Britanya’nın en sevilen çocuk kitabı yazarı Jacqueline Wilson’un yeni kitabı Sevgiler Frankie, Eksik Parça yayınlarından okura sunuldu.

Daha önceki eserlerinde aile sorunlarına dikkat çeken yazar, bu eserini gençlik, kimlik arayışı, eşcinsellik, kabullenme üzerine kurguladığından, Sevgiler Frankie’ı, genç okurların beğeneceğini düşünüyorum.

Kitabın bütününde baş kahraman Frankie üzerinden hayatın başında olan gençlerin, karşılaştıkları / karşılaşabilecekleri olay, duygu ve durumları gözlemliyoruz. Eser, günümüzde gençler arasında en önemli konu olarak gördüğüm akran zorbalığıyla başlıyor. Böylelikle okuru içine alıveriyor. Jacqueline Wilson’un gençleri iyi gözlemlediğimi düşünüyor, ilerliyorum.

Parçalanmış bir ailede büyüyen Frankie, annesi, kardeşi ve ablası ile aile bağlarını güçlü tutarken aynı zamanda hepsinin farklı duygusal dalgalanmalar yaşadıklarını görüyoruz.  Eser boyunca Frankie’nin ailesiyle ufak çatışmaları olsa da onlarla dayanışma içinde olduğunu, sosyal hayatta çekingen, içe kapanık bir birey olan Frankiein, olay ve çevre faktörüyle  nasıl şekillendirdiğini  görüyoruz. Zorbalığı yapan Sally ile yaklaşımı da tam olarak böyle başlıyor.

Eseri önemli kılan bir konu da birçok gencin yaşadığı “sıkışma” hissi. Eğlence, arkadaşlık gibi sosyal çevreyle dünyaya başka  pencereden bakan annesinin kuralları, hastalığı ve aile bağları arasında sıkışıyor. Bu dengeyi yakalamak istedikçe, kendinden çok daha cesur kız arkadaşı Sally’e ilgisi farklılaşıyor. Erkek arkadaşı Sam ile duygusal bir bağ yakalayamıyor.

Baş kahraman Frankie’nin, yazar olma hayali, ailesi ile dengede kalma azmi, diğer akranlarıyla ortak paydada buluşma isteği tam olarak kendini tanıma yolundaki adımları. Güven, endişe, kendini iyi ifade edebilme, öncelikler, anlaşmazlık halinde çözüme odaklanabilme yazarın kahraman üzerinden okura sundukları.  Ancak zorbacıların başı Sally’e hissettikleri Frankie’nin kendini duygusal anlamda tanıma yolunda attığı en güçlü adım.

Annesinin sağlık durumunu endişeyle gözlerken, kardeşler arası sorun, kıskançlık, sevgi, kendini var edebilme anlamında da okuru düşündürüyor.

Eseri sadece bir kurgu değil daha inandırıcı yapan temellerden biri de günlük yaşamda hissettiklerimize ve yaşadıklarımıza benzer olaylar oluşu aynı zamanda tepkilerin bu ölçüde gerçekçiliği. Aile içi ilişkiler, sosyal ortamda var olabilme, arkadaşlık ilişkilerinin gerçekçiliği, iç çatışmalar, kıskançlıklar eseri daha gerçekçi kılıyor.

Sevgiler Frankie, genç bir bireyin büyüme sürecinde yaşayabileceği tüm çalkantılı ya da dingin deneyimleri okura sunuyor. Her türlü zorluk ve iç çöküşle başa edebilmenin yollarını işaret ediyor. Ama bana kalırsa eserin asıl vermek istediği mesaj, yaşamda önümüze çıkacak tüm olumsuzluk ve zorlukları sevgiyle azaltabileceğimiz.

Esik Parça Yayınlarından çıkan bu eseri “sevebilmeyi isteyen” tüm genç okurlara öneriyorum.