Levent Cantek’ten kültür sanat dünyamıza dair portreler | Can Öktemer

Ocak 23, 2017

Levent Cantek’ten kültür sanat dünyamıza dair portreler | Can Öktemer

can-oktemerLevent Cantek’in geçtiğimiz haftalarda İletişim Yayınları’ndan yayınlanan Kuş Eppeği popüler kültürümüzde önemli yer edinmiş yazar, yönetmen, şarkıcı ve oyuncuların kısa portelerinden oluşuyor. Zaten kitabın adı da buradan geliyor. Levent Cantek’in kitabın önsözündeki ifadesiyle açıklayacak olursak: “Saksağanlar, kırlangıçlar ve diğer kuşlar, mesela yakın dostlarım kargalar, şişman güvercinler, pıt pıt serçeler kırlarda, yere, yeşile inerek madımak ve ebegümeci yerler. O bahar otlarına bizim oralarda kuş eppeği (kuş ekmeği) denir.”  Kendisi küçük ama içindeki bilgiler büyük olan bu kitapta Levent Cantek, Aziz Nesin, Sait Faik, Lütfi Akad, Ajda Pekkan ve Zeki Müren gibi kültür sanat dünyamızın önemli şahsiyetlerini bir araya getiriyor. Garip akımı şairlerinden, İkinci Yeni şairlerine, edebiyatımızın büyük isimlerinden, her devrin adamlarından, kıyıda köşede kalmış isimlerinden, gazino zamanlarının dev isimlerinden, Yeşilçam’ın büyük isimlerine bir portreler geçidi Kuş Eppeği’nin sayfalarında yer alıyor. Levent Cantek, kitabın başında okuyucuya şu önemli noktayı da hatırlatmayı ihmal etmiyor:

“Yeri gelmişken, mesele çoktan şüyu buldu ama benden hatırlatması: Yazalar yalancıdır. Uydur kaydır yazdıklarından, poz kesmelerinden, anlattıklarına inandırmalarından olabilir, yazarlar enikonu yalancıdır. E ben öyleyim. Üstüne üstlük yazarlar bir de hırsızdır, duymuş olmalısınız, baştan konuşalım, evet canım ben öyleyim. Bunu da itiraf ediyorum. Yumurtaya kup sayılmasın bunlar. Eyi öküz dönümünü bilirmiş.”

kus-eppegiTürkiye’de geniş kitlelerce bilinen isimler üzerine kalem oynatmak, kitap yazmak zordur. İnsanlar hayran oldukları sanatçılar hakkında olumsuz şeyler duymak istemezler.  Bu yüzden her biyografide kaşlar yukarı kalkar, itirazlar yükselir, kitaplar itibarsızlaştırılır. Tanıl Bora da vakti zamanında vermiş olduğu röportajda şöyle açıklamıştı bu durumu:  “Türkiye’de genel olarak “iyi” biyografi, ne kadar var?  Her şeyden önce tam da o kişi kültü bir kere, iyi biyografi yazılmasının önünde engel. Methiyeyle, mersiyeyle biyografi olmaz.” Bu sebepten yazarlar, ünlü isimler hakkında yazmaktan kaçınırlar. Levent Cantek, Kuş Eppeği’nde okuyuculara sunduğu portrelerde ne uzun uzun methiyelere yer veriyor, ne de onları acımasızca yeriyor. Lakin bazı isimlere de eleştiri oklarını fırlatmıyor değil. Bununla beraber bu eleştirilerini, sataşmalarını da ince bir üslupla yapıyor.

Levent Cantek bizlere aktardığı porteler hakkında ufak magazin bilgileri de veriyor. Aynı zamanda o portreler üzerinden yakın tarihin acı verici olaylarını hatırlatıyor, zaman zaman da onların pek bilinmeyen yönlerini öne çıkarıyor. Kitap boyunca ironik, oyunbaz bir dil kullanıyor. Kitaptan bir kaç örnek verecek olursak: Tanpınar için, “Geçmiş zamanın izinde. Mösyö Proust ile hasbıhal. Ne içinde zamanın ne de büsbütün dışında.” diye tanımlıyor. Aziz Nesin için şu tanımı yapmış. “Hep sıkıntı, hep kepenkleri indirilmiş dükkan, doğru söylerim halk razı değil, eğri söylerim hak razı değil.” Sonra sıra Sait Faik’e geliyor, “Memleket öyküsünün eprimiş paltosu”, “Ben Edip bey nasılım?” diye soruyor Edip Cansever için sonra ekliyor, “Bir gül yuvarlanır avucumuzda, otele hapseder hepimizi. Edip Cansever, auranın şairi.” Nilgün Marmara için ise “Üzgün adım, ileri marş! En güzel bekleme odası şiirin. Nilgün Marmara, Türkçenin intihar dizesi.”  Sevgi Soysal‘ı ise şöyle betimliyor “Mahremi, siyaseti, edebiyatı, orta sınıfı, okumuşları, erkekleri. Sevgi Soysal en erken ölümü romanın.” Orhan Kemal için de “İki dilim ekmek, Orhan Kemal, mahalle sineması, halk matinesi.” tanımlamasını yapıyor. Giovanni Scognamillo için de şu şahane tanımlamayı yapmış: “Pera’da bir levanten. Vampirlere mıhlanan bir kalp, barok hayaller ve pulp iştahına meftun bir ergen. Beyoğlu manzarasıydı. Lanetlenmiş türlerin prensi. Efsunlu bir çalışkanlık. Vasata gösterilen şefkatli bir merak.”

Kuş Eppeği, her okuyuşta farklı tatlar alınacak, sıkıldıkça, akla düştükçe tekrar tekrar okunacak bir kitap olmuş. Bununla beraber Levent Cantek’in, anlatmış olduğu portrelerin Deniz Karagül’ün çizimleriyle de zenginleştirildiğini belirtelim. Özetlemek gerekirse Kuş Eppeği, Levent Cantek’in kısa ama öz bilgilerle donattığı, eğlenceli yeri geldiğinde hüzünlü cümleleriyle hayat bulan, bazıları yakından bildiğimiz, bazıları unuttuğumuz edebiyatçıların, yazarların, oyuncuların, şarkıcıların, karikatüristlerin portreler dizisi; kaçırılmaması gerek…

Can Öktemer – edebiyathaber.net (23 Ocak 2017)

Yorum yapın