Kurtuluş Savaşı ateşini yakanların romanı | Serkan Parlak

Aralık 26, 2022

Kurtuluş Savaşı ateşini yakanların romanı | Serkan Parlak

Sancı Meydanı ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı ve Sarduvan ile Orhan Kemal  Roman Armağanı’nı kazanan yazar Faik Baysal’ın (1922-2002) Ateşi Yakanlar adlı romanı Barış Özdemir’in özenli editoryal çalışması sonrasında geçtiğimiz günlerde Nemesis Kitap etiketiyle yeniden okurla buluştu. Toplumcu-gerçekçi roman ve hikâyeleri ile tanınan değerli yazarlarımızdan biri olan Baysal, Ateşi Yakanlar’da bu anlayışa uygun olarak Kurtuluş Savaşı/Milli Mücadele dönemine kendine özgü dil-anlatım, teknik, kişi kadrosu ve içerik doğrultusunda odaklanıyor.

“Faik Baysal, İtilaf Devletleri’ne karşı direnişe geçen Anadolu Hükümeti ile yenilgiyi kabul eden İstanbul Hükümeti arasında kalan, makam ve çıkar kaygısıyla kendini nerede ve nasıl konumlandıracağına ilişkin kararsızlık yaşayan devlet adamlarını gerçekçi bir anlatımla ele alıyor.”

Romanın başlangıcında Kaymakam ve Yarbay’ın diyalogları aracılığıyla dönemin bürokratik ilişkiler ağına yakından bakıyoruz. Yarbay Arif Bey ve eşi, eski askerlerden İdris Paşa’nın konağında yaşıyor. Yarbay, Balkan Savaşları’nda Şükrü Paşa’nın emrinde savaşmış. Çanakkale’de Mustafa Kemal’in sağ koluymuş ve Anafartalar’da keskin nişancılığıyla ünlenmiş. Merkez komutanı olarak yönetimin son umudu. Yarbay romanda aydın, idealist devlet adamı tipine karşılık geliyor. Ona göre aydın; halktan kopuk yaşayıp halkı küçük gören, yukarıdan bakarak ders vermeye çalışan değil, onunla bütünleşmeyi bilen kişidir. Toplumu ileriye götürecek devrimci değişimler halkla bütünleşmeyi başaran idealist aydınların eseri olursa ancak kalıcı olabilir. Yarbay aynı zamanda idealist aydın askerlerin kuracağı ordu sayesinde ülkenin kurtulabileceğini düşünüyor.  Vali, Yarbay Arif Bey’i saray yetkililerine yazdığı bir ihbar yazısıyla jurnalliyor, hakkında hırsızlık yaptığı söylentileri uyduruyor.  

Dönemin yöneticileri kişisel çıkarlarının peşinde koşarken devletten gelen imtiyazlarını kullanmaktan çekinmiyor. Sağlanan komisyonlardan gayrimüslim temsilciler de yararlanıyor, bazıları ayrılıkçı çetelere yardım ediyor, bakanlıklarla ilişkilerini ise rüşvet aracılığıyla rahatça yürütüyorlar. Kaymakam, bunları ortaya çıkardığı için şimşekleri üzerine çekiyor, istenmeyen adam ilan ediliyor, Vali tarafından jurnalleniyor ve sonunda öldürülüyor. Bu arada devlet, çalışanlarının maaşlarını ödemekte zorlanıyor. Piyasa durgun, alışveriş bitme noktasında, temel yiyecekler karaborsaya düşmeye başlamış, hırsızlık vakaları artmış. Yunanlıların İzmir’i işgal edecekleri dedikoduları her yanı sarmış. I. Dünya Savaşı sonrası ülkenin birçok yeri işgal edilmiş. Yarbay gibi bu konuda endişelenen çok az kişi var. 

“Ateşi yakanlar, Atatürk öncesi Mustafa Kemal’i, Cumhuriyet ve devrimler öncesi atılan ilk büyük adımları, Büyük Taarruz öncesi Hasan Tahsin’i, Kuvâ-yı Milliye’nin kuruluş sürecini gözler önüne seriyor. Kurtuluş Savaşı’nın ilk büyük adımı olan 19 Mayıs’ın arifesinde yaşananları, Yunanlıların 15 Mayıs’tan başlayarak İzmir’i işgal ettiği günleri çarpıcı bir üslupla okura aktarıyor.”

edebiyathaber.net (26 Aralık 2022)

Yorum yapın