Bizi İçimizle Yüzleştiren Şiirler: Soğuk Kazı | Beste Nâsır

Ekim 15, 2025

Bizi İçimizle Yüzleştiren Şiirler: Soğuk Kazı | Beste Nâsır

‘‘Dünyaya tortullar tabakalar yarlar gerektir.

İçerde çok yanmışa dışarda karlar gerektir.’’

Birhan Keskin

İlk defa bir şiir kitabı hakkında yazıyorum. Bana kalırsa, çok genel olarak dile getirmek istersem, şiirler duygularımızı sözlerle ifade edebilmemizin yolunu açarlar. Kendisini ve şiirlerini çok sevdiğim şairlerden oldu Birhan Keskin. Benim içim de kırık ve ağlamak istiyorum bu satırları yazarken. İçi hassas olanlara, yaptıklarında ve yapmadıklarında kalbinin sesini en önce duyanlara çok tanıdık duygular hissettiren bir kitap Soğuk Kazı.

Sanki kalbimde kocaman bir yer bulma isteği…

Bazen kalbimde pek çok duygu aynı anda yer buluyor kendisine, hepimizin de zaman zaman yaşadığı gibi aslında. Gözyaşları, kırılganlık, öfke… Sanki içimde büyük bir boşluk oluyor önce; sonra ben o boşluğu doldurmak istiyorum hızlıca. Sanki kalbimde kocaman bir yer bulma isteği… Sanki içimde hiçbir şey yerli yerinde değil… İşte ben de yazıyorum, yazarak anlatıyorum, konuşarak anlatıyorum, okuyorum bunun için bol bol.

Birkan Keskin’in Soğuk Kazı’sı da böyle zamanlarımda bana çok iyi gelen kitaplardan oldu. Diğer bütün kitaplarını da okuyunca çok seveceğime eminim.

Kendisinin Soğuk Kazı’daki şiirleri bana kalırsa hepimizin içinde bir kazı yapıyor, ama bu kazı benim içimde bazen soğuk bazen de sıcacık karşılıklara dönüştü.

‘‘İçimi açtım sana / İçini açmak için’’

‘‘Eski avluda’’ başlığıyla yazdığı şiiriyle örneğin içimde sıcacık duygular doğdu. Diyor ki Birhan Keskin bu şiirinde: ‘‘(…) Dünya soğur, akşam serinlerken / Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok / Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim / Ve işte en gümüş cümlem / İçimi açtım sana / İçini açmak için’’.

Şiirleriyle hikâyeler anlatan bir şair

Şiirlerine yaşadığı hayatın bir izdüşümünü yansıttığını söylüyor Birhan Keskin kendisiyle olan bir sohbette bir yandan da. Bu da, kendi hayatının şiirlerini yazan bir şair olduğunu gösteriyor bize aslında Birhan Keskin’in. Şiirlerinde neyle ilgili olursa olsun bir hikâyeyle karşılaştırıyor bizi. Biraz kendisinin iç dünyasıyla biraz da hepimizin iç dünyamızla yüzleşiyoruz böylelikle. Yukarıda sözünü ettiğim şiirinden yer verdiğim dizelerinde de bunu apaçık görüyoruz zaten. Yine bu kitabındaki ‘‘Depozit’’ başlığını taşıyan şiirinde ‘‘(…) Benim bir kalmışlığım durmuşluğum vardır zaten / Bir taş nasıl ağrır bir katılıkta / Bu dünyada isteyip verememek nedir, benden anlayın’’ dizeleriyle herhangi bir durumda herhangi bir şeyi isteyip yapamamanın, yani aslında çaresizliğin nasıl bir hal olduğunu veya hep isteyen, ama hiç veremeyen bir insanın nasıl bir ruh hali içinde olacağını hepimize yeniden düşündürüyor.

Birhan Keskin’in şiirleri hepimizi bir aynada kendimize bakmaya davet ediyor

Bütün bunları bir araya getirirsek, Birhan Keskin’in her şiiriyle hep yeniden yeniden her birimizi bir aynada kendimize bakmaya davet ettiğini söyleyebiliriz bana kalırsa. Bu da, bir tür içsel yolculuğa karşılık gelir zaten her birimiz için.

‘‘Birbirimize baka baka (…)’’

Kitap, bu kitaba adını da veren Soğuk Kazı bölümüyle sonlanıyor. Bu bölümde ‘‘Birbirimize baka baka’’ ifadesinin çok sık kullanılması, bana insanların birbirlerine sadece uzun yıllar boyunca bakışlarıyla bile neler yapabileceğini, birbirlerinde nasıl izler bırakabileceğini tekrar hatırlattı. Ben kitaptan daha fazla örneğe yer vermeyip şiirlerle ve şiirlerde karşılaşacakları öykülerle nasıl bir içsel yolculuk yapılabileceğini merak edenleri bu harika kitapla buluşmaya davet ediyorum.

Yorum yapın