“Rübab-ı Şikeste” yeni baskısıyla ışıl ışıl | Yaşar Öztürk

Ağustos 15, 2018

“Rübab-ı Şikeste” yeni baskısıyla ışıl ışıl | Yaşar Öztürk

Sadece şair olarak değil yaşamı, düşünceleriyle çağını ve çağımızı etkileyen Tevfik Fikret ölümümün 103. yıldönümünde başyapıtı Rübab-ı Şikeste’nin yeni baskısıyla ışıldamayı sürdürüyor.

Türk edebiyatının Batılılaşma sürecine büyük katkıda bulunan, Edebiyat-ı Cedide, diğer adıyla Servet-i Fünun Edebiyatı’nın en büyük temsilcilerinden biri sayılan Tevfik Fikret Rübab-ı Şikeste (Kırık Saz) yapıtında insana ve doğaya dair konuları dönemin yazın üslubuyla harmanlamış.

Aruz vezniyle yazılan; çokça Arapça, Farsça tamlama ve kelime barındırdığından, özgün metin olarak okunması günümüz okurları için oldukça zor olan yapıtı, Prof. Dr. Mehmet Kanar titiz çalışmasıyla okunur, anlaşılır hale getirmekle yetinmemiş, Osmanlıca öğrenmek, Osmanlıcasını geliştirmek isteyenler için de bir kaynak kitaba dönüştürmüş. Matbu metin bilgisayar ortamında yeniden dizilmiş, tamlamalar gösterilmiş, şiirlerin Arap harfli metinlerinin yanına, çevrimyazımla Latin harfli biçimleri eklenmiş. Her şiirin vezni belirtildiği kitabın son bölümünde, anlaşılabilir olması açısından tüm şiirler sadeleştirilmiş bir dille okuyucuya sunulmuş. Bununla da yetinmeyen Mehmet Kanar sözlükçü kimliğinin verdiği gücü de kullanarak yapıta kapsamlı bir de (deyimler, tamlamalara da açıklık getiren) sözlük eklemiş. Yapıt Tevfik Fikret’i yakından tanımak, şiirlerinden kana kana içmek isteyenler için olduğu kadar o dönem edebiyatını ve Tevfik Fikret’in üslubunu yakından tanımak isteyen ve gerekse Osmanlı Türkçesi bilgisini geliştirmek isteyenlere ışık tutan bir rehber kitap olmuş.

Son dönem en verimli Osmanlıca, Farsça ve Arapça çevirmenlerin başında gelen Mehmet Kanar bu çalışmada Rübab-ı Şikeste‘nin daha kolay okunup anlaşılmasını sağlamış. Bu amaç doğrultusunda matbu metinden yola çıkılarak bütün kitap bilgisayarda yeniden dizilmiş, tamlamalar (izafet kesresi, izafet hemzesi) gösterilmiştir. Böylece matbu metindeki -az sayıda olsa da- dizgi hataları ortadan kaldırılmıştır. Her şiirin Arap harfli metni yazıldıktan sonra o şiirin altında şiirin vezni kaydedilmiş, çevrimyazılı metne geçilmiştir. Tam transkripsiyon alfabesi metnin görüntüsünü bozacağından sadece “hı” harfi ile “ayn” harfi için transkripsiyon alfabesinden yararlanılmıştır.

Osmanlıcadan yapılan çevirilerde en çok zorlanılan konunun da eserin kapsamlı bir sözlüğüne yer verilmemesidir. Rübab-ı Şikeste ikili, üçlü, hatta dörtlü Farsça tamlamalarla dolu bir kitaptır. Şiirlerin iyi anlaşılması için tamlama içindeki kelimelerin ayrı ayrı maddelendirilmesi çok anlamlı olmayacağından her tamlama bir sözlük maddesi olarak kabul edilmiştir. Buna göre sözlük maddesinin çevrimyazılı şekli, Arap harfli yazılışı ve günümüzdeki karşılığının verilmesi yoluna gidilmiştir. Çalışmanın son bölümünde şiirlerin yapısına dokunulmadan ve mümkün oldukça üsluba zarar verilmeden dil içi manzum çevirisi yapılarak şiirlerin kolay anlaşılması hedeflenmiştir.

Rübab-ı Şikeste‘nin dilinin ağır olmasını iki nedene bağlıyor Mehmet Kanar; birincisi, bütün şiirlerin aruz vezniyle yazılmasıdır. İkincisi, Tevfik Fikret’in meramını anlatmaktan ödün vermemesi, aruz kıskacında kaldığı için Farsça, Arapça kelimelerle tamlama yapma yoluna başvurmasıdır. Şair meramını ifade etmek maksadıyla özellikle Farsçada kullanılmayan veya nadir kullanılan birleşik kelimeler türetmiştir. Elsine-yi selaseye (Türkçe, Farsça, Arapça) tam anlamıyla hakim olması ona bu imkanı vermiştir. Kelime ve tamlama kurgusunda, mazmunlarda Divan edebiyatından, hatta Eski Anadolu Türkçesi unsurlarından da faydalanmıştır.

Rübab-ı Şikeste yapıtında Halûk’un Defterinden, Hemşirem için, Sis-Rücû, Bir Lahza-yı Te’ehhür, Millet Şarkısı, Âveng-i Tesâvir, Âveng-i Şühur, Eski Şeyler, Tarih-i Kadim, Tarih-i Kadime Zeyl, Rübabın Cevabı, Doksanbeşe Doğru, Revzen-i Mahlû bölümleri içinde yer alan şiirler bir yaşam ansiklopedisi. Psikolojiden siyasete, aşktan ihanete, tarihten özel iç dünyaya hemen hemen her konuya ses veriyor Tevfik Fikret’in (Mehmet Kanar bezemeli) Kırık Saz’ı.

Şöyle sesleniyor Tevfik Fikret okuyucularına:

Size, ey bilmediğim görmediğim okuyucular,

Size ithâf ile yayınlıyorum bunları ben,

Size ithâf ile; zira ne için gizleyeyim

O sizin görmediğim bilmediğim gözleriniz

Şiir sayfama bakışlarını çevirirken

Belki bir noktada birden durarak, velvelesiz

Gösterişsiz iki üç damlacık saçar …

Ben bu umut ile hayalı uğurlamaktayım.

İki üç şefkat damlası .. . Bu teselli yetişir;

Şu kasvet verici mücadele alanında bütün hüsranla,

Bütün elemler ve facialarla geçen günlerimin

İki üç damladır ancak silecek matemini

Sizin en doğru gören bir vicdan gözüyle

Ta uzaktan bana bakmaktasınız, müstağni

Övgü̈ hediyemden … Ne samimiyettir

O bakış şiirlerimin yüzüne sakin sakin!

Hepsi bunlar, bu yazılmış, unutulmuş şeyler

O samimiliğe cezbedişmiş olarak toplanıyor;

Kim bilir, belki içinden biri elemlerinizin,

-Evet, elemlerinizin; çünkü elemden uzak

Yaşayan yok… Buna biçare insanoğlu katlanıyor! –

Belki bir naçiz yansıması olur; en yüce

Yaşayanlar bile hissetmede en küçük ve hakir

Yaşayanlar gibidir … Aynı çamurdan bu yığın

Tevfik Fikret’le, büyülü şiirleriyle tanışmaya, aslında bir şölene geçit sunuyor Mehmet Kanar övgüye değer çabasıyla.

Yaşar Öztürk – edebiyathaber.net (15 Ağustos 2018)

Yorum yapın