Edebiyat İçin En Uygun Dil | Dursaliye Şahan

Aralık 19, 2025

Edebiyat İçin En Uygun Dil | Dursaliye Şahan

Hiç düşündünüz mü? Susturulmak ya da konuşmanıza koşullu izin verilmesi nasıl bir duygu olabilir?

Duyguları deneyimlemeden anlayabilmeniz neredeyse imkânsız.

Çocuğunu kaybeden bir annenin acısını hangi anne daha çok hisseder? Yaraları aynı yerde olan insanların birbirine iyi gelme nedeni belki de budur.

Bilemiyorum.

Ancak emin olduğum bir şey var. Duygularınızı en kolay ana dilinizde anlatabilirsiniz. Dünyadaki dil bilim insanlarının kabul ettiği gerçek bu.

Bu durumda insanın ana dilinin yasaklanması, engellenmesi, ayıplanması ya da köreltilmesi o dili konuşan insanlara karşı hak ihlalidir.

Dillerin bile özgürleşmediği bir coğrafyada hangi özgürlükten, hangi barıştan söz edebiliriz?

Geçtiğimiz günlerde Dünya Pen Yazarlar Kulübü Başkanı Yazar Burhan Sönmez, Troy Kitap Kulübünün davetlisi olarak Londra SAOS Üniversitesinde okurları ve edebiyat severlerle buluştu.

Konuşmanın bir yerinde, anadili Kürtçe olan Yazar Burhan Sönmez, Türkçeyi ilkokulda öğrendiğini, sadece son romanı Franz K. Aşıkları’nı Kürtçe yazdığını söyledi.

Altı romanı olan yazarın sadece bir romanı ana dilinde Kürtçe yazılmış.

Konuşmanın bu kısmından birkaç dakika sonra izleyici sıralarından olgun yaşta bir hanım yerinden kalktı. Yazarın ve moderatörün oturduğu masaya yaklaşarak -haliyle konuşma ve toplantı bölünmüş oldu- yazarın elini sıktı ve eğilerek bir şeyler söyledi. Olabilir. Erken kalkmak zorundadır. Özür dileyerek yazara hoşça kal diyordur.  Yazar bir iki dakika suskun kaldı. Biraz da şaşkın görünüyordu. Hanımefendi çıktı.

Yazar, “Az önceki hanımın söylediklerini duydunuz mu?” dedi.

Ne söylemiş olabilir ki? En fazla ne gelir aklınıza?

“Siz Türkçe yazmaya devam edin. Atatürk böyle isterdi dedi.”

Cümle bu. Öyle bir cümle ki; o toplantıdaki bütün cümleleri yutmuş gibi oldu.

Salonda kısa bir sessizlik oldu. Sadece yazar değil, herkes şaşkın.

Bu durumda Kürtçe yazmak suç ya da ayıp mı oluyordu?

Peki soruyu biraz daha açıyorum. Mesela yazar deseydi ki, ikinci romanımı Fransızca, üçüncü romanı mı da İngilizce yazdım deseydi, aynı tepkiyi alacak mıydı?

Bizim ülkemizde eserleri çok satanlar arasında olan yazarımız var. Bazı romanlarını İngilizce yazdığını, sonradan Türkçeye çevrildiğini söyleşilerinde duyduk.

Acaba o yazarımız da böyle bir cümle duymuş mudur?

Edebiyat için en uygun dil anadildir? Bunu ilkokul çocukları bile bilir.

Yoksa bazı coğrafyalarda doğanlar için edebiyat yasaklı bir alan mı?

Bu faşizan bakış açısının gölgelediği etkinlikle ilgili yazacaklarımı başka bir yazıya saklıyorum.

Benim için çok kıymetli olan o sohbetin bu cümleyle yan yana gelmesini istemiyorum.

Özgürlük, barış, fırsat eşitliği, edebiyat, sanatın tamamı bu saldırgan cümlenin tam karşısında.

Atatürk yaşasaydı ve Burhan Sönmez ile karşılaşıp Kürtçe yazdığını duysa bence yazarı kutlardı.

Bizler gelecekten umutluyuz. Özgürlük gelecek, barış kazanacak.

Sanatla dostça kalın.

Yorum yapın