Mustafa Ünver’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Temmuz 21, 2021

Mustafa Ünver’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Aslında çocuklar için yazmak diye bir fikir içinde değildim. Sınıf öğretmeni olmam nedeni ile “Belirli Gün ve Haftalar ve Milli Bayramlar” için yapılan törenlerde öğrencilerime yazıp verdiğim şiirlerle başladı bu yolculuk. Sınıf kitaplığıma aldığım kitapların gerek içerikleri gerekse zaman içinde doğanın toplumun ve çocukların değişimlerine göre yeni kitaplara ihtiyaç olduğunu düşünmem beni bu yönde kitaplar yazmaya yönlendirdi.

Bir önemli nedeni de, çocuklardan, pedagojik bilgiden, eğitimden uzak, birçok kişinin çocuk kitapları yazmaya başlamasına da karşı olmak değil ama tepki olarak yazmaya başladım. Yirmi beş yıllık sınıf öğretmeni olarak yaş guruplarının istekleri, beklentileri, hayallerini de zamanla değişen taleplerini de iyi tanıdığımı bilirim. Bunları değerlendirmek istedim.

Ben çocukken ülke nüfusunun %65’i kırsal kesimde yaşardı. Kitaplardaki öyküleri okur ve merak ederdim kentleri. Günümüzde ise nüfusumuzun %92’si kentlerde yaşıyor. Çocukların köyleri, doğayı, ağacı, kuşu ve hayvanları yeterince tanımadığını gördüm. Ayrıca tatil deyince sadece otel fikri de hoşuma gitmemeye başladı. Öğrencilerin yaz tatili alternatiflerini tanıma ve yaşamalarını, tarihi ve doğal güzellikleri de görmelerini istediğim için çocuk kitapları yazmaya yoğunlaştım. Onları öyküler yoluyla doğaya çıkarmak, farklı yaşamları sunmak istedim.

En önemli nedenlerden biri de, geçmişteki sınıf arkadaşlığının azaldığını, etik değerlerin yitirilmeye başladığını görmem oldu. Sınav süreçlerine bağlı olarak, daha ilkokuldan başlayan bir yarış haline döndürüldü eğitim öğretim. Gerek velilerin buna bağlı olarak da gerekse öğretmenlerin test çözmeye yoğunlaştırdığı öğrencilere bir şeyleri hatırlatmak istedim. Sıra arkadaşıyla yarışan, anne ve babaların hayallerini ve hırslarını gerçekleştirmeye çalışırken kendi yeteneklerini unutan ve oyunlardan uzak çocukların dostluk, dayanışma, paylaşım, adalet, empati vs. duygularını ortaya çıkarmayı hedeflediğim için yazıyorum.

Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Okuduğum ilk çocuk kitabını hatırlıyorum dersen yalan olur. 1. sınıfı bitirdiğim yıl bir koli kitap getirmişti abim. Heidi, Şeker Kız Candy, Tom Sawyer’in Maceraları vb. büyük boy, bol resimli kitaplar beni çok mutlu etmişti, hatırlıyorum. En çok da Ay’a gidildiğinden haberi olmayan bir köy çocuğuna Ay’a gidilebileceği düşüncesini yaşatan Jules Verne’nin Ay’a Yolculuk kitabı beni çok etkilemişti. Belki onun da etkisidir, bilim kurgu üzerine bir roman üzerinde çalışıyorum şimdilerde.

Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?

Bir önceki soruda belirttiğim gibi öncelikle Jules Verne’nin Ay’a yolculuk kitabı ve 80 Günde Dünya Turu, keşke ben yazsaydım diyebileceğim kitaplardır. Bunu yıllar önce demiştim de. Şu anda ise yazmak istediğim şeyleri yazma noktasında cesur davranmaya çalışıyorum.

Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

Şu anda Ahmet Özer’in Kardeş Yağmurlar isimli şiir kitabını ve Maurice Metayer’in Eskimo Masalları isimli kitabını okuyorum.

Kardeş Yağmurlar isimli kitapta Ahmet Özer’in öğretmenlikten gelme çocuk tanısını şiirlerinde görüyoruz. Bu kitapta ağaçlar kuşlar, hayatın ve sokağın sesi çocuklara göre bir dille şiirleşerek çıkıyor karşımıza. Şiirlerde öğreticilikten çok düşündürmeye yönelik bir yaklaşım hakim. Geçmişteki ders kitaplarında gördüğümüz alışılmış öğretici şiirlerden uzak daha serbest ve çocukların soru sormasına, düşünmesine ve yorumlamasına yönelik şiirler.

Eskimo masallarını ise, farklı coğrafya ve iklimlerdeki insan ilişkilerini, kültürlerini, kültürler arası ilişkilerle masal dilini ve benzer öykülerin masallaşmış hallerini görmek için okuyorum. Masallar kendi coğrafyası içinde yaşam koşullarından, üretim ve tüketim araçlarından yola çıkarak dünyanın diğer yerlerinde ve masallarında da olduğu gibi önermeler yolu ile dersler çıkarma yolunda eğitici ve düşündürücü özellikler taşıyor. Fabl özelliklerinin de kullanıldığı masallarda, yaşam için avlanma gerekliliği, mevcut koşullarda yaşama becerileri ve doğaya saygı yoğun bir şekilde yansıtılıyor.

edebiyathaber.net (21 Temmuz 2021)

Yorum yapın