken çıtırtısı adım”ı yazıp bitirdiği an yollamıştı bana, o günü hiç unutmuyorum. İkimizi de kuvvetle heyecanlandırmıştı o şiir. Yarım günde yazmıştı üstelik. Akşama kadar dönüp dönüp her dizesinin üstünden geçtik de öyle attık heyecanını. Yeni E’de yayımlandı sonra. O şiirin yeri diğerlerinden biraz ayrı o yüzden bende. Bunun dışında tabii kitaplarımızı hazırlarken de epey paslaştık. Hatta onun dosyasının ilk taslağına son hâlini Kadıköy’de vermiştik. Çok serin bir akşamüstü, bir kafede. Üstüne nefis bir kahve içtik. Mutlaka bir kere daha gelip orada aynı kahveden içecektik, kapanmış kafe. Yazık oldu.

4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Ritüeli yok eminim, sessizlik yeterli. Sadece yazı yazarken değil, normalde hayatında da sese, gürültüye karşı takıntısı var. Geçen hafta, yan komşusunun sabahlara kadar süren sesleri yüzünden kavga ettiler hatta. Neyse ki polislik olmadan bitti iş. Bakmayın çok naziktir aslında, öncesinde hep naziktir. Ama işte bazen deliriyor.

5) Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Üç dört kitabı bir arada okur genelde. Woolf’un Dalgalar’ına başladı geçtiğimiz günlerde. O kitaba özen göster başka kitaplarla okuma bence, dedim fakat yanında Hulki Aktunç’la İlhan Berk’in toplu şiirlerini de okuyor şimdi. Bir de Ranson Riggs’in bir kitabını okuduğunu söylemişti ama adını anımsayamıyorum şimdi.

edebiyathaber.net (29 Ekim 2020)

Yorum yapın