Büşra Tarçalır Erol’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Şubat 19, 2020

Büşra Tarçalır Erol’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

  1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Sadece çocuklar için yazıyorum dersem yanlış olur, kendim için de yazıyorum. Sebebini bilmiyorum ama neredeyse her günümü çocuk, genç-yetişkin kitapları okuyarak geçiriyorum. Çocuk öyküleri okumak bana çok iyi geliyor. Uzun uzun anlatılan onca yetişkin deneyiminin yansımalarındansa, yalın ve üzerine düşünmeye fırsat bulduğum yüzlerce çocuk kitabını tercih ediyorum. Galiba bir hayalim var; bir gün kendi okuduğumda beni çok etkileyen yazarlardan biri olmak istiyorum. Bu bir rekabet, kendi içimde yaşadığım. Hep daha iyisine doğru yolculuk. Ve tabii benimle beraber bu yolculuğa çıkacak çocukların olacağını bilmek de harika bir duygu.

  1. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

İlk okuduğumu hatırladığım kitap 101 Dalmaçyalı’ydı. Çok kitap okuyan bir çocuk değildim ve bu kitap da tatilde okumak için kendi seçtiğimiz bir kitabın özetini çıkarmamız için verilen ödevin parçasıydı. Hikâye bence sürükleyici (şimdi bakınca), ama o zamanlar yaz döneminde mutfak masasında okumaya mahkûm edildiğim halimi hatırlıyorum.

  1. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu? 

Oldu, Rocio Bonilla hayranıyım ve hem resimleyip hem kaleme aldığı kitaplardan Kardeşler yazmayı isteyeceğim bir hikâye olurdu. Delal Arya’nın yazdığı Pera Günlükleri’ni yazacak kadar hayal gücümün derin olmasını isterdim, gene Delal Arya’nın ben yazsaydım dediği, Frances H. Burnett’in kitabı Gizli Bahçe bu gıpta ettiğim kitaplardandır, Broca Sokağı Çocukları, Katherine Rundell kitapları ve Janosch’un Vaay Panama Çok Güzelmiş kitabı. Son olarak da Winnie-the-Pooh.

  1. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz? 

En son Gecen Gündüzüm Olsa’yı okudum. Andreas Steinhöfel’in kalemini hayranlıkla okurum. Bu kitabında da beni yanıltmadı. Bir oğlan çocuğuyla büyükbabası arasında geçen çok gerçek, sımsıcak ve dokunaklı bir öykü. Hasret üzerine yazılmış, ömründe bir kez bile olsa özlediğini hisseden herkesin okumasını isteyeceğim bir kitap. O yüzden sınırsız kitaplar kategorisinde benim için.

edebiyathaber.net (19 Şubat 2020)

Yorum yapın