Özge Bahar Sunar’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Şubat 20, 2019

Özge Bahar Sunar’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Çünkü çocuklar için yazmayı çok seviyorum. Bana göre üretmenin en özgür ve eğlenceli yollarından biri çocuklar için yazmak; ne fizik kurallarına uymak zorundasınız ne de doğanın kanunlarına! Bu dünyada hayvanlar konuşabilir, insanlar uçabilir, dinozorlarla çocuklar aynı yatakta uyuyabilir. Zamanda gezinmenin, fındık tanesi kadar küçülmenin, perilerle dans edip ejderhalarla savaşmanın olağan sayıldığı bu yeri kaçırmayı hiç istemezdim. İyi ki çocuklar için yazıyorum!

2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Henüz okumayı bilmiyorken şans eseri elime geçen Gırgır ciltleriyle kitapların sadece büyük insanlar için olmadığını fark ettim. Çizimleri takip ederek anlamaya çalıştığım karikatürler sayesinde çizgi romanları her zaman çok sevdim. İlk okuduğum çocuk kitapları Ceylan Yayınları’nın Ayşecik serisiydi.  Ancak itiraf etmeliyim ki bu tatlı kızın hikâyeleri hiçbir zaman anneannemin anlattığı masallarla yarışamadı. Bende gerçek anlamda iz bırakan ilk kitap iki ciltten oluşan Binbir Gece Masalları’ydı. Dinlediğim ve okuduğum masallar sayesinde gerçek dünya diye tanımladığımız gerçekliği, duvarlar yerine oldukça esnek bir balonla çerçeveledim. Yani kapı çalınıp karşımda doksan yaşımdaki halimi görsem şaşırmam. Tamam belki biraz şaşırırım ama çok değil!

3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?

Çocuk edebiyatından olmadığı için sayılır mı bilmem ama Ursula K. Le Guin’in Mülksüzler’i ilk sırada geliyor. Bilimkurgu ya da fantastik öğelerle bezeli her güzel kitap için bu duygunun bir yokladığını söyleyebilirim. Michael Ende’nin Bitmeyecek Öykü’sü de çılgın fantastik kurgusuyla ilk aklıma gelenlerden. Keşke ben yazsaydım!

4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

En son Linda Sue Park’ın Uçurtma Avcıları kitabını okudum. Anlatımın duruluğu ve akıcılığı bir yana anlatılan hikâye çok güzeldi. Hem Uzak Doğu kültürüne çocukların gözünden bakmak hem de evrensel kardeş kıskançlığını ve şefkatini aynı anda tatmak çok keyif vericiydi.

edebiyathaber.net (20 Şubat 2019)

Yorum yapın