Yetenekli Bay Ripley: “Burjuva ile Özdeşleşme ve Eşcinsel Krizi”

  Bu yazıda sınıf çatışması ve burjuva ile özdeşleşme miti problematiği üzerine kurgulanan fakat altmetinlerde eşcinsel krizinin psikopatolojisine odaklanan The Talented Mr. Ripley (Yetenekli Bay Ripley) adlı anlatıyı okumaya çalışacağım.    Beyaz perdede burjuva-proleter çatışması Capracorn (1) masallardaki gibi iki sınıfı uzlaştırarak da, proleterlerin bir burjuva ailelesini katlederek nefretini kusuşunu göstererek de (2) yansıtılageldi. Birazdan … Read more

Hasan Saraç, Van Gogh üzerine yazdı: Karanlık bir hayattan güneşli ayçiçeklerine ve parlak yıldızlara…

 “Doğanın böylesine güzel olduğu anlarda ürkütücü bir berraklık yaşarım. Artık kendimden emin değilimdir ve resimler adeta bir rüyada gibi ortaya çıkar.” 30 Mart 1852 günü Hollanda’nın güneyinde, Belçika sınırına yakın Groot-Zundert adında küçük bir kasabada bir erkek çocuğu dünyaya gelir. Bir papaz olan babası Theodorus van Gogh ve annesi Anna Cornelia Carbentus oğullarına Vincent adını … Read more

Kaliforniya’da “Yazarlara Kulübeler”

Sanatçılara yönelik bir konaklama programı dahilinde yazar ve sanatçılar, Woodside'da (Kaliforniya) bulunan dört ahşap kulübede sessizlik ve doğa içinde çalışmaya davet ediliyor. Djerassi Sanatçılara Yönelik Konaklama Programı'nın yapılanması San Francisco'daki CCS Architecture tarafından gerçekleştirildi. Santa Cruz'un dağ manzarasına bakan 26 m2'lik ahşap kulübeler, birleşik bir çatının altında toplandığı halde görsel ve işitsel mahremiyeti sağlayabiliyor. Çelik … Read more

64. Ölüm Yıldönümünde Sabahattin Ali’yi Anmak: Yazgısını Seven Adam ve Şiirinde “Ölüm”ü Çağırmak Temi

Bu sükût çiğnenen bir muhabbetin yasıdır. Bu sükût bir kömürün içerden yanmasıdır. Bu sükût beynimdeki cinnetin potasıdır; Görüp aldanmayınız sessizce durduğumu… Sabahattin Ali, içinde yaşadığı toplumla uzlaşamayan bir şair ve yazardır. Hem şiirlerinde hem de öykü ve romanlarında egemen güçler tarafından belirlenmiş kurallara başkaldıran, bu güçlerin kendilerini ezmesine izin vermeyen bireylerin bilinci mevcuttur. Yazdıklarından ötürü … Read more

Hasan Saraç, Sigmund Freud’un yaşamı ve yapıtları üzerine yazdı

Sigmund Freud: Psikoloji biliminin kurucusu, kokainman bir dahi… “Bizler üç farklı yönden acı çekme tehdidi altındayız; çürümeye ve yok olmaya mahkûm bedenimizden; acımasız ve yıkıcı güçleriyle dış dünyadan; ve son olarak da diğer insanlarla olan ilişkilerimizden. Bu sonuncu kaynaktan gelen acı, muhtemelen diğerlerinden çok daha ıstıraplıdır.” 6 Mayıs 1856 günü, şimdiki Çek Cumhuriyeti’nin, o yıllarda … Read more

Jung: Rüyaların, sembollerin, efsanelerin büyüsünü çözmeye adanmış bir hayat | Hasan Saraç

“Kendime hayretle, hayal kırıklığıyla, hoşnutlukla bakıyorum. Kederliyim, bunalımdayım, coşkuluyum. Ben bunların hepsiyim aynı anda, ama toplayıp da sonucunu bulamam. Nihai değer veya değersizliği belirleme yeteneğine sahip değilim; kendim ve hayatım hakkında hiçbir yargım yok. Tamamen emin olduğum hiçbir şey yok. Hiçbir şey hakkında hiçbir kesin kanaatim yok. Yalnızca doğduğumu, varolduğumu biliyorum ve bana öyle geliyor … Read more

