“Muhterem” Bir İstanbul Efendisi | Metin Celâl

Aralık 21, 2025

“Muhterem” Bir İstanbul Efendisi | Metin Celâl

İstanbul efendisinin sözlük tanımı şöyle; “Genellikle İstanbul’da oturan kibar, saygılı, alçak gönüllü, olgun, çelebi ve yardımsever kimse”. Yusuf Çotuksöken, Sabri Koz, Adil İzci ve Kemal Bek’in “muhterem” arkadaşları Eray Canberk için hazırladıkları “Eray Canberk Armağanı”nın alt başlığı “Muhterem” Bir İstanbul Efendisi. Eray Canberk’e “İstanbul efendisi” tanımının tam olarak uyduğunu tanıyanlar bilir. Kendisi aynı zamanda “muhterem” biridir ve tanıdıklarına ve sevdiklerine hitap şekli de “muhterem”dir.

Biyografisinde “şair, yazar, çevirmen, denemeci, öğretmen, köşeyazarı, dergi yöneticisi, editör, ansiklopedi ve sözlük yazarı” olduğu belirtilen Eray Canberk gerçekten de çok yönlü bir edebiyatçıdır ama esas olarak şairliği ve çevirmenliği ile tanınır.

14 Kasım 1940 doğumlu. İstanbul’da doğmuş, hep İstanbul’da yaşamış. Aksaray 1. İlkokul, Gedikpaşa Ortaokulu ve Haydarpaşa Lisesini bitirmiş (1958). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü ile İstanbul Yüksek Öğretmen Okulundaki öğrenimini yarıda bırakmış. Yedek subay olarak iki yıl köy öğretmenliği (1964-1966),1969-1975 yılları arasında ilkokul öğretmenliği, 1975-1981 yılları arasında yayıncılık yapmış. Gelişim-Hachette, Büyük Larossse, Meydan Larousse, Dünden Bugüne İstanbul, Temel Britannica ve Sosyalist Kültür gibi ansiklopedilerde madde yazarı olarak görev almış. May Yayınları’nda çalışmış. Afşar Timuçin ile birlikte Kavram Yayınevini kurmuş. Daha sonra kendi kurduğu Alan Yayınevini yönetmiş. Kuşağından arkadaşları ile Yelken, Yeni Gerçek gibi dergileri yönetmiş. Dünya edebiyatından yaptığı bir çok çevirileri var ama esas olarak Prévert, Desnos, Éluard, Machado ve Césaire gibi büyük şairlerden yaptığı çeviriler ve çeviri şiir seçkileri ile tanınıyor. Biz çizgi roman okurları da onu Tenten, Red Kit’ gibi kahramanların albümlerinin çevirileri ile tanırız.

İlk şiiri 1959’da İÜEF Öğrenci Cemiyeti yayın organı olan Şölen’de yayınlanan Eray Canberk, 60 Kuşağı şairlerinden. Şiir, hikâye, deneme, eleştiri, günlük, inceleme ve çevirilerini 1963’ten itibaren dergilerde yayınlanmış. İlk kitabı Kuytu Sular 1969’da yayınlanmış. 

Kuşağı şairleri gibi İkinci Yeni’ye karşı çıkmış, toplumcu gerçekçi tavır almış. Ama şiirlerini tam olarak o çizgide değerlendirmek doğru olmaz. Canberk’in biraz farklı ve kendine has bir şiir anlayışı var. Şiirde içe dönük bir yol izlemiş ve çağrışımlara dayalı, bilinçaltını harekete geçirici dizelerle şiirini kurmuş. Ama yaşadığı döneme, topluma yabancı kalmamış “toplumun sıkıntılarını içselleştirmiş ve haksızlıklar, sömürüler, kırgınlıklar karşısında umutlu bir tavır sergilemiş”.

