Caz: Hiç bitmeyecek bir arayışın müziği

Kasım 16, 2020

Caz: Hiç bitmeyecek bir arayışın müziği

“Eğer cazın ne olduğunu sormak zorundaysanız, cevabı asla bilemeyeceksiniz.”

Louis Armstrong

Müzikal bir form olan ve çoğunlukla doğaçlama icra edilen caz, Avrupa armonik yapısı ve Afrika ritimlerinden ilhamla Afrika kökenli Amerikalılar tarafında geliştirildi. Ragtime ve blues türlerinden beslendi ve çoğunlukla aksak ritimlerle, polifonik grup icrasıyla, farklılaşan ölçülerde doğaçlama ile, sıklıkla rotadan kasti sapmalarla ve orijinal ses rengi kullanımı ile karakterize edildi. Centilmenlik, cömertlik ve kardeşlik kavramlarını merkez alan bir Brother’ın da hayatında oldukça fazla yer kaplayan cazı, 360 derece ele aldık.

Caz müzik için kusursuz, her şeyi kapsayan bir tanımlama yapma girişimi muhtemelen beyhudedir. Caz, 20. yüzyılın başına uzanan başlangıç noktasından itibaren, geçirdiği belirgin aşamalarla, sürekli olarak evrilen, genişleyen, değişen bir janr oldu. New Orleans stili veya swing, tarihi ile birlikte değerlendirince dönemi için belirli bir tanım yapmayı mümkün kılsa da, örneğin serbest caz, her zaman tanımlamaların dışında kaldı. Cazı, belirgin karakteristik özellikleri ile, bir müzik olarak tanımlama adına yapılan ilk çabalar karşımıza bazı karşıtlıklar çıkardı. Doğaçlamanın, örneğin, janrın hikayesinin çoğunda kompozisyon, aranjman ve uyum gibi bileşenler devreye girdiğinde, son derece sınırlayıcı veya genel olarak yanlış olduğu ortaya çıktı. Benzer şekilde, senkop ve swing için oldukça gerekli ve caza özel şeklinde kayda alındıysa da bu stiller 1920’lerin ve sonrasının özgün cazında yer bulmadı. Veya, swing’in senkop olmadan gerçekleşmeyeceğine kanaat getirildiyse de Louis Armstrong ve Bunny Berigan çaldıkları olağanüstü swing’lerde senkopa başvurmadı.

Caz, aslında, ne tamamen kompoze edilmiş, önceden belirlenmiş ne de tamamen doğaçlama oldu. Hatta hiçbir zaman bu ikisi olmadı. Neredeyse tüm tarihi boyunca değişken seviyelerde yaratıcı yaklaşımları ve sonsuz olasılıkları benimsedi. Ve yine de tüm bu farklı terminolojik karışıklıklara rağmen, caz anında tanınan ve diğer müzikal ifade biçimlerinden ayrılan bir janr oldu.

Caz tarihinin unutulmazları

Louis Armstrong



Caz tarihinin en önemli müzisyenlerinden birinin Louis Armstrong olduğunu iddia etmemizde bir sakınca yok. Satchmo veya Pops lakaplarıyla anılan ve janrın oluşumunda en hayati katkısı olan isimlerden Armstrong, cazı sahne ışıklarıyla tanıştıran ve çağdaşları ile onu izleyen müzisyenlere ilham olan biri. Etkileyici kişiliği, pürüzlü sesi ve ikonik trompet çalışı ile Armstrong, müziğin sadece kolektif bir atışma ile değil solo performansla da yüceltileceğini kanıtlayarak dönemi içinde devrim yarattı. Temelde kolektif olan bu müziği alıp içinde çok sayıda olasılık bulunan bireysel ifade tarzına dönüştürdü. 1925-1928 seneleri arasında grubu Louis Armstrong’s Hot Five and Seven ile 55 plak kaydetti. Anlamsız hecelerle söylenen scat’e de popülerlik kazandıran ve Ella Fitzgerald gibi vokalistlerin yolunu açan da bizzat oydu. Louis Armstrong’un centilmenlikleriyle öne çıkan Brother’ların da favorilerinden olduğuna şüphemiz yok.

Duke Ellington

1920’lerin orkestral caz formunun ilk ve gerçek ismi, Duke Ellington olarak anılır. Enstrümantal tınılara ve renklere olan derin hissi ve ileriye dönük sıra dışı armonik algısı, müzikal formu genişletmedeki becerisinin en önemli bileşenleri olarak kabul edilir. Önceki döneminde kimsenin denemediği birden çok notaya aynı anda basarak oluşturduğu çift tonlu ses, içgüdüsel dehasının en somut kanıtıdır. Caz tarihine bıraktığı 3000’i aşkın eser ise bir hazine niteliği taşımaktadır. 

