Deepa Mehta’nın toplu gösterimi: Bir Başkaldırı Sineması 19-21 Ekim tarihleri arasında

Ekim 10, 2017

Deepa Mehta’nın toplu gösterimi: Bir Başkaldırı Sineması 19-21 Ekim tarihleri arasında

Filmlerinde her zaman bir başkaldırı teması işleyen Hint asıllı Kanadalı yönetmen Deepa Mehta’nın toplu gösterimi 19-21 Ekim tarihleri arasında İstanbul Modern Sinema’da izleyicilerle buluşuyor. Mehta, 21 Ekim’de gerçekleşecek söyleşi ile sinemaseverlerle bir araya gelecek.

İstanbul Modern Sinema, Türk Tuborg A.Ş.’nin katkıları ve Kanada Büyükelçiliği ile Başka Sinema işbirliğiyle, 1991’den bugüne imzasını attığı büyük yapımlarla pek çok büyük ödüle layık görülmüş Hint asıllı Kanadalı yönetmen Deepa Mehta’yı ağırlıyor.

En çok epik dönem filmi niteliğindeki Element Üçlemesi ile tanınan Deepa Mehta’nın sınırları zorlayan, duygu yüklü filmleri pek çok büyük festivalde gösterildi, dünya çapında dağıtıldı ve izlendi. Üçlemenin son filmi Su, 2007 yılında “Yabancı Dilde En İyi Film” dalında Oscar adayı oldu. Hint toplumuna getirdiği eleştiriler nedeniyle her üç filmin gerek çekim gerek gösterim sürecinde zorluklar yaşandı. Hint sinemasında ilk kez iki kadın arasındaki ilişkiyi anlatan Ateş (Fire, 1996) gösterime girdiğinde sinema salonları yakıldı, 1947 Hindistan-Pakistan bölünmesini anlatan Toprak (Earth, 1998) filminin seti saldırıya uğradı. Su (Water, 2005) filminin Varanasi’deki çekimleri ise milliyetçi Hindular tarafından defalarca sabote edildi ve çekimler beş yıl aksadı.

Cesur, korkusuz ve kışkırtıcı

Tüm bu zorluklara karşı yılmadan üretmeye devam eden Mehta özellikle kadın sorunlarına eğilen filmlerinde geleneklere, basmakalıp inanışlara meydan okurken her zaman cesur, korkusuz ve kışkırtıcı olmayı başardı.

Mehta, Salman Rushdie’nin Boooker Ödüllü romanı Geceyarısı Çocukları’nı destansı bir şekilde uyarladı, Bollywood / Hollywood ve Dünyadaki Cennet filmleriyle uluslararası başarılar elde etti. Son filmi Şiddetin Anatomisi (Anatomy of Violence, 2016) Hindistan’daki kast sistemini, yobaz gelenekleri, 2012 yılında Delhi’de yaşanmış bir suç davasını temel alarak eleştirdi. Mehta, kariyerindeki pek çok başarının yanı sıra, Reykjavík Uluslararası Film Festivali’nden Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi.

Deepa Mehta ile Söyleşi 21 Ekim’de

Kendisinin bir politikacı ya da sosyal aktivist olmadığını söylemesine karşın filmlerinde her zaman bir başkaldırı teması işleyen yönetmenin filmografisinden altı filmin gösterileceği program kapsamında Deepa Mehta’nın kendisiyle bir söyleşi de gerçekleşecek.Söyleşinin moderatörlüğünü ise sinema yazarı Nil Kural yapacak.

Tarih: 21 Ekim 2017

Saat: 17.00

Deepa Mehta: Bir Başkaldırı Sineması Programı

ATEŞ (FIRE), 1996

Oyuncular: Shabana Azmi, Nandita Das, Karishma Jhalani

Deepa Mehta’nın Element Üçlemesi’nin ilk filmi Ateş, kocaları tarafından tamamen zıt sebeplerle de olsa ilgisiz bırakılan iki kadının aşkını konu alıyor. Tüm dünyevi zevklerden kendini arındırmayı hedefleyen Ashok, 15 yıldır evli olduğu karısı Radha, Ashok’un erkek kardeşi Jatin ve görücü usulüyle evlendirilmeyi kabul ettiği karısı Sita aynı evde yaşamaktadır. Jatin her ne kadar Sita ile evlendirilmeyi kabul etse de bir yandan Çinli sevgilisi Julie ile de görüşmeye devam eder. Aynı çatı altında yaşayan ve sıklıkla başbaşa kalan Sita ile Radha yalnızlıklarının çaresini birbirlerinde bulurlar ve dostlukları kısa sürede ilerleyerek farklı boyutlara ulaşır. Ateş, lezbiyenlik konusuna ciddiyetle dokunan ilk Hint filmi olarak da anılıyor.

