
Dilek Bektaşoğlu’nun Par adlı romanı Sakin Kitap tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden:
Çok yol gittim insan bedeninde. Tepelerde kendimden kutsal bir atlas sedirine rastladım. Uzun upuzun dantelli yeşilliğini dua gibi katıyordu yeryüzüne. Geceleri oğlak yıldızları kayarak düşüyordu sedirin dallarına. Odaları aydınlanıyordu kozalakların. O odalarda saklandım. Havalar soğuduğunda, bir kuş teleğine sığındım. Oracıkta, uçuş uçuş, ormanın içine durmadan yağan yağmurları izledim. Yıllar sonra, bindiğim bir geminin direğinde rastladım sedire. Geminin omurgasından yükseliyordu. Üzerinde gergin bir kumaş dikili, tepesinde yeşil seyir fenerleri, karanlıkları yırtarak yol alıyordu. Sarışın gemici bir çocuk uzanıyordu yelkenin altında. Saçları küllü. Gözleri alev bulutu. Dalga dalga yol aldıkça rüzgârda, o çocuğun ufka bakışına yerleştim. Sonsuza değin ufku taşıyacak çizgiye. O çizgiyi işaret eden parmaklara. Parmakların tuttuğu kaplara. O kaplardan içtiğim sulara. Şırıl şırıl akan berrak sulara. Akarsulara.
Roman hakkında:
Dilek Bektaşoğlu’nun Par anlatısı, doğayla temas üzerinden duyumsal bir varoluş arayışını konu edinir. İç ve dış uyaranlara duyarlı bir bedenin, kendi algısını, dengesini ve hissedişini anlamaya yönelen bakışıdır. Yalnızlık, yokluk, şiddet, utanç ve korku gibi duygular, doğadaki varlıkların içkin kuvvetleriyle sürekli sınanır. İnsanın kaygıdan korkuya, hayretten titremeye, arzudan donukluğa uzanan tüm duyguları doğada bir izlenime, bir manzaraya dönüşür.
Anlatı ilerledikçe kahraman, bilmediği diyarlarda türlü serüvenlere atılır; kendisinden farklı bir varoluşa sahip bir insanın hikâyesine karışır. Böylece kendi iç evrenine, kendi ormanına dalar. Karşılaştığı kuyular, göller, kayalar ve rüyalar artık onun evrenidir. Zihin giderek silikleşir.
Kaygılı insandan sade insana doğru geçtikçe anlatının dili şiirselleşir. Bir çember tamamlanır: Kişinin gerçekten olduğu şey ile olduğunu sandığı şey arasındaki mesafe kısalır. Anlatıcı başladığı yere dönmüştür; fakat bu noktada artık ne aynı huy, ne aynı zihniyet, ne de başlangıçtaki benlik kalmıştır.
Yazarın biyografisi:
Dilek Bektaşoğlu İstanbul doğumludur. Hukuk eğitimi almıştır, İstanbul’da avukatlık yapmaktadır. Hukuk alanındaki pratik ve makaleleri dışında, felsefe, sanat ve edebiyatla ilgilenmekte, atölyelere katılmaktadır. Düşünsel aktüel alanda yazdığı yazıları Birikim dergisinde, öyküleri Varlık dergisi, edebiyathaber, oggito gibi mecralarda yayınlanmış, bir öyküsü Ahmet Hamdi Tanpınar yarışmasında dikkate değer öyküler arasında yer almış, kitaba alınmıştır.
Par, ilk romanıdır.
















