Bir delilik güncesi: Karanlık Gözükünce | Didem Görkay

Haziran 13, 2022

Bir delilik güncesi: Karanlık Gözükünce | Didem Görkay

“Çünkü en korktuğum başıma geliyor, yıldığım şey üzerime geliyor. Kaygısız değilim, sükûnda değilim, rahat değilim, ancak sıkıntı geliyor.” (Eyüp 3: 25,26.)

1925 yılında Güney eyaletlerinden Virginia’da doğan, çağının en önemli yazarlarından olan ABD’li romancı William Styron, yapıtlarında, çağdaş yaşamın yol açtığı toplumsal ve ruhsal altüst oluşları Güneyli yazarlara özgü bir tarih bilinciyle ele aldı. 1925 doğumlu yazar, çağının en önemli yazarları arasında yer alıyor. Yapıtları Faulkner’ın yapıtlarıyla eş düzeyde görülen ve “Nat Turner’ın İtirafları”  adlı, bir köle ayaklanmasının başkarakterinin gözüyle anlattığı, bazı çevrelerce ırkçılıkla suçlanan romanıyla büyük tartışmalara yol açtı. Pulitzer ödülünü aldı. Yazarın çoksatanlar arasına giren Sophie’nin Seçimi adlı zengin bir düş gücünün ürünü olan romanı filme alındı, geniş kitlelere ulaşan film büyük başarıya ulaştı. Karakterlerin psikolojik derinliklerinin nitelikli biçimde ele alındığı, en güzel roman ve film örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.  

“Styron, Doğan Kitap etiketiyle okurla buluşan, anılarını yazdığı Karanlık Gözükünce: Bir Delilik Güncesi’nde bir ödül almak için gittiği Paris’te, birdenbire nasıl manik-depresif bir hayata kayıverdiğini, bu hayatıyla nasıl baş edebildiğini ve yalnızca gerçek bir edebiyatçının yapabileceği bir ustalıkla anlatıyor.  Çarpıcı bir üslup, çarpıcı bir tanıklık…”  

Karanlık Gözükünce: Bir Delilik Güncesi,  yazarın Johns Hopkins Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nün desteğiyle 1989 Mayıs’ında Baltimore’da düzenlenen ruh hastalıkları konulu sempozyumda yaptığı konuşmayla başlıyor. Konuşmanın genişletilmiş metni o yıl Vanity Fair’de yayımlanıyor. Yazarın başlangıçta amacı, Paris yolculuğundan -çöküntünün nasıl bir seyir izlediğini kavramak açısından çok önemli bir yolculuk- söz etmek. Dergi, yazıya yer ayırma konusunda cömertlik gösterse de yazar sınırlarını zorlamıyor. Paris konusunu atıp işlemek istediği başka konulara eğiliyor. Styron’un kitabın başlangıcındaki notunda belirttiği gibi o bölüm yerli yerine, kitabın başına konmuş, birkaç önemsiz değişiklik ve ekleme dışında metin ilk yayımlandığı gibi kalmış.     

“Çöküntünün rüzgârı karışık yönlerden eser, ışığı da solgundur.”

“1985 güzü, Paris. Dünyaca bilinen Sophie’nin Seçimi’nin yazarı başarısının doruğundadır. Bir ödül almak için gittiği Paris’te depresyonun karanlığına karıştığını fark eder. Ne ödüller ne parlak edebiyat matineleri ne tumturaklı konuşmalar mutlu etmektedir onu. Artık William Styron için, Camus’nün ve ötekilerin izini sürerek yazarı çevreleyen umutsuzluk, çöküntü, intihar düşüncesi üzerine düşünme vakti gelmiştir.

“Karanlık Gözükünce, melankoli ve depresyonu hiçbir psikiyatri seansının sağlayamayacağı bir derinlik ve samimiyetle anlatıyor.”

Önce kafa dağınıklığıyla boğuşuyor Styron. Neon ışıklarıyla aydınlatılmış bir otel tabelasıyla aydınlanma anı başlıyor. Otelle ilgili anılar canlanıyor. Yirmilerindedir, ilk romanı yeni yayınlanmış, ün kazanmış, ama Paris’teki Amerikalılardan pek azı -kitabı okumak bir yana- yalnızca adını duymuştur. Sağanak altında otele ilk gelişinin anısı bastırır ve tam bir kısırdöngüye saplandığı duygusuna kapılır. Bir daha asla Paris’e dönemeyeceği duygusuyla sarsılır, ürkütücü bir hızla uzaklaşan zihin duruluğunu bir daha asla ele geçiremeyeceğinden korkar.  Ciddi bir çöküntünün pençesinde kıvranmaya başlar yazar. Paris’e gelmesine neden olan olay da onu mutlu etmez. Depresyonun en yaygın belirtisi kendinden nefret etme duygusu ve özsaygı yoksunluğudur. İşe yaramazlık duygusu gün geçtikçe artar. Şatafatlı bir ödül kazanmış olması işe yarar mı peki?  

edebiyathaber.net (13 Haziran 2022)

Yorum yapın