Aç kurtların kenti | Tekin Uçar

2050 yılının Londra’sı. Bütün bir toplum, su geçirmez kaplar misali sınıflara bölünmüş. İlkel kapitalizmden arta kalan krizler nihayet son bulmuş ve sınıflı sistemin son halkası olarak, “tüketicilik hareketi” denilen bir aşamaya geçilmiş… Bu dünyanın sakinleri, sol kulaklarının ardına bile isteye deri altı iz sürücüleri taktırmışlar. Böylece, kendilerini güvende ve korunaklı hissediyorlar. Koca koca adamlar, kaıdnlar … Read more

Öykü: Sabun Çayı | Leyla Beril

İki katlı, ahşap evin önünde arabacı hızla çekti dizginleri. Atların sarkmış dudakları sağa sola sallandı, eskimiş, sararmış dişleri göründü loş ışıkta, nefesleri beyaza çalıyordu soğuktan. “Geldik beyim,” dedi arabacı. Evlerden sızan ışıkla hafifçe aydınlanıyordu sokak. Güneş, İmamoğlu’ndan bu yana gökyüzünde salınmış, Bizans’ın duvarlarını yalamış, Mercin Suyu’nu, Han Deresi’ni aşmış ve Ceyhan’ın üzerinde batıp kaybolmuştu az … Read more

Bülent Batuman: “İktidarın, İslami çevre üretme açısından net bir başarısızlığı var”

Söyleşi: Can Öktemer İmparatorluklar çağından Ulus Devletler dönemine, her iktidarın kendi dünya görüşüne göre bir toplum tahayyülü vardır. Bu tahayyüle göre, toplumun her alanında bir inşa süreci yaşanır. Bireylerin ‘makbul’ vatandaşlık tipolojine göre hareket etmeleri beklenir, kamusal mekanlar yine bu ideoloji çerçevesinde düzenlenir. Türkiye’nin de Ulus Devletleşme sürecinde, buna benzer bir toplum tahayyülü yaşanmıştır. Özellikle, … Read more

Sessizlikte: “Yabani Kalbin Yakınlarında” | Feridun Andaç

“Cehennemi cehennem yapan, acı değil sevinçtir.” Clarice Lespector Böyle ölünebilirmiş demek! Bunu da anladın. “Sessiz ölüm,” denilen, bu olabilir… Yudum yudum gelen, nefesinin gitmesi… Ötelere taşınan yürek ne anlatır ki sana, diyor içsesin. Başka bir göğün rengini anlamak niye sahi? İnsan nefes alabildiği yerdedir sevinciyle, cenneti cehennemiyle. Bırak kınamayı. Göz gördüğünü sever, yalanına da inanma … Read more

Öykü: En yakın, en uzak | Hande Çiğdemoğlu

O kapıdan son kez çıktığımı bilseydim, belki başka türlü davranırdım. Ardımda, yalnız kalınan her karanlıkta çınlayan tumturaklı bir cümle bırakırdım mesela. Sitemli ve yıkıcı! Aklıma gelir miydi bilmiyorum. Fazla bir şey düşünememiştim. Sadece cüzdanımı ve niyeyse anahtarlarımı alıp çıktım. Saat sabahın üçüne geliyordu. Ne bir giysi, ne bir kitap, ne babadan kalan saatim. Hiçbir şeyi … Read more

Öykü: Türkülerin dili | Ziya Şeker

Tepeye varmak üzereydi, bir ses duyunca siper aldı. Güzel, yumuşak, duyguları okşayan nağmeli bir sesti. Buzdağı gibi adamın buzlarını eritmeye başladı. Yaşadığı oldukça sert ortamın direncinde bir çatırdama yaratan bir sesti. Sözcükleri farklı olsa da, duygulu, içten söylüyordu, söyleyen. Özlemle kabardı yüreği. Doldu da doldu. Dolmaya hazır bekliyormuş zaten duyguları. Bu ses, bu türkü kendisinin … Read more

