İşte, farklı coğrafyalardan kadın filmleri!

Mart 8, 2016

İşte, farklı coğrafyalardan kadın filmleri!

56dc2ec1c03c0e020ce55b00Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali bu yıl 14. kez düzenleniyor. 12 Mart’ta başlayacak olan festival Hatay, Adana, Bodrum, Mardin, İzmir ve Van olmak üzere farklı şehirlerde seyircilerle buluşacak.

Deneyimlerini, ürettiklerini ve hayallerini sinemayla paylaşan kadınlar, 14. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nde “Kadın Dayanışması Yaşatır” diyerek kapıları açıyor. 12 Mart’ta başlayacak olan festivalde 30 dilden 70’i aşkın film izleyiciyle buluşacak.

Farklı coğrafyalardan kadın filmleri

Festivalde her sene yer alan Kadınların Sineması, Kendine Ait Bir Cüzdan ve Cins-Cinsiyet-Cinsiyetler gibi bölümlerde filmler gösteriliyordu. Bu sene Kadın Dayanışması Yaşatır, Video-Art Seçkisi, Kadınlar Vardır Bölümleri yer alıyor. Toplu gösterimlerde ise: Fas’tan İran’a uzanan coğrafyadan kadınların yer alacağı “Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Kadınların Sineması Toplu Gösterimi” ve “Chantal Akerman Toplu Gösterimi” izleyicilerle buluşacak.

Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nde izlenilesi 7 film

1. ARTIK HAYALLERİM VAR

TRT Belgesel Günleri En İyi Belgesel Ödülü’nü kazanan Artık Hayallerim Var, Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nde gösterimi gerçekleşecek olan filmlerden. İsmini Melek Koydum, Violette Verdy ve Öteki Kasaba gibi filmlere imza atan Nefin Dinç’in kamera arkasına geçtiği film, “Size bütün dünyaya duyurabileceğiniz tek cümle hakkı verseler, o cümleniz ne olurdu?” sorusunun cevabını arıyor. Türkiye’nin altı farklı şehrinden 72 öğrencinin bu sorunun arayışına tanık olduğumuz filmde seslerini duyurmak için mücadele eden gençlerin beyaz perde yolcuğuna odaklanıyor.

  1. DEVRİMCİLER (PİONERY-GEROİ)

Natalya Kudryashova’nın senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği Rus yapımı Pionery-geroi, Sovyetler Birliği’nde geçen çocukluk düşleri ve bugünün Moskovası gerçekliği arasında kalan hayatları perdeye taşıyor. Film, küçük yaşlarda hayalleri olan Olga, Katya ve Andrey’in mutluluğu arama yolculuğuna odaklanıyor.

  1. GENÇ SOPHIE BELL (UNGA SOPHIE BELL)

Daha önce çekmiş olduğu kısa metrajlı filmlerle sinemaya atılan İsveçli yönetmen Amanda Adolfsson’ın ilk uzun metrajlı filmi Genç Sophie Bell. Film, Sophie ve Alice adında iki dostun “gerçek hayata” adım atmalarını perdeye taşıyor. Joseflin Johansson ve Adolfsson’ın senaryosunu yazdığı filmde Alice ve Sophie’nin  Berlin’e taşınmaları sonrasını konu alıyor. Alice ummadık bir anda ortadan kaybolur. Sophie ise bu kayboluşun nedenini ararken hayatın keyifli ve karanlık yanlarını keşfedecektir.

  1. FATİMA’NIN CUMHURİYETİ (LA REPUBLİQUE DE FATİMA)

İlk uzun metraj filmine imza atan Pascale Berson-Lecuyer’in yönetmenliğini üstlendiği La Rebuplique de Fatima; Ürdün’den Fransa’ya göç eden, mücadelesini bırakmayan ve hayallerinin peşinden koşan bir kadın olarak Fatima Ezzahra’nın hikayesini anlatıyor.

  1. KADINLARIN ADALETİ (INVOKING JUSTICE)

Birçok belgeselde yönetmen, yapımcı ve senarist kimliğiyle yer alan Deepa Dhanraj’ın Invoking Justice’i, Altın Conch En iyi Belgesel ve QFX Sineması Jüri Ödülünü kazandı. Hindistan yapımı filmin konusu şu şekilde: Köyün ileri gelenleri hep bir grup erkektir. Hindistan’da bir grup kadın, alışıla gelmiş düzenin karşısına çıkıp kendi karar mekanizmalarını kurmak isterler. Bu mücadelede erkeklerden oluşan sistemlere nasıl kafa tutacaklar?

  1. SATILIK ADALET (JUSTICE FOR SALE)

İkiz kardeşler Ilse ve Femke van Velzen’in yönetmenliğini üstlendiği film Kongo’daki bir avukatın hikayesini anlatıyor. Kongo’da hayatını sürdüren avukat Claudine, haksız ve usülsüzlük olduğunu düşündüğü bir tecavüz suçundan hüküm giyen askerin davasına odaklanmıştır. Asker hiçbir somut kanıt bulunmadan demir parmaklıkların arkasına gönderilmiştir. Adalet aradığı yolculukta, hukukun temel ilkelerini hiçe sayan sistemin varlığını gün yüzüne çıkarır.

  1. ÜÇ YALAN (TRES MENTİRAS)

Televizyon dünyasında adından söz ettiren Ana Murugarren’in kamera arkasına geçtiği, Luis Marias’ın senaryosunu yazdığı film, gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Annesi olarak bildiği kadının aslında onu evlatlık olarak aldığı gerçeğini öğrenen Violet’in geçmişinin izine düşmesini perdeye yansıtıyor. Violet gerçek annesini ararken en büyük yardımcısı polis memuru Angel olur. Violet ve Angel, geçmişte yaptıkları yolculukta kendilerini Franco rejiminin son yıllarının sürdüğü İspanya’da bir dairede bulurlar. Dairede, bekar olup hamile kaldıkları ve o dönemde utanç verici sayıldığı için gizli tutulan, birbirlerinden tamamen farklı üç kadını tanırlar. Violet kendini, yıllarca gizli kalan olayı açığa çıkarmaya adamıştır.

Kaynak: sinemajor.com (8 Mart 2016)

Yorum yapın