
İnsan geçmişine en beklenmedik anda yakalanır. Bazen bir kitap, bazen bir ses, bazen bir bakış, bazen de bir kurabiyenin tadı anıların yeniden canlanmasına yol açabilir. Belleğin dolambaçlı yolların sonundaki çekmecelere saklanan anılarla yeniden karşılaşmak çoğu zaman kederli bir melankoliyi çağırabileceği gibi geçmiş güzel günler karesini yeniden oluşturabilir.
Hayatta kat edilen mesafeler insanı mutlaka değiştirir, dönüştürür. Giderek uzak bir geçmişte kalmayan benliklerimize yabancılaşabiliriz. Bu yolculuk sadece kendimizle ilgili değil değişimi değil çevremizle kurduğumuz ilişkiyi de yeniler, dönüştürür. İyi tanıdığınızı sandığınız bir kişi zaman içinde bambaşka bir hale gelebilir, bir dolu anı biriktirdiğiniz insanlar bir gün ansızın ortadan kaybolabilir. Hayat böyle bir şeydir zaten.
Ia Genberg’in Detaylar adlı kısa romanı anılar, dostluklar ve değişimler üzerine çarpıcı bir roman. İthaki Yayınları’ndan Zeynep Tamer çevirisiyle yayımlanan Detaylar, 2024 Uluslarası Booker Ödülü finalistlerinden aynı zamanda.
Detaylar, sıtmaya yakalanmış, ateşi endişe edici seviyelerde gezinen bir kadının yanı başında bulunan Paul Auster’in New York Üçlemesi kitabının sayfalarını yeniden çevirmesiyle başlayan bir anımsama romanı olarak özetlenebilir. Romanın baş kahramanı olan anlatıcımız Auster sayesinde geçmişin derinliklerine dalıyor. Uyanan hafıza, anlatıcının önüne tüm gençliğini, hatalarını, pişmanlıklarını, iyi geçen günleri ve bugün artık giderek silikleşen imgelere sahip eski dostları ve babaannesini hatırlatmaya başlıyor.
Roman birbirleriyle doğrudan bağlantısı olmayan dört ayrı karakter ve dört ayrı hikâye çevresinde gelişiyor. Johanna, Niki, Alejandro ve Birgitte’den oluşan dört bölümde anlatıcımızın hayatının farklı dönemlerindeki hikâyesine tanıklık ediyoruz. Bir şekilde hayatına girmiş ve birden kaybolmuş karakter bunlar. Anlatıcının onları hatırlayabilmesi için artık farklı dışsal hatırlatıcılara ihtiyacı var. Romanlar, ev eşyaları, fotoğraflar ve sesler… Karakter bu ufak detaylarla geçmişini yeniden inşa ediyor. Üniversite hayatına, gençlik hatalarına ve iyi ki yaşamışım dediği küçük anları canlandırıyor. Johanna sayesinde aslında 20’li yaşlarında ne kadar kafası karışık, kararsız ve harekete geçmek için bir hayli tembel olduğunu hatırlıyor. Johanna onun tam tersi bir karaktere sahip çünkü. Onunla yaşadığı ilişki onu iyi tanıdığını bir ezbere götürüyor. Lakin, Auster romanıyla yeniden bir anı olarak hayatına giren Johanna’yı o kadar iyi tanımıyor. Bu zamanın dramatik değişimine dair çarpıcı bir an olarak karşımıza çıkıyor romanda. İyi tanıdığımızı sandığımız insanları aslında ne kadar iyi tanıyoruz? Biz hayat yolculuğumuzda ne kadar aynı kalabiliyoruz? Ve bazen geçmiş şimdide neden bu kadar bulanık görünüyor? Zor sorular ama illa yanıt gerektirmiyor.
Bazen olması gereken şeyler oluyor, bazen de değişmesi için doğru anını bekleyen gelişmeler oluyor; insanların hayatımıza girdikleri gibi birden fotoğraf karesinde silikleşip yok olmaları gibi. Onları hatırlamak ama nasıl hatırlamak gerektiğini bulmak esas soru. En nihayetinde hayatınızda bir dönem yer almış, anılarınızın başrolünde olmuş insanları bir makas darbesiyle tarih akışından çıkarmak mümkün mü? Ia Genberg, Detaylar’da buna doğrudan bir yanıt aramıyor. Anlatıcının da bu kadar kederli bir bakışı yok. Hatırlamaya çalışıyor ama geçmişi bir kabulle kabul ederek yoluna devam etmeye çalışıyor. Geçmiş askıdır çünkü, üzerinizden çıkaramadıkça şimdiye musallat olan.
Genberg, monolog halinde, laf kalabalığı yapmadan yer yer mizahi bir dille anlatıyor meramını. Yazarın’ın minimalist, olgun bir dili var. Karakterizasyondan, sahnelemeye her şeyi doğru bir matematik ve tempoyla yapıyor. Roman mühendisliği açısından neredeyse kusursuz bir yapı kuruyor. Karakterler arası psikolojik tahayyüller, objeler, ince detaylarla da hikâyesini güçlendiriyor.
Detaylar, 1980’li yılların Stockholm’ünden, günümüze uzanan dört insan dört hikâye. İnsanın değişimine, anıların seçiciliğine, dostluklara ve zaman üzerine çarpıcı bir roman.
















