Pierre Hadot’un kılavuz niteliğindeki eseri “Yaşam İçin Felsefe” artık Türkçede

Şubat 9, 2024

Pierre Hadot’un kılavuz niteliğindeki eseri “Yaşam İçin Felsefe” artık Türkçede

Pierre Hadot’un Yaşam İçin Felsefe adlı kitabı Ayrıntı Yayınları tarafından Kağan Kahveci çevirisiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden:

Ayrıntı Yayınları, Fransız filozof, filolog ve antik felsefe tarihi uzmanı Pierre Hadot’nun Yaşam İçin Felsefe adlı kitabını Türkçe olarak okurlarla buluşturdu! Jeannie Carlier ve Arnold I. Davidson ile Konuşmalar alt başlığıyla yayımlanan kitap Hadot’nun, felsefenin entelektüel bir uğraş olmanın ötesinde bir yaşam tarzı olarak nasıl benimsenebileceğini anlattığı röportajından oluşuyor. Aynı zamanda bu önemli düşünürü yakından tanıma imkânı da sunan Yaşam İçin Felsefe, günümüzde bilgeliğin ya da erdemli yaşamın izini sürmesi bakımından ilham verici bir rehber niteliği taşıyor.

Pierre Hadot’nun Yaşam İçin Felsefe adlı kitabı, Kağan Kahveci’nin Fransızca aslından çevirisiyle Ayrıntı Yayınları’nın Felsefe Dizisi kapsamında yerini aldı.

Bizi dönüştürüp değiştiren kitaplar vardır. İster Marcus Aurelius ve Plotinos’u, ister Stoacılığı ve mistisizmi ele alsın, Pierre Hadot’nun tüm eserleri için geçerlidir bu durum. Yaşam İçin Felsefe, çalışmaları pek çok düşünürü besleyen, onlarda hayranlık uyandıran bir akademisyenin yanı sıra derin, alçakgönüllü, kararlarında ciddi, bazen ironik, asla tumturaklı olmayan bir düşünür olan Pierre Hadot’yu yakından tanıma fırsatı sunuyor. Hadot’un düşünceleri, kadim bilgeliğin nasıl okunup yorumlanacağını, kadimlerin felsefelerinin ve özellikle Marcus Aurelius’un düşüncesinin daha iyi yaşama nasıl bir imkân sunacağını gözler önüne seriyor. Felsefenin teorik veya sistematik yönünün sıklıkla maskelediği bilgeliğin, bir tür yaşama tarzıyla veya yaşam seçimiyle olanaklı olduğunu öne süren Hadot’ya göre “yaşamımız kelimenin en güçlü anlamıyla tamamlanmamıştır… Yaşamıyoruz, yaşamayı umuyoruz, yaşamayı bekliyoruz.”

Felsefenin entelektüel bir uğraş olmanın ötesinde bir yaşam tarzı olarak nasıl benimsenebileceğini gösterdiği bu röportajında Hadot, bir yandan Antik Yunan’dan ortaçağa ve oradan da modern döneme kadar felsefi düşüncenin evrimini anlamamıza yardımcı olurken, öte yandan filozofların günlük yaşamların da felsefi ilkeleri nasıl uyguladıklarını detaylı bir şekilde inceliyor. Bu eser, günümüzde bilgeliğin ya da erdemli yaşamın izini sürmesi bakımından ilham verici bir rehber niteliğindedir.

Pierre Hadot hakkında

Pierre Hadot, filozof, filolog ve antik felsefe tarihi uzmanı. 1922 yılında Paris’te doğdu. Çocukluğu Reims’de son derece dindar Katolik bir ailenin içinde geçti. Felsefe ve teoloji eğitimi aldıktan sonra 1942 yılında papazlık görevine getiril­di. 1952 yılında papazlığı bırakarak kiliseyle bağlantılarını kesti. 1947 yılında Paris’te lisans ve yüksek eğitimini tamamladı. Daha sonra, Fransa’da birçok akademik ödüle layık görülecek olan, Marius Victorinus ve Porphyre üzerine doktora çalışmasına başladı. 1964’e kadar CNRS’de çeşitli araştırma ve öğre­tim görevlerinde bulundu. 1964 ile 1985 yılı arasında EPHE’de Latin patristik dönem çalışmalarını, sonra da Helenistik ve Roma dönemi teoloji ve mistik üzerine çalışmalarını yönetti. 1982 yılında Michel Foucault’nun inisiyatifiyle Collègede France’a seçildi. 1990 yılında aktif öğretim hayatını bıraktı; fakat konferansları ve yazdığı kitaplarıyla entelektüel yaşamına devam etti. Pierre Hadot, 24 Nisan 2010’da hayatını kaybetti. Hadot’nun çalışmaları iki kulvarda ilerlemiştir; bir yandan son derece uzmanlık gerektiren antik metin edisyon kritikleri ve çevirileri yaparken, diğer yandan antik dönem felsefi yaşam üzeri­ne oldukça yenilikçi eserler kaleme almıştır. Filozofların oluşturduğu topluluk­lar, felsefi yaşam biçimlerinin farklı özellikleri, felsefi yaşantının politik yaşantı üzerindeki etkilerini, felsefeci olanlarla olmayanlar arasındaki ilişkileri büyük bir titizlikle incelemiştir. Bu bahiste özellikle antik dönemdeki felsefi “ruhani alıştırmalar” kavramını ön plana çıkartmış ve o dönemden çağdaş insanın ken­disi için ne bulabileceği üzerine düşünmüştür.

edebiyathaber.net (9 Şubat 2024)

Yorum yapın