Şimdi ayağa kalkma zamanı; romanlar da ayrımcılığın karşısında duruyor | Kayti Burt

Ağustos 21, 2018

Şimdi ayağa kalkma zamanı; romanlar da ayrımcılığın karşısında duruyor | Kayti Burt

Amerikalı siyahlara sistematik bir şekilde uygulanan şiddete karşı bir tepki olarak yazılmış ve Batı Afrika kültüründen esinlenmiş, fantastik bir dünya hayal edin. İşte o dünya, 24 yaşındaki Nijerya asıllı Amerikalı Tomi Adeyemi’nin yazacağı fantastik üçlemenin ilk kitabı olan Kandan ve Kemikten Çocuklar’ın dünyası.

Eğer siz de internetin sıkıntıdan çok keyif veren kısımlarında gezinen biriyseniz Adeyemi ile çoktan tanışmış olabilirsiniz. Adeyemi’nin baskıdan yeni gelen kitabını ilk gördüğü anı gösteren videosu viral olmuş; hatta Stephen King tarafından bile paylaşılmıştı. Bu kitap Adeyemi için büyük önem taşıyor; New York Yimes’ın Genç Yetişkin Çok Satanlar Listesi’nde bir numara olmasını da hesaba katarsak, okuyucular için de önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Kandan ve Kemikten Çocuklar Orişa adlı bir dünyada geçen, 542 sayfalık epik bir roman. Bir zamanlar büyü ile dolup taşan Orişa’nın acımasız kralı Saran, tanrıların büyüsü ile majilerin büyüsü arasındaki bağı koparmış. Artık yalnızca gizli büyü yeteneklerine sahip kâhinler var ve onlar da kendilerini Orişa nüfusunun kalanından ayıran beyaz saçlarıyla temsil ediliyorlar.

On yedi yaşındaki Zelie de bir kâhin ama farklılıkları nedeniyle başı hep derde girmiş. Çocukken, Saran’ın başlattığı maji soykırımında annesinin öldürülüşünü izlemek zorunda kalmış. Şimdiyse babası ve erkek kardeşi Tzain ile deniz kenarındaki Ilorin köyünde yaşıyor. Sevgi dolu bir aileler ama hayatları Zelie gibi kâhinlere uygulanan vergiler sebebiyle duygusal olarak da finansal olarak da sürekli zorlaştırılıyor. Bu durum siyahi insanların ve diğer azınlıkların gerçek dünyada sık sık maruz kaldığı sistematik baskılara pek üstü kapalı olmasa da, son derece etkin bir paralellik gösteriyor.

Fakat kitapta yalnızca Zelie’nin hikâyesi anlatılmıyor. Zelie’nin yanı sıra Prenses Amari ve Prens Inan’ın dilinden de anlatılıyor hikâye. Amari’nin de Inan’ın da hem babaları Saran’la, hem de krallıklarıyla ve kendi güçleriyle karmaşık ilişkileri var. Amari ailesine de prenses rolüne de hiçbir zaman tam olarak uyum sağlayamamış biri. Babasının bir vahşete daha sebep olduğunu görünce de kâhinleri majiye dönüştürme gücüne sahip olan büyülü yazmayı çalıp saraydan kaçıyor. Amari ile Zelie’nin kaderleri neredeyse hemen kesişiyor ve tüm kitabın en tatminkâr ve incelikli ilişkisi başlamış oluyor.

Üçüncü anlatıcı Prens Inan ise ne yöne gideceği konusunda en büyük tereddüdü yaşayan kişi. Görevlerini kendinden bile üstün görecek şekilde yetiştirilmiş olan Inan bu anlayışın bir meyvesi haline gelmiş ama aynı zamanda iyi bir kalbi var ve kız kardeşine olan sevgisi, babasının olmasını istediği kişiye dönüşmesini engelliyor. Zelie’yi, Amari’yi ve yazmayı bulmaya gönderildiğinde de hem Orişa’nın geleceğini hem de kendi ruhunu etkileyecek zor kararlar vermesi gerekiyor. Nihayetinde verdiği kararlar pek de tahmin edilecek türden olmuyor; hikâyenin ilerlemesini sağlıyor ve romanın ahlaki açıdan en karmaşık temalarının keşfine yarıyor.

Kandan ve Kemikten Çocuklar’daki aşk, tam anlamıyla içine giremeyeceğiniz kadar az gelişmiş olsa da romandaki kardeşlik ilişkisi özellikle çok güçlü. Bu dünyada yaşayan iki çift kardeşin hikâyesi anlatılıyor kitapta. Aslında benzer şeyler yaşayan, deneyimleyen ve benzer şeylere maruz kalan Amari ve Inan ile Zelie ve Tzain’in durumunu cinsiyet farkları nasıl etkiliyor? Aile, toplumsal ve bireysel görevlerimizle nasıl kesişiyor ve kimi zaman durumu nasıl karmaşıklaştırabiliyor? Kitapta kardeşlik teması üzerinden sunulan ve keşfedilen pek çok ilginç soru var.

Kandan ve Kemikten Çocuklar’da katarsise yol açan bir diğer tartışmalı tema ise travmanın hepimizi hem kişisel hem de kolektif seviyede nasıl etkilediği. Orişa, Saran’ın majilere uyguladığı sistematik soykırım ile sonsuza dek değişmiş bir yer.

Bu soykırım toplumu etkilemeye, kimseyi mutlu etmeyen ayrıcalık, güç ve baskı hiyerarşileri yaratmaya devam ediyor. Bu durumu ülkemizin bugün de devam eden ırkçılık temelli şiddet ve baskı geçmişine benzetmek çok da zor değil.

Daha önce de değindiğimiz gibi, burası dokusunu Batı Afrika kültüründen ve geleneklerinden alan ve neredeyse tamamen siyahi karakterlerle dolu bir dünya. Black Panther’in Afro-fütürist dünyasından veya kısa bir süre önce çıkan Den Of Geek Kitap Kulübü novellası Binti’nin Nijerya kültürünü baz alan spekülatif kurgusundan hoşlananların bu seriye de bir göz atmalarını öneriyoruz. Spekülatif kurgudaki zengin Afro-fütürist geleneği hiç araştırmadıysanız, Kandan ve Kemikten Çocuklar başlamak için harika bir kitap.

Serinin devamında gelecek iki kitabı ve Fox 2000’in sürdürdüğü film uyarlaması hazırlıklarını da düşünürsek, bu kitap Orişa ile Adeyemi’nin adını son duyuşunuz olmayacak ve bunun için de müteşekkir olmalıyız. Gerçek dünya artık biraz daha büyülü çünkü.

edebiyathaber.net (21 Ağustos 2018)

Not: Bu yazı ilk kez 24 Mayıs 2018 tarihinde denofgek.com adlı internet sitesinde yayımlanmıştır.

Yorum yapın