Tren Öyküleri kitabının yazarları anlatıyor

Hazırlayan: Meltem Dağcı Melih Yıldız’ın editörlüğünde hazırlanan “Tren Öyküleri” Yitik Ülke Yayınları etiketiyle yayımlandı. 26 yazar, farklı kalemlerle ele aldığı öykülerle vagona bindiler. Birbirinden güzel tren yolculuğunun hikayeleri bekliyor bizleri. Yazdığınız tren öyküsünün hikayesini/yazım sürecini bizimle paylaşır mısınız? Atilla Yaşrin: “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir … Read more

Öykü: Kısa Öyküler | Burcu Aydoğan Altın

Kar  Bu gece kar, beyaz bir battaniye olup sarıldı. Penceremden bakarken, sokak lambasının ışığında uçuşan tanelerini izledim. Bir kaçını erimeden yakaladım. Onlar anlattı, ben yazdım, ben anlattım, onlar yağdı… 7.1.19 Uyanış Söğüt ağacının, o yere sarkan dallarından birinde durmuş, sessizce geceyi izliyordu. Başını keskin hareketlerle bir sağa, bir sola çevirerek etrafı kolaçan etti. Gece kadar … Read more

İhsan Oktay Anar neden yazmıyor? | Erdinç Akkoyunlu

2016 kışı. Tüm acıların çetelesini tutan ve döndürüp dolaştırıp önüme koyan fil hafızam hangi ay olduğunu kaydetmemiş. Tarih dışında her şey taze. Ama hava çok sıkıntılı. Ancak kabusta karşılaştırılabilecek cinsten gri ve siyahın iç içe geçtiği tekinsiz kar bulutları, arada gönüllerin çivisini oynatarak gümbürdüyor. Çalıştığım gazetenin son katındaki sandalyeleri mitolojik bir Yunan Tanrısı kavgası patlamışçasına … Read more

KURŞUN KALEM edebiyat dergisi 47. sayısı raflarda

KURŞUN KALEM edebiyat dergisinin 47. sayısı yayımlandı. İÇİNDEKİLER S.Kemal Bayıldıran,Üçüncü Kuşak Taşrada Dönemeç Yusuf Alper, Bir Mecnun Söğüt Dalı Beno Kuryel, Sonsuzluk Kavramına Tarihsel Bir Bakış Özge Soysal, Sonsuzluk Kurgusundan Sonsuzluk Fikrine Geçiş Olarak Ergenlik Osman Alp Eden, Borges’te Matematiksel Sonsuzluk Esintileri Altay Ömer Eroğan, Hepimiz Oynuyoruz; Yıpranmış Bir Umudun Peşinde!.. Hakan Balcı, Varoluş, Yalnızlık … Read more

Epik tiyatroya “Zengin Mutfağı”ndan bakmak | Ömürcan Bozali

Zengin Mutfağı, Vasıf Öngören’in 1977 yılında yazdığı epik oyun metnidir. Eser, ilk kez, Vasıf Öngören’in kurduğu İstanbul Birlik Sahnesi’nde oynanır. Zengin Mutfağı;  Modern Türkiye Tiyatrosundaki toplumcu dönüşümün mihenk taşları arasındadır, çağının en önemli epik örneklerindendir. Yapıt, toplumsal alt-üst oluşların ve kaotik siyasal atmosferin insan ilişkilerine yansımasını konu edinir. 15-16 Haziran Direnişi ve sonrasında yaşanan 12 … Read more

Dağılır gökyüzünde sesin | Feridun Andaç

“Ben bir geceyim, sen bir aysın madem, Gökyüzünde bensiz gitme, istemem.” Mevlânâ/A.Kadir Bir çınıltı ötedesiniz. Geceniz gece değil. Tanımlanmış sözlerin duldasında her bakış. Şimdi, nafile deyip geçmenin mevsimindeyiz madem; hadi, unutun kurduğunuz bütün sözcükleri. Alt alta yazıp bir alfabe oluşturun yeniden. ZAMAN ve ACI arasına ince bir çizgi çekin. Ne söylerseniz bir eksiktir sonrası için. … Read more