Bir Nietzsche yaratmak -2- | Nazê Nejla Yerlikaya

Nietzsche’nin dünyayı anlatmak için edebi sanatsal modellere başvurduğunu biliyoruz. Nehamas’a göre Nietzsche hayatlarımızı sanatçıların yapıtlarını biçimlendirdiği şekilde biçimlendirdiğimizi iddia ediyor. Özgürlüğün kendini yönetme biçimi olduğunu söyleyen Nietzsche sanatçılar için şu cümleleri sarf ediyor: “Başka konularda onlardan daha zeki olmamıza rağmen sanatçılardan ders almalıyız. Çünkü bu incelikli[ düzenleme, şeyleri güzelleştirme] gücü ancak onlarla, sanatın bitip hayatın … Read more

Bir Nietzsche yaratmak -1- | Nazê Nejla Yerlikaya

“bu benim yolum, ya sizinki nerede? –Bana ‘asıl yolu’ soranlara verdiğim cevap bu işte. Çünkü asıl yol- zaten yok ki” Zerdüşt Böyle Buyurdu Nietzsche’nin çok-üsluplu bir edebi yazma tarzıyla kaleme aldığı yapıtlarının bütününden özel bir karakter inşa ettiğini düşünen Alexander Nehamas, “Edebiyat Olarak Hayat” isimli kitabında bu sorgulamayı derinleştirip Nietzsche’nin kendisini edebi bir karaktere dönüştürüp … Read more

Nietzsche’nin üslup çoğulculuğu | Nazê Nejla Yerlikaya

“Nietzsche anlaşılamaz. Böyle bir önermeyi temellendirmek için çok şey gerek – hem de, böyle bir önermede bulunduktan sonra, söylenecek çok şey yok… Tek bir tutarlı, birlikli bakışı; bir ‘kuram’ı olmamasından dolayı mı –Hayır: ne kadar ‘kuram’ı varsa (ki, çeşitli konularda çeşitli ‘kuram’ları vardır) hepsi ‘birlikli’ ve ‘tutarlı’dır; bunların hepsinin toplamı bir ‘dizge’ oluşturmasa da, tek … Read more

Yavuz Ekinci’den “Rüyası Bölünenler” | Nazê Nejla Yerlikaya

İçimde bir çöl büyüyor cümlesiyle başlayan bir roman: Rüyası Bölünenler. Almanya’dan Batman’a ve oradan Kandil Dağı’na uzanan bir yolculuk… Gerilla saflarına katılan Yusuf, Yusuf’un dağa çıkmasından sorumlu tutulan, babasının nefretine maruz kalıp kendisini yeryüzünde Kabil gibi lanetlenmiş hisseden İsmail… Yavuz Ekinci’nin son romanı Rüyası Bölünenler, gerilla saflarına katılanların yakınlarının parçalanmış hayatlarını konu ediniyor. Romanın ana … Read more

Sylvia Plath’i anlamak (2) | Nazê Nejla Yerlikaya

“Sen kendini tanımaktan vazgeçmişsin.” Boethius Sylvia Plath, 16 Eylül 1956 yılında şair Ted Hughes ile evlenir. Plath’in bu tarihten sonra tuttuğu günlüklerinde göze çarpan en önemli husus; varlık ve varoluş sorunlarına olan duyarlılığında azalma, yaşamına dair sürdürdüğü sorgulamalarının yapısındaki değişimdir. “Ben” bilincini düşüncelerinin merkezinde tutan Plath için düşünsel merkez artık kendisi değil, Ted Hughes’dur. Plath’in … Read more

Sylvia Plath’i anlamak (1) | Nazê Nejla Yerlikaya

Nazê Nejla Yerlikaya, Sylvia Plath‘in “Günlükler“i üzerine uzun bir yazı kaleme aldı. İki bölüm halinde yayımlayacağımız yazının birinci bölümünü aşağıda bulabilirsiniz. “Sadece filozofların akılları kanatlıdır.” Platon (Phaidros, 249c) “hayat benim için bir girdap kesinlikle, kıvrılarak yükseliyor geçmişi anlayıp içine alıyor, ondan faydalanıyor ve ona baskın çıkıyor” Sylvia Plath Kendi varlığını düşüncelerinin merkezinde tutup varoluş sancılarını zihninin … Read more

