Çiziyorsam Sebebi Var: Deniz Ozan Çoşkun | Ayşe Yazar

Eylül 24, 2022

Çiziyorsam Sebebi Var: Deniz Ozan Çoşkun | Ayşe Yazar

Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?

Oldukça küçük yaşlarımda. Evde bulduğum pastal boyalarla duvarlara bir şeyler çizmeye başlamışım. O duvara çizdiğim şeylerden aklımda bir uzay gemisi var. Sonra bizimkiler beni duvardan koparmak istedi ve eve tomarla teksir kâğıdı girdi (ya da zaten vardı da artık duvarları boyamayım diye tanıştırıldım mı hatırlamıyorum). Onlara uzun bir dönem dinozor, aksiyon halinde futbolcular ve kendi kahraman grubumu çizdim. Kendi kahraman grubum dönemin şartlarında etrafımda olanlardan ilham alıyordu.

O günlerde 90′ ların başlarında, patron sınıfı 12 Eylül’ den sonra tekrar toparlanmaya başlayan işçi sınıfı hareketlerine resmi ve gayri resmi kolluk kuvvetleriyle vahşice saldırıyordu. Kahraman grubum da sermayenin saldırılarına karşı işçi sınıfını korumaya çalışıyorlardı. En azından şimdiden o zamana baktığımda yaptıklarının bu olduğunu görüyorum. Bir dönem onları çizdim uzun süre, tabi ısrar eden arkadaşlarıma power rangers gibi dönemin popüler karakterlerini de çizdim. Çizdiğim şeyler dönemsel olarak değiştiler. Bir ara okyanus ekosistemine, bir arada büyük kedilere taktığımı hatırlıyorum. Lisede basketbol ve hip- hop kültürünün içine girdim iyice. O dönem çizimlerin daha çok o kültürlerle alakalıydı. Üniversite eğitimimi Eskişehir Anadolu  Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ‘de, Çizgi Film – Animasyon bölümünde tamamladım. 

Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?

Çizimlerimin beslendiği çok farklı şeyler var ama iki ana nehir var. Birisi hip- hop kültürü, diğeri de dünyayı yaratan insanlar ve mücadeleleri. Özellikle ikincisi kendi kendini besleyen, gürül gürül akan bir nehir. 

Görsel anlamda en çok beslendiğim şeyler çizgi romanlar. Çocukluğumda bakkallarda X-Men dahil, envai çeşit çizgi roman satılırdı. Ve benim ilk kez X-men okuduğum zamanlarda Jim Lee prime zamanındaydı ve X-men çiziyordu. Hala en iyi çizilmiş çizgi romanlardan birisi olabilir o Jim Lee sayıları. 

Uzun yıllar Leman, Lemanyak, Lombak vs gibi mizah dergilerini düzenli okudum. Mizah dergileriyle birlikte, sanırım 21, 22 yaşlarıma kadar super hero’ lu çizgi romanları büyük bir iştahla tüketiyordum. Çizimime büyük katkıları da oldu ancak, dünyadaki ana problemleri değilde saçma sapan şeylere savaş açmış bu mitolojik kahramanları okumayı bir yerde bıraktım. Son 10 yıldır okuduğum çizgi romanlar, her zaman bildiğimiz dünyalardan olmasalar da gerçek problemlerle savaşan kahramanları anlatan kitaplar. Corto Maltese, Scalped ve Blacksad serilerini çok severim. Beni her baktığımda şaşırtan, ilham veren onlarca çizer var, ama birkaç tanesini saymak gerekirse; Alberto Breccia, Turhan Selçuk, Juanjo Guarnido, Sergio Toppi ve Gipi diyebiliriz. Çizgi romanlar haricinde, animasyonlar, filmler, diziler, video oyunları ve graffitiler (özellikle figüratif olanları) görsel hafızamı besliyor.

Çizer kitaba nasıl hazırlanır?

Çizerin her günü birbiriyle aynı geçmeyebilir. Bazı günler her şey olabildiğince yolunda giderken, bazen istediğiniz açıları, çizgileri çıkartmak biraz uzun sürebilir.

Bazen masaya oturur ve çizersiniz. Ama o an çizim yapmaya kafaca giremediğimi fark ettiğim zamanlarda, Moebius’ un da yaptığı bir teknikle kafam ve elimin arasındaki bağlantıyı ısıtmaya çalışıyorum. Bu elinizi kâğıt, ya da tabletinizden hiç çekmeden, çok da düşünmeden yapacağınız bir çizgi çalışması. Soyut ya da figüratif şeyler karalıyorum, ta ki kendimi hazır hissedene kadar. Çizerin üzerindeki endişe duygusunu azaltan, onu rahatlatan bir teknik. 

