Söyleşi: Ada Demir
Bir röportajınızda yazarlığınızın ilk 15 yılında yetişkinler için romanlar kaleme alan bir yazar olduğunuzu belirtiyorsunuz. Sonra ne oldu da birden çocuklar ve gençler için kitaplar yazmaya karar verdiniz? Çoğu yetişkin kitapları yazarı çocuk kitabı yazmakta zorluk çekiyor. Sizdeki bu dönüşüm ne gibi zorluklar, kararlar ya da değişiklikler getirdi yazarlığınızda?
Genç okurlar için yazmayı hiç düşünmemiştim; ta ki kendi çevremde geçen bir hikâyeye rastlayana kadar. Bir araya gelen ve “Freak the Mighty” (Acayip Güçlü, 2021) ismini alarak dünyaya meydan okuyan, dışlanmış iki çocuğun hikâyesi. Dürüst olmak gerekirse, ne yaptığımı pek bilmiyordum. Hikâyenin hangi yaş grubunun ilgisini çekebileceğine dair hiçbir fikrim yoktu. Ama 12 yaşındaki bir çocuğun sesiyle yazabildiğimi keşfetmem, kariyerimi değiştirdi; hem de çok daha iyi bir yönde!
“Deli Nehir”de Montana, şimdi de “Deli Yangın”da Maine ormanları… Bu iki kitapta da eşsiz coğrafyalarda soluksuz maceralar kurguladınız. Doğada zaman geçiren biri misiniz? Montana ve Maine coğrafyasından aldığınız ilhamı biraz açıklar mısınız?
Dışarıdaki zamanımın çoğu suda geçiyor; ya tekneyle açılarak ya da balık tutarak. “Büyük Gökyüzü” Montana bana yabancı değildi, çünkü Montana itfaiye teşkilatında çalışan arkadaşlarımı ziyaret ediyordum. Maine’e gelince, 1947’de dağlardan denize kadar yayılan Büyük Maine Yangını’nı biliyordum. O yangın üzerine tarihsel bir roman yazmayı düşündüm, ama hikâyeyi günümüzde uyarlamayı daha ilginç buldum.
İz takip etmek, yön bulmak, besin bulmak, vahşi hayvanlara karşı nasıl davranılması gerektiği… Hayatta kalmayı iyi bilen karakterleriniz var. “Deli Yangın”daki Sam de öyle “Deli Nehir”deki Daniel da… Ve tüm bunlar çok sahici…
İtiraf etmeliyim ki, hiç gerçek bir afetle karşılaşmadım. Ama çok güçlü bir hayal gücüne sahibim ve bu sayede kitap kahramanının zihnine erişebiliyorum.
Bugünün çocukları, metropol hayatında korunaklı binalar, dijital dünya ve okul arasında bir üçgende yaşıyor. Çocukların ve gençlerin doğayla ilişkisi giderek zayıflıyor gibi. Öte yandan dünyanın geleceği için gönüllü olarak çalışan pek çok genç var. Onlarla doğa, canlılar, dünyanın geleceği hakkında konuşabilmek için yetişkin dünyaya ne gibi önerileriniz olur…
Teknolojiye ve dijital cihazlara olan tüm bağımlılığa rağmen çocukların hâlâ çocuk olduğunu düşünenlerdenim. Ve bu çocuklar, hayal güçlerini harekete geçiren hikâyelerden ilham almak istiyorlar. Bir yazar olarak ne yaparsanız yapın, çocuklara asla “tepeden bakmamalısınız”. Çocuklar, yılların getirdiği deneyimlere sahip olmayabilir, ama onlar tamama ermiş bireylerdir ve de bu şekilde muamele görmelidirler.
İngilizce’de “page turner” diye bir deyiş var biliyorsunuz. Yazar kitabı öyle bir yazar ki elinizden bırakamazsınız. Biz Türkçe’de böyle tanımlıyoruz bu duyguyu. 😊 Temponun hiç düşmediği, “page turner” olarak nitelendirebileceğimiz romanlar yazıyorsunuz. Hem de dikkati dağılmaya çok müsait bir yaş grubuna. 😊 Nasıl sağlıyorsunuz bu akıcılığı?
Yıllar ve yıllar süren sıkı çalışma; hikâye hikâye, kitap kitap öğrenme… Sanıyorum ki hikâye anlatma yeteneği ve gerilim türünde eserler vermekle geçen yıllar, bir miktar yardımcı olmuştur. Bunlar kadar önemli olan bir başka şeyse, hikâyelerimin kaç taslaktan geçtiği ve onları olabilecek en iyi hâle getirmek için verilen editoryal destek. Bu konuda çok şanslı biriyim!
Türkiye son yıllarda orman yangınlarında binlerce hektar ormanını kaybetti. “Deli Yangın” bu anlamda Türkiye’deki çocuklar ve gençler için daha anlamlı olacak. Onlara ne söylemek isterdiniz?
Genç okurlarıma: Ailenizin güvenliği sizin güvenliğinizden geçer. Zor zamanlar geldiğinde, örneğin bir afet sırasında, işbirliğiniz, cesaretiniz ve soğukkanlı düşünme yeteneğiniz hayati önem taşıyacaktır.
Son olarak, macera kurgularının olmazsa olmaz klişesi “ada” temalı bir soru geliyor. Rodman Philbrick, ıssız bir adaya düşecek olsa yanında olmasını isteyeceği şeyleri merak ediyoruz. 😊
Tek bir şeye ihtiyacım var: Uydu telefonu, böylece yardım çağırabilirim!


