Uçurum olduğunu hisseden adam: Baudelaire (2) | Nazê Nejla Yerlikaya

Nazê Nejla Yerlikaya, İthaki Yayınları’ndan çıkmış, J.P.Sartre’in Baudelaire kitabını konu alan bir yazı kaleme aldı ve yazısında diyaloglar halinde konuyu yumuşatmaya çalıştı; diyaloglarda geçen bütün cümleler kitaptan. Böylece yazar, konuya ilgisi olmayan ya da kitabı ağır bulan okurların da ilgisini çekmeyi amaçlıyor. İlk bölümünü geçen hafta yayımladığımız yazının ikinci bölümünü yayımlıyoruz: -Sevgili Sartre, sohbetimize kaldığımız … Read more

Uçurum olduğunu hisseden adam: Baudelaire (1) | Nazê Nejla Yerlikaya

Nazê Nejla Yerlikaya, İthaki Yayınları’ndan çıkmış, J.P.Sartre’in Baudelaire kitabını konu alan bir yazı kaleme aldı ve yazısında diyaloglar halinde konuyu yumuşatmaya çalıştı; diyaloglarda geçen bütün cümleler kitaptan. Böylece yazar, konuya ilgisi olmayan ya da kitabı ağır bulan okurların da ilgisini çekmeyi amaçlıyor. Bu uzun yazının ilk bölümünü yayımlıyoruz: –Merhaba Sartre, öncelikle benimle görüşmeyi kabul ettiğin … Read more

Modası geçmeyen kitap: ‘Sanatın Mitolojisi’ | Nazê Nejla Yerlikaya

Bir yazarın kitabını okunur kılmasının yanında yaşanır kılması ne kadar mümkündür? Roman ve öykü yazarlarının ve elbette şairlerin bunu başarması daha kolaydır; kimi zaman bir roman kahramanı ile aramızda derin bir bağ kurarız, kimi zaman da bir şairin acı çektiği yerde onunla acı çeker onunla ağlarız. Bazen bir roman kahramanına, bazen de bir şairin aşkına … Read more

Maskesi olmayan şair Nilgün Marmara | Nazê Nejla Yerlikaya

“Ey iki adımlık yerküre senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!” Yıllar önce Nilgün Marmara’nın şiirine girdiğim kapının üzerinde yazılıydı bu dizeler: “Maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın Hepiniz mezarısınız kendinizin” Ankara’da soğuk bir kış günü…  Sakarya Caddesi’nde bulunan Denizatı Pastanesi’ndeyim. Okuldan bir kız arkadaşım karşımda ağlıyor.  Masada iki kahve fincanı ve arkadaşımın yanında getirdiği bir şiir kitabı … Read more

Van Gogh kulak memesini neden kesti? | Nazê Nejla Yerlikaya

“Ah sevgili Tanrım, özgürlük istiyorum, yani diğer kuşlar gibi bir kuş olmak” Van Gogh Tarih 28 Aralık 1888’di… Van Gogh, geçirdiği sinir krizi sonrası kulak memesini kesip, kanlar içinde peçeteye koyarak bir fahişeye verecekti. Ve sonrasında ruhsal sıkıntıları giderek büyüyecek, sinir krizlerinin şiddeti artacak, ressam iki yıl sonra da intihar ederek yaşamına son verecekti. 28 … Read more

Umutsuzluğun romanı: “Paul Brousse Akşamları” | Nazê Nejla Yerlikaya

9 Nisan 2015 tarihinde Paris’te bir otel odasında hayatını kaybeden Nilgün Aslan’ın anısına saygıyla… “Ve kum saati, dünyanın kum saati boşaldı ve yüzyılın tüm görüntüleri sustu; çılgın ve kısır çabamız bitti, yakınlarına gelince, sonsuzlukta olduğu gibi – erkeğin veya kadının, zenginin veya yoksulun, kölenin veya efendinin, mutlunun veya mutsuzun olduğu gibi- her şey sessizlik içindedir; … Read more