Oyuncağın ölümü | Emek Erez

Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, söz bitiyor, cümleler yükleme bile varamıyor bazen, hep devrik kalıyor. Dün Suruç’ta yaşananlar da bizi yine yüklemsiz cümleler kurmaya zorluyor. Çünkü bir bitiş var. Yaşamın canice bitirilişi var. Ve bu son öyle bir son ki, öyle bir bitiş ki bu nedenle ifadesiz ve devrik. Nurdan Gürbilek “Sessizin Payı” adlı kitabında; … Read more

Sanatta/edebiyatta yanlılık-yansızlık sorunsalı | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Yazar kavramını irdelediğim yazı dizisini bitirdikten sonra sanat/edebiyat ‘yapıtı’ kavramını irdelemeyi düşünmüştüm. 03 Haziran 1963’te yaşamını yitiren Nazım Hikmet’in elli ikinci ölüm yıl dönümü nedeniyle, Türkiye’de bazı basın organlarında çıkan yazılar, beni sanatta veya edebiyatta yanlılık-yansızlık sorunsalına eğilmeye yöneltti. İlkin bir gerçeği vurgulamak isterim. Nazım Hikmet’in yanlı bir şair-yazardır. Türkçeyi şiirselleştiren ve şiiri toplumsallaştıran bu … Read more

Günter Grass: Özgeçmişi ve etkinliğiyle soruları kışkırtan yazar | Prof. Dr. Onur Bilge Kula

Bir yazar için yazmak korkunç bir azap olabilir mi? 2005’te Dünya Germanistler Kongresi sırasında Paris’te tanışma ve söyleşme fırsatı bulduğum ünlü yazar Günter Grass yaşamını yitirdi. Yazınsal yapıtlarıyla, entelektüel ve siyasal kişiliğiyle Almanya’nın savaş sonrası tarihinde seçkin bir yer edinen Günter Grass, yazmayı şöyle tanımlamıştır: “Yazmak korkunç bir azaptır. Kadın çelenkler önünde gerçekleşen yazar okumalarıysa … Read more

“Sessizin Payı”: Yazı neyi kurtarır? | Emek Erez

Nurdan Gürbilek, son kitabı Sessizin Payı’nda kendi deyimiyle patikalardan ilerleyerek; adalet, vicdan, merhamet, utanç ve son zamanlarda sıklıkla üzerinde durulan, kutuplaşma kavramını, edebiyat ve felsefe metinleri üzerinden okuyor. Yazar iki soru üzerinden yola çıkıyor. Birincisi: Sessizin (henüz konuşmayanın, konuşma imkȃnı olmayanın, artık konuşamayacak olanın) payına daima el konur. O el konulan payı geri alabilir miyiz? … Read more

Dünyaya karşı “durmak” ile meşhur bir şair; Ah Muhsin Ünlü | Emek Erez

Ah Muhsin Ünlü, Murat Menteş ile 2003 yılında yaptığı bir söyleşide; “kişi istekleriyle âlemin istekleri arasında kalmamalı” diyor. Bir yazarı, şairi ya da düşünürü anlama çabası içerisine girdiğinizde, sizi yakalayan bir cümle ararsınız. Sanırım Ah Muhsin Ünlü’yü anlama çabası için benim yakaladığım cümle bu oldu. Yazarların bir dert anlatma, toplumu dönüştürme, başka bir dünyayı mümkün … Read more

Yayınlama Özgürlüğü İzmir’de de konuşuldu

Edebiyat Haber’in de iştirakçilerinden olduğu, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin yürüttüğü “Yayınlama Özgürlüğü Yolunda Projesi” yerellerde yapılan toplantılarla devam ediyor. İzmir’deki toplantıda bir araya gelen yayıncı, edebiyatçı, gazeteci ve hukukçular yayınlama özgürlüğü önündeki engelleri konuştular.  Toplantıda şair ve yazar Akif Kurtuluş, Can Yayınları Genel Müdürü Can Öz ve Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatlarından Tora Pekin yaptıkları konuşmalarda yayınevlerinin, edebiyatçıların ve … Read more

Canavarların ve ölülerin politik güçleri olduğunu düşündünüz mü?