Charlie Parker ve Dizzy Gillespie

Melodik bir yapıdan ziyade harmonik bir yapı üzerine kurulan, hızlı tempo ve doğaçlama ile karakterize edilen bebop stilini ortaya çıkaran isimler olarak anılır Charlie Parker ve Dizzy Gillespie. Parker’ın beste yapmaması ve notaları yazmaya fırsatının olmaması, yine de tarihin en büyük saksafoncularından biri olarak anılması, bu denklemi doğrular niteliktedir. Bu yeni gelişen stil vesilesiyle müziği dansla özdeşleşen, geçmişinden alıp hünerleri sergilemeye yönelik bir yere konumlandıran çağı da başlatmış olur. II. Dünya Savaşı’ndan evlerine dönen askerlerin çoğu cazın artık dans etmek için icra edilmemesinin şaşkınlığını yaşar.

Miles Davis

Bebop’tan füzyon dönemine, caz müziğin hemen her çağı içinde yaşamsal bir rolü olan olan Miles Davis, örneğin bir dönem Charlie Parker’ın grubunda çalmış ve bebop dönemini beslemiştir. Daha sonra Prestige firması çatısı altında hard bop çağını tanımlayan plaklar kaydederken So What ve Milestones gibi parçaları ile modal cazın öncülüğünü yapmıştır. Aynı zamanda Batı yakasının cool caz sahnesinde yer alan tek hard bop müzisyenidir. Kariyerinin sonlarına doğru yoğun olarak dahil olduğu elektronik enstrümanları kutsayan füzyon caz ile içli dışlı olmuştur ve en güzel örneklerini Bitches Brew ve In A Silent Way kayıtları ile vermiştir. Caz müziğin ruhunda taşıdığı sürekli değişimi ve evrimi müziği ile en iyi yansıtan isimdir. 

Miles Davis’in bir diğer önemi, ilerde önemli birer caz müzisyeni olacak genç müzisyenlerden gruplar yaratmadaki eşsiz becerisidir. John Coltrane, Bill Evans, Herbie Hancock ve John Scofield onun gruplarından çıkan isimlerden sadece birkaçıdır.

John Coltrane

Günümüz modern cazı üzerinde en büyük etkisi olan John Coltrane, anında tanınan çalış stili ve geliştirdiği eşsiz yeni metodları ile diğerlerinden kolayca ayrılır. Neredeyse bir saate ulaşan doğaçlamaları, imzası sayılır. Ustalık eseri olarak kabul edilen Giant Steps albümü, janr için bir köşe taşı niteliğindedir.

Takip Etmeniz Gereken Çağdaş Caz Müzisyenleri

Shabaka Hutchings

Londra doğumlu Barbados’ta yetişme Shabaka Hutchings, ödüllü bir saksafon ve klarnet büyücüsü. Birleşik Krallık’ın çağdaş caz sahnesine birbirinden farklı ve her biri janrın geleceğini şekillendirme dinamiğine sahip üç grup armağan etti; sekiz kişiden oluşan Shabaka & The Ancestors, dörtlü Sons of Kemet ve cazı punk bir tavırla elektronik altyapı ile harmanlayan fütüristik üçlü The Comet is Coming. Bir Brother’ın da takip etmesinin yüksek olduğu çağdaş caz müzisyeni Shabaka Hutchings, belki sizin de favoriniz olabilir.

Kamasi Washington

Cazın genç jenerasyonla yeniden bağ kurmasının nedenlerinden biri, bu Los Angeles doğumlu saksafoncunun 2015 tarihli dönüştürücü albümü The Epic’ten başkası değil. Ruhani cazın bir havarisi gibi çaldığı saksafondan yayılan ustalıklı melodi, janrın tarihsel düzlemde yaşanan gelişmelerle ne denli bütünleşik ve bu gelişmelere verdiği reaksiyonun ne kadar zengin sonuçlara gebe olduğunun bir göstergesi.

Makaya McCraven

Paris’te doğan ve Amerika’da büyüyen davulcu/besteci Makaya McCraven, groove-yönlü avangard cazı hip-hop tavırla çalarak cazın geleceğini belirlemeye ant içmiş isimlerden biri. Doğaçlama yeteneği ile duyduğu gururla üç canlı kayıt albüme imza atan McCraven’in hedefi müziği teknik olarak değil sosyal olarak meydan okunan bir platform haline dönüştürmek.

Kaynak: Zeynep Özar Berksü/ Oggusto.com (16 Kasım 2020)

Yorum yapın