Evde kendi çalışma odamda çalışıyorum, eskiz aşamasında müzik dinlemiyorum. Bir miktar sesliğe ihtiyacım var, ancak eskizler bitip, paneller, sayfaların akışları belli olduktan müzik yanımdan ayrılmıyor. 

Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?

Editör ve yazarlarla ilişki çok karmaşık bir ilişki. Bazen bir editör, yazar sizi yukarı çıkartır, bazen birbirinizi yukarı çıkartırsınız, bazen de karşılıklı diretmelere dönebilir iş. Karşılıklı saygı ve anlayışın olması gerekiyor ve sabıra ihtiyaç var. Sabır derken şöyle; bazen bir revize, bir öneri çok alakasız gelebilir, ama önerilere biraz zaman tanımak gerekebilir. Diğer gün baktığınızda, adrenaliniz normal seviyelere geldiğinde, o öneri mantıklı durabiliyor. Bu demek değil ki, yazar ve editörlerin söylediği, direttiği her şey çok mantıklı.

Çizer nasıl sayfada yaptığı bir hatayı onun çok içine girdiği için göremediği gibi, yazar, editör de mantık hatası olan bir şey de diretebilir, kötü gününde çok manasız eleştiriler yapabilir. Karşılıklı yardımlaşmak, güç birliği yapmak gerekiyor. Yazarlık, çizerlik psikolojik olarak zor işler. Çoğu meslek grubuna revize veremezsiniz, bir tık şöyle olsun, iki tık böyle olsun ağzınızdan çıkamaz. Bütün meslek gruplarında çalışanlar farklı zorluklarla, meslek hastalıklarıyla karşılaşıyor. Bizim omurgaya vuran meslek hastalıklarımız ve her yeni işte oluşan performans kaygılarımız var, çalışırken iki taraf da bunları düşünmeli.


Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?

İlk aşama eğer çizerin konfor alanının dışında bir konusu varsa, referans toplaması olabilir. Tabi konfor alanındaysa dahi referans toplamak, o konuya ilişkin yapılmış bambaşka alanlarda da olsa işlere bakmak yardımcı olacaktır. Çizgi roman işi uzun vadede yapılan, farklı aşamaları olan bir iş. En başta, yazar ve çizer farklı kişilerse tanışma dönemi başlıyor. Yazarlar bu dönemlerde daha ayrıntılı briefler verebilir, ama tanışma süreci bittikten sonra çizerin özgürlüğü artıyor. Tabi ki bu her yazarda değişecektir. Bazı yazarlar her kareyi detaylıca anlatırken, bazısı ise sadece çizerden genel akışı bozmamasını isteyebiliyor. Çizgi roman uzun sürede yapılan bir iş ve modunuz her gün aynı olmayabiliyor. Hikâyeyi çok sevseniz de, çizmeyi çok sevseniz de, çizmek bazı günler o kadar kolay olmuyor. Tek sayfa bir illüstrasyonla sanırım en büyük farkı bu. Aynı hikâye ve karakterleri aylarca çizmenin, kolaylıkları ve zorlukları var. Çizgi roman sayfalarının yapım aşaması kabaca senaryo sonrası eskizler, eskizler üzerinde emin olduktan sonra da finalleme çalışmaları olarak özetlenebilir.

Tek sayfalık işler ise, her biri farklı araştırmalar gerektirse de, farklı işlerin getirdiği heyecandan yararlanılarak daha rahat konsantre olunabilen işler. Bir kitap kapağı yapacaksam, eğer zamanım da varsa kitabı komple okumaya çalışıyorum. Çünkü verilen briefden daha iyi bir sahneyi kitapta bulabilirim, hem de kitabı daha içselleştirmiş oluyorum. Albüm kapaklarında da, parçaları dinlemek isterim. Parçaların mixi vs. tamamlanmamışsa, en azından sözlerine bakmak isterim. Bu aşamalardan sonra yine çizgi romanda olduğu gibi, eskiz, fikir alışverişleri, eskizlerde mutabık olma ve finalleme sırasıyla gidiyor kabaca.

edebiyathaber.net (24 Eylül 2022)

Yorum yapın