TOPRAK (EARTH), 1998
Oyuncular: Aamir Khan, Nandita Das, Rahul Khanna

Element Üçlemesinin ikinci filmi Toprak, Hindistan ile Pakistan’ın 1947’de ayrılması sırasında meydana gelen kanlı olayları çocuk felci geçiren Lenny adında küçük bir kızın gözünden, bir grup arkadaşın yaşadıkları üzerinden anlatıyor. Lenny’nin dadısı Shanta, güzelliğiyle Hassan ve Dil adlı iki müslüman arkadaşını büyüleyen, Hindu bir kadındır. Shanta, Dil ve Hassan daha büyük ve karma dinlere mensup bir arkadaş grubuna dahildir. Aralarında politik iklimden etkilenmeyeceklerini düşünenler olsa da, bölünmekte olan ülkedeki trajedi büyüdükçe grubun içindeki ayrılıklar da derinleşecektir. Bapsi Sidhwa’nın Cracking India adlı kitabından uyarlanan ve kısmen otobiyografik olan filmde konu edilen gerilimin yankıları ve trajedinin travmaları günümüzde halen sürüyor.

SU (WATER), 2005
Oyuncular: Lisa Ray, John Abraham, Seema Biswas

Kanada’nın Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar adayı olan Su, daha sekiz yaşında evlendirildikten sonra dul kalan bir kız çocuğunun hikayesini anlatıyor. Film, Hindu geleneklerine göre dul kadınların hayat boyu kalmak üzere gönderildiği bir aşramda geçiyor. Kadın meselesiyle yakından ilgilenen Deepa Mehta, kadınları ezen geleneğe karşı vazgeçmediği eleştirel yaklaşımı nedeniyle, bu filmi ilk çekmeye başladığı 2000 yılında aşırı dinci Hindu gruplar tarafından saldırıya uğramış ve çekimleri erteleyerek Sri Lanka’ya taşımak zorunda kalmıştı. Mehta, beş yıl sonra vazgeçmeden bitirmeyi başardığı filminde didaktik anlatımdan uzak, kadınların aşramdaki yaşamlarının doğal akışına müdahale etmeden aktaran, romantizm ile manevi arayış arasında ustaca akan, masalsı bir yapıma imza atıyor.

YERYÜZÜ CENNETİ (HEAVEN ON EARTH), 2008

Oyuncular: Preity Zinta, Gick Grewal, Vansh Bhardwaj

Pencap’ta ailesiyle yaşayan Chand, hiç tanımadığı bir adamla evlenmek üzere Kanada’ya gider. Yeni bir başlangıç ve güzel bir hayat hayaliyle gittiği bu yeni ülkede işler beklediği gibi gitmez. Ailesine de bakmak zorunda olan kocası Rocky, daha balayında genç kadına şiddet uygulamaya başlar. Daha sonra bir fabrikada çalışmaya başlayan Chand’ın hayatı orada tanışacağı Jamaikalı Rosa ile tamamen değişecektir. Yeryüzü Cenneti, anlattığı hikayenin içerisine politik eleştiriyi ustaca yerleştiren bir anlatımla öne çıkıyor.

MIDNIGHT’S CHILDREN (GECEYARISI ÇOCUKLARI), 2012
Oyuncular: Rajat Kapoor, Vansh Bhardwaj, Anupam Kher

Hindistan’ın, Büyük Britanya himayesinden kurtularak bağımsızlığını kazandığı 15 Ağustos 1947 gecesinde doğan Saleem ve Shiva, büyüdüklerinde özel güçlere sahip olduklarını anlarlar. Saleem, o gece doğan kendisi gibi tüm özel güçlü çocuklara seslenebilme yetisine, Sinai ise olağanüstü bir acımasızlığa ve kuvvete sahiptir. Zaman ilerledikçe ikisinin de hayatları kesişecek ve bağımsız Hindistan’ın zaferler ve felaketler ile dolu yolculuğunda önemli bir rol oynayacaklardır. Ödüllü yazar Salman Rushdie’nin romanından, yine yazarın kendisi tarafından senaryolaştırılan, Rushdie’nin aynı zamanda anlatıcılığını da üstlendiği film, izleyiciyi modern Hindistan’ın doğuşu sırasında, iyi ile kötü arasında geçen büyülü bir maceraya sürüklüyor.

ŞİDDETİN ANATOMİSİ (ANATOMY OF VIOLENCE), 2016
Oyuncular: Vansh Bhardwaj, Tia Bhatia, Janki Bisht

Yeni Delhi’de 2012 yılında meydana gelen bir toplu tecavüz olayından sonra Deepa Mehta, “Canavarları yaratan nedir?” sorusuna cevap arayan bir filme imza atıyor. On iki aktör ile birlikte bu adamları böylesine akıl almaz bir vahşete sürükleyenin ne olabileceğine dair bir çalışma yapıyor. Filmde ayrıca tecavüz kurbanı olan kadının da olaydan önceki hayatına, ailesine, hayalleri ve ümitlerine dair cevaplar arıyor. Toplumun bu adamları “canavar” olarak nitelendirmesi, sorunun derinine inilmesinin önünde duran meseleyi basitleştiren bir engel mi? Film, her ne kadar bu soruya net bir cevap vermese de, kadınlara karşı işlenen bu korkunç şiddet üzerine daha derinlemesine düşünülmesi için kapıları aralıyor.

edebiyathaber.net (10 Ekim 2017)

Yorum yapın