Savaş ve şiddet ideolojisine tarihsel ve edebi bir bakış

Yeni İnsan Yayınevi, tanınmış İsveçli yazar Sven Lindqvist’in 1999'da yayınlanmış ve çok sayıda dile çevrilmiş “Bombalamanın Tarihi” isimli kitabını Selahattin Çelik çevirisi ile geçtiğimiz yıl Türkçeye kazandırdı. Savaş ve şiddet ideolojisine tarihsel ve edebi bir bakış açısı getiren kitap, geniş bir belge ve bilgi araştırmasının, tanıklıkların ürünü. Uygarlık denilen o uzun yürüyüşün gizli ve baskı … Read more

Leylâ Erbil’den İki Öykü

  Seyyar Sahne, uzun zamandır yürüttüğü “anlatı-performans” araştırmaları kapsamında, “Leylâ Erbil’den İki Öykü” adıyla yeni bir gösterimle seyirci karşısına çıkıyor. Leylâ Erbil’in “Ayna” ve “Konuşmadan Geçen Bir Tren Yolculuğu” adlı öykülerinden yapılan bu uyarlama, dilin imkânlarıyla oynayan bir yazarın sanatına, oyuncuların beden, ses ve nefeslerinin sınırlarını zorlayarak karşılık verme denemesi olarak tanımlanabilir. Konuşmadan Geçen Bir … Read more

Jean-Paul Sartre: Liberté kavramını hayat felsefesine dönüştüren egzistansiyalist

“Bu mantıklı, keyifli seslerin ortasında yapayalnızım. Tüm bu yaratıklar zamanlarını açıklamalar yaparak ve birbirleriyle hemfikir olmanın mutluluğunu yaşayarak geçiriyor. Tanrı aşkına, hep birlikte aynı şeyi düşünebilmek neden bu kadar önemli?” Kravatlı beylerin kafelerde gazete okuyup sohbet ettiği, tuvallerine rengârenk fırça darbeleriyle hayat veren empresyonistlerin Montmartre sokaklarında şaraplarını yudumladığı, zarif şapkalarıyla alımlı kadınların kaldırımlarda salına salına … Read more

Chuck Palahniuk: “Yeraltı” edebiyatının “yerüstü” kralı

“Ne kadar dikkat etseniz de, bir şeyleri kaçırmışsınızdır, zihninizi meşgul eden o doyumsuzluk hissini. Bilinçli bir şekilde duyumsamadan içinden koşup geçtiğiniz anlardan geriye kalan o buruk tadı. Eh, bu duyguya alışmanız gerek. Bir gün gelecek tüm hayatınız için böyle hissedeceksiniz. Bu yalnızca bir deneme.” Yeraltı biz sıradan faniler için yolu sonu demektir. Gözlerini yeşil dolarlara … Read more

Dilşad Save’den, Daniel Menaker’in, “Terapi” adlı romanı üzerine bir yazı.

Terapi: Bir tutunuşun öyküsü İnsanın kitap seçimi de film ve müzik seçimi gibi o anda ilgi ve ihtiyaç duyduğu alanlarda oluyor çoğu zaman. Benim yeni bir yazarı veya sevdiğim yararlı bir kitabı keşfedişimse çoğu zaman tesadüfi oluyor. Terapi'yi okumaya başlama nedenim kızımın bu kitabı alıp, uzun süre elinde gezdirip bir türlü okuyamamış olmasaydı. Anneler tıpkı … Read more

İlke Kamar’dan, Chuck Palahniuk’un “Ölüm Pornosu” adlı romanı üzerine bir yazı

Ölüm pornosuna dönüşecek çekimler Duyularınıza hiçbir şey sağlamayan soğuk bir hiçlik, tiksinti verici bir boşluk duygusu Palahniuk romanlarının ardından hissedilir. Aykırı gördüklerimiz, bazen konuşmadıklarımız,  şiddet, vahşet ve cinselliğin her türlü tutumunun övüldüğü; çoğunlukla gerçekle hayal arasında gezinen bir duruş çıkar karşımıza. Onun yarattığı edebi dilde şiddet belirgin bir yere sahiptir. Palahniuk, uyuşturucu ya da seks … Read more