Ya ağaç ormanını özlüyorsa? | Emek Erez

“Bütün edebiyat doğa ile cennet arasında salınır ve birini diğerinin yerine koymayı sever.”[1] Canetti’nin bu cümlesi, doğanın cenneti, cennetin doğayı çağrıştırdığını, birinin diğerinin yerine konabildiğini anımsatıyor. Cennet fikri insanın ulaşmayı arzuladığı başka dünya değil midir? Peki, cenneti görmek için illa o uzak yere mi arzu duymak gerekir. Belki dünyanın ayrıntılarında gizlidir bu yer ve bana … Read more

Süreyyya Evren’e 7 soru | Can Öktemer

  Hazırlayan: Can Öktemer En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz? En son okuduğum kitap Mahir Öztaş’ın romanı “Soğuma”. 1995 tarihli bir kitap, ilk çıktığı günleri hatırlıyorum. O yüzden bana yeni çıkmış bir kitabı biraz geç okuyormuşum gibi geliyor. 1990’lardaki kendi perspektiflerimi, heyecanlarımı, önceliklerimi de anımsıyorum okurken, o yılların yazınsal zihinsel iklimini bugünlerle … Read more

Eşiğinde cesaret, arkasında hayat: Çatlak Kızlar Sağlam Kapıda | Funda Dörtkaş

Zamanın birinde “her şey olur, her şey geçer” demişti bir arkadaşım. Bu kısacık cümlenin taşıdığı anlam üzerine düşündükçe olanları hesap edebilmiştim -sayıca pek fazlaydı zira- fakat geçip geçmediği konusunda fikir sahibi olamamıştım. Hâlâ en umulmadık anlarda, o olanlar her ne ise, gözümün perdesinde hayalet gibi görünecekleri hissiyle biraz irkilirim. Bazı yüklemler, öznesinden bağımsızdırlar çünkü. Hafızanın … Read more

“Onlar bazen gönülsüz de giderler…” | Feridun Andaç

Bazen bir cümleyi kurmak zorlaşır hayatınızda. O ânlarda ne yapar insan? Sizi bir duvar gibi çeperleyen her şeye karşı suskun kaldığınız, kabuğunuza iyice çekildiğiniz de olur, baş edemeyince çekip gittiğiniz de. Ama suskunluğunuz da sizinle gider. O cümlenin arayışına vermek için değildir gitmek istenciniz; bedeninizde ruhunuzda taşıdıklarınızın ağırlığıyla başka bir yerin zamanın rengine bürünmeye hazırlarsınız … Read more

Eleştirel okumalar | Feridun Andaç

Kendi öykünü anlatabilmek… Gazeteci Serdar Akinan’ın Sahi Beni Neden Almadılar? kitabını okurken gözlediğim şu: Bizdeki gazeteciler bilgi/belge biriktirmiyor, düzenli bir arşiv çalışmaları olmadığından bunları yazacakları/yazdıkları kitaplarına yansıtmanın ne denli önemli olduğunun pek farkında değiller! Akinan, “Medyanın Hakikatle İmtihanı” altbaşlığını vererek yazılı  basından medyaya geçiş sürecini içeren  öyküsünü anlatırken tanıklıklarının özetini yapmış.  Üstelik satırbaşlarıyla… Dönemine tanıklık … Read more