İnsan Öğrenmek İçin Yaşar | Hatice Sönmez Kaya

Eylül 17, 2025

İnsan Öğrenmek İçin Yaşar | Hatice Sönmez Kaya

Tarih boyunca insana, ülkesinin ve yaşadığı çağın izleri yansır. Bu izler insanın geleceğini de belirler. Özellikle küresel dünyanın dayattığı kapital düzen ve faşizm, ülkelerin yazgısını, insanın özgürlüğünü, düşünme gücünü olumsuz biçimlendirmektedir.

Okumadan, öğrenmeden geçen bir ömrün gerçekten yaşanmış sayılamayacağını düşünen Orhan Tüleylioğlu’nun bilgi, hayat ve insani değerleri harmanlayarak kaleme aldığı İnsan Öğrenmek İçin Yaşar etkileyici bir eser olarak karşımıza çıkıyor. İnsanın öğrenme, kendini keşfetme yolculuğunu; edebiyat, bilim, felsefe ve tarihten beslenen varsıl bir içerikle anlatıyor.

Kitap, okuru hayatın derinliklerinde bir yolculuğa çıkarırken, öğrenme sürecinin yaşam boyunca süren bir gereklilik olduğunu gözler önüne seriyor. Hem edebiyat dünyasından hem de günümüz sorunlarından aldığı örneklerle okurlarına özgürlüğün, bilginin ve düşünce gücünün insan yaşamındaki önemini anlatıyor.

Kitapta kimler yok ki! Yazarımız, derin bilgi birikimini ve insana ilişkin düşünceleri aktarırken, okurlarını, Aristoteles, Charles Darwin, Molière, Sokrates’ten Descartes’e, Nâzım Hikmet’ten Sabahattin Ali’ye, Eduardo Galeano’dan Uğur Mumcu’ya siyasetten bilime, Fakir Baykurt’tan Vedat Günyol’a, Emin Özdemir’den Adnan Binyazar’a, cehalete savaş açan Doğan Kuban’dan Ferit Edgü’ye, Arthur Rimbaud’dan Bertolt Brecht’e, Kâzım Koyuncu’dan Müjdat Gezen’e, edebiyattan felsefeye kendi alanlarında çığır açmış, devrimci olarak nitelendirebileceğimiz pek çok ismin mücadelelerini, iç dünyalarını, yaşanmışlıklarını, toplumlar üzerindeki etkilerini sayfalarına taşıyor.

Bu isimler arasında ayrıca, ünlü yapıtı Etika’da “İnsanın özgürlüğü, aklın gücünde belirir; aklın gücü, bilgiyle gerçekleşir” diyen 17. yüzyılın en büyük düşünürlerinden Spinoza; “Robotlardan çok kapitalizmden korkmalıyız” diyen, sessiz dâhi Stephen Hawking; günlüklerinde yazma tutkularını içtenlikle dile getiren Franz Kafka, Katherine Mansfield, Virgina Woolf, Cesare Pavese, Albert Camus ve Sylvia Plath; teleskobu bugün anladığımız şekli ve amacıyla kullanan ilk kişi Galileo Galilei; dünyanın her yerindeki milyonların, genç hayran kitlelerinin gözünde bir kahramana dönüşen Julian Assange; halkı tarafından sevgiyle “Ho Amca” olarak anılan Ho Chi Minh; Geç Antik Çağ’ın en önemli hatip ve öğretmenlerinden Libanius; gelecekten haber veren üç filozof Thomas More, Francis Bacon, Tommaso Campanella; Nobel Fizik Ödülü sahibi Max Planck; Türkiye’nin ilk kâğıt mühendisi, soyadını Atatürk’ün verdiği, Mehmet Ali Kâğıtçı;  kalıtımın fiziksel esaslarını bilimsel bir yöntem kullanarak ortaya koyan ilk kişi Mendel; çalıştığı bankada hesabına beş bin dolar geçirmekle suçlanıp beş yıl hapse mahkûm olan Amerikalı yazar O. Henry de yer alıyor.

Yazarımız yıllar içinde merak ettiği, araştırdığı, yapıtları, eylemleri ve düşünceleriyle çağları aşmış günümüze değin ulaşmış, yolumuzu aydınlatan çok değerli yazar, düşünür, sanatçılardan, örneğin, MÖ 551-479 yılları arasında Çin’de yaşayan, tarihin en önemli ve en   bilinen filozoflarından Konfüçyüs döneminin siyasetçilerine şu öğüdü vermiş: “Siyaset doğru olmaktır. Siz doğru olursanız kim doğru olmamaya cesaret edebilir ki?”

Modern komedi tiyatrosunun kurucusu Molière, “İnsanlığın bütün kötülükleri, tarih kitaplarını dolduran bütün felaketler, bütün politik budalalıklar, büyük önderlerin bütün başarısızlıkları dans etmeyi becerememekten kaynaklanmıştır” demiş.

Mario Vargas Llosa, edebiyatı olmazsa da olur bir eğlencelik gibi gören anlayışa karşı çıkmış. Edebiyatı, zihnin en önemli ve en gerekli uğraşlarından biri saymış. Hiç okumayan, az okuyan ya da yalnızca süprüntü okuyan bir insanın engelli bir insan olduğunu söylemiş.

Tüleylioğlu, Sivas kıyımında yaşamını yitiren Asaf Koçak’ı, “Ankara’nın kültür sanat çevrelerinde tanınan, sevilen bir sanatçıydı.  Karikatür sanatına tutkuyla bağlıydı. Toplum, olup bitene sesiz kalmasın, deve kuşu gibi başını kuma gömmesin, sorsun, konuşsun, tartışsın, tepkisini göstersin, hakkını arasın diye çizip dururdu” sözleriyle anlatmış.

Asur krallığının başkenti Ninova’da, MÖ 668 – 626 yılları arasında yaşamış olan Asur Kralı Asurbanipal’in kitaplığında bulunan bir tablette, Sümerce yazılan şu sözler adeta kitabın çerçevesini çizmiş: “Bilge insan karanlıkta ışık, çıkmaz sokakta yol bulandır.”  

Kitabın sonunda bir de Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Say ile yapay zekâ üzerine yaptığı, okunası mini bir söyleşi var.

Orhan Tüleylioğlu’nun daha önce de okumaya ve kitaba dönük düşüncelerini yoğunlaştırdığı Yalnız Kitap, Dünyanın Kitapları, Gerçeği Söylemek, 50 Maddede Mutluluk, Aydınlanma Savaşçıları gibi yapıtlarında “İnsan nasıl insan oldu? İnsan, nasıl insan olmalı?” sorularının yanıtlarını ararken, tarih boyunca kitapların diktatörlerin en büyük düşmanı olduğunu anlatır. Salt kitapları değil, yazarları da okurları da yakmışlar, yasaklamışlar ama kitap her defasında küllerinden yeniden doğmuştur. Kitaplarını ilgiyle, severek, öğrenerek okuduğum Tüleylioğlu’nun yapıtlarını, öğrenme ve okuma tutkunu tüm kitapseverlere öneriyorum.

Yorum yapın