Uzun yayıncılık, çevirmenlik hayatında benim de yolum çeşitli kereler Eray ağabey ile kesişti. Ama adıyla ilk karşılaşmam lisede öğretmenimiz olan Fatma Canberk’in eşi olması nedeniyledir. Fatma Hoca’nın eşinin şair olduğunu öğrenince merak edip kimdir diye araştırmıştım. Sonra da bizzat tanışmak kısmet oldu. 1998’de “Çağdaş Türk Edebiyatından 199 Şairden 199 Şiir” adlı antolojiyi birlikte hazırladık ve onun iş disiplinine ve ciddiyetine bu süreçte bizzat şahit oldum. Sonra, Milo Manara’nın albümlerini yayınlamaya karar verdiğimizde beni kırmadı ve bu çizgi roman serisini Parantez Yayınları için Türkçeye çevirdi. Sonra da Sedat Simavi Ödülleri Edebiyat jürisinde birlikte yer aldık. Dost meclislerinde ve birkaç kez misafir olduğum Perşembe Toplantıları’nda sohbetine şahit olmak onuruna da eriştim. Söylediği gibi gerçek bir İstanbul Efendisi ve mümtaz biridir.

Eray Canberk “Perşembeciler” olarak tanınan topluluğun kurucularından. Perşembeciler kendilerini şöyle tanıtıyor, “1970’li yılların sonunda Kadıköy yakasında haftada bir akşam bir içkievinde toplanıp biraz demlenen, demlenirken söyleşen, söyleşirken şakalaşan, komik fıkra ve anılarla gülüşen, ortalama 40-50 kişilik bir topluluğuz. Aramızda kimler yok ki: yazarlar, şairler, romancılar, öykücüler, eleştirmenler, çevirmenler, dilciler, felsefeciler, bilimciler, ressamlar, reklamcılar, gazeteciler… Bu toplantılarda, hemen her konu gündeme gelir, enine boyuna konuşulur, efendice tartışılır, sonunda seçme şiir ve müzikle (klasik Türk müziği, halk müziği) gece noktalanır.” Bu grup armağan kitaplar da hazırlıyor. İlki 1992’de yayınlanan “Yusuf Atılgan’a Armağan” (Yay. haz. Turan Yüksel, Eray Canberk, Aydın Hatipoğlu, Yusuf Çotuksöken, M. Sabri Koz, İletişim Yayınları, İstanbul, 1992). Şimdi de Eray Canberk Armağanı’nı hazırlayıp yayınladılar.

“Eray Canberk Armağanı” çok kapsamlı, çok yazarlı bir kitap. Perşembecilerden Attilla Erdemli, Faruk Okuyucu, Kemal Bek, Sabri Koz, Metin Cengiz, Mustafa Bayka, Mustafa Delioğlu, Naci Tokmak, Turhan Günay, Turan Yüksel, Yusuf Çotuksöken kitaba katkıda bulunmuş. Perşembeci olmasalar da “Muhterem”e muhabbetle bakan, seven, sayan şair ve yazarlar da yazılarıyla kitaba destek vermiş. Abdülkadir Budak, Adil İzci, Adnan Özyalçıner, Ataol Behramoğlu, Attila Aşut,  Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Egemen Berköz, Emel Koşar, Engin Turgut, Erkut Tokman, Erol Üyepazarcı, Faik Günaltay, Faruk Okuyucu, Gonca Özmen, Gülsüm Cengiz, Hakkı Zariç, Hasan Akarsu, Haydar Ergülen, Hikmet Altınkaynak, Mehmet Kaya, Mustafa Köz, Mustafa Okan Baba, Müslim Çelik, Naci Tokmak, Nazım Bayata, Orhan Arıoğul, Ömür Candaş, Raif Özben, Rüknü Özkök, Salih Özbaran, Semih Poroy, Semra Aktunç, Süreyya Berfe, Şener Şükrü Yiğiter, Şeref Bilsel, Turgay Fişekçi, Veysel Çolak, Yalvaç Ural, Yeşim Ağaoğlu, Zihniye İlhan, Zülfü Kurtay…

Kitap Yusuf Çotuksöken’in “Çokyönlü Bir Yazıncı Eray Canberk: Yaşamöyküsü, Yapıtları, Sanatı ve Düşünceleri” başlıklı yazı ile başlıyor. Eray Canberk’le yapılmış söyleşiler, anılar, gözlemler, izlenimler, şiiri üzerine düşünceler, Eray Canberk’in kendi yazdıklarından seçmeler, “Eray Canberk Kaynakçası” ve fotoğraflardan oluşan kitap gerçek bir armağan. Hem şiirimizin çelebisi Eray Ağabey’e hem de biz okurlara…     

* “Eray Canberk Armağanı”,Haz.  Yusuf Çotuksöken, Sabri Koz, Adil İzci ve Kemal Bek, Heyamola yay. Aralık 2025.

Yorum yapın