Mark Neocleous’un yazdığı “Canavar ve Ölü”, Ahmet Bekmen çevirisiyle h2o kitap etiketiyle yayımlandı. Gazeteciler anlayamadıkları her şeyi “canavar” etiketi altında sunarlar: Seri katiller, pedofiller, despotik liderler ölümü davet eden canavarlardır. Yönetenler için de kullanışlıdır canavar: Trafiğin sorumlusu bir türlü alt edilemeyen “Canavar”dır! Düşmanlar birer canavara dönüştürülür, uluslar şehitler üzerine yükseltilir. Açıktır ki canavarların ve ölülerin … Read more

Ekin Can Göksoy: “Değiştirilemeyecek olan tek şey geçmişte yaşanmış acılar”

“Münhal”, yeni bir yazarın, Ekin Can Göksoy’un ilk kitabı.  İletişim Yayınlarından çıkan kitap, ilginç hikâyelerden oluşuyor… Bazen Ray Bradbury’i andıran bir bilim kurgu, bazen Borges’in büyülü fantastik evrenini hatırlatan bölümler okuyoruz ama başka, çok kendine özgü bir tortu da bırakıyor yazar bize. Göksoy’la yazarlık serüvenini ve ilk kitap heyecanını konuştuk… Genellikle, genç yaşta öyküler yazılır, … Read more

Satürn yıldızının altında bir düşünür: Walter Benjamin | Emek Erez

Alman edebiyat eleştirmeni, düşünür, kültür tarihçisi, eleştirmen ve estetik kuramcısı Walter Benjamin. Bu kısa tanım onunla ilgili her yerde geçiyor ama her bakımdan da eksik kalıyor. Başucu kitabı olarak değerlendirdiğim YKY tarafından basılan “Tek Yön”, 1928 yılında ilk kez yayımlanmış. Kitabın türü ile ilgili olarak deneme ya da aforizma olduğuna yönelik değerlendirmeler olsa da Adorno … Read more

Ahmet Ergenç’le “Oğuz Atay ve ‘Oyun’ Meselesi” atölyesi

İzmir-Şirince’de bulunan Tiyatro Medresesi, 23-26 Ağustos tarihlerinde Ahmet Ergenç’le “Oğuz Atay ve ‘Oyun’ Meselesi” atölyesi düzenliyor. Atölye şöyle tanıtılıyor: “Oğuz Atay için ‘oyun’ ve ironi çok merkezi kavramlar. Hemen hemen bütün kitaplarında dış dünyanın can sıkıcı hakikatleriyle ‘oyun’a başvurarak alay eden ve böylece hakikatlerin altını boşaltan (ya da zaten altının boş olduğunu gösteren) Oğuz Atay’ın … Read more

Mağdurun Dili, Dört Kalemi | Arzu Lermioğlu

Nurdan Gürbilek, kendisini dışlanmış, horlanlanmış hissedenlere yakın gören bir edebiyatı irdeliyor denemelerinin yer aldığı ‘Mağdurun Dili’nde*. Kolayca melodrama dönüşebilecekken, ‘bir ulusal mağduriyet hikâyesine doğru daraltmadan’ yaklaştığı o yalın-acı dolu hayatlara bizi ustalıkla yakınlaştırabilmiş Oğuz Atay’dan, nihayet ‘Tutunamayanlar’daki anlatımının, üzerinde yarattığı kuvvetli etkiyle okuyucuya açmaya karar verdiği bu hassas meseleyi, “çatışmalarla dolu mekân”ı beş başlıkta, dört … Read more

Christa Wolf’un vicdan sorgusu | Feridun Andaç

“Ne yapacağım ciddi ciddi soruyordum kendime,” böyle diyordu Christa Wolf’un son romanı Melekler Şehri’nin anlatıcı-kahraman’ı. Evet, biliyorduk ki; onun yaşadığı/başından geçenler Wolf’un yaşayıp ettikleriydi! Özyaşamsal izlerin derinlikli biçimde hissedildiği roman, Ekim 1989 Berlin Duvarı’nın yıkılışı sonrası bir sürecin anlatımıyla başlıyor. Kahramanımız 1993’te dokuz aylığına ABD’ye gitmiştir. Aldığı burs onun bir araştırma yapabilmesi içindir. Los Angeles’ta … Read more