Bilinmedik bir hayattan yoğun dizeler: “Bilmediğim Bir Hayattan Kısa” | Burak Soyer

Eylül 25, 2025

Bilinmedik bir hayattan yoğun dizeler: “Bilmediğim Bir Hayattan Kısa” | Burak Soyer

Canan Yaka, ilk şiir kitabı “Bilmediğim Bir Hayattan Kısa”da, yoğunluğu bol dizeleriyle sıradan hayatlara ayrı bir anlam katarken, içinde bulunduğumuz zaman dilimine ayak uyduran şiirleriyle okuru bol bol düşünmeye sevk ediyor.
1985 yılında Konya’da dünyaya gelen Canan Yaka, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olmuş. Şiirleri ve eleştiri yazıları Natama, Kitaplık, Kökşiir, Diri Ozanlar Derneği v Karangu Fanzin gibi mecralarda yayımlanan Canan Yaka, 30. sayısından itibaren Natama’nın yayın kurulunda yer almaya başlamış. Yaka’nın ilk kitabı olan, A7 Kitap etiketiyle okuyucuyla buluşan “Bilmediğim Bir Hayattan Kısa”yı, şairin bugüne kadar biriktirdiklerinin dizeleri dökülmüş hâli olarak nitelemek mümkün. Kişisel belleğin, gündelik hayat içerisinde buluştuğu bir göz kırpma süresi zarfındaki anlardan bir araya gelerek evrensel bir duygu yoğunluğuna ulaşan şiirlerden oluşan “Bilmediğim Bir Hayattan Kısa”, içi dolu metinleri Yaka’nın farklı ifade biçimiyle denk getirerek okuru kendi tecrübelerine davet ederken yazarın iç dünyasına doğru da bir serüvene çıkarıyor.

Şiiri, şiirsel bir dille dizelere döken Canan Yaka, sade bir anlatımla şiirlerini beslerken, gözüne çarpan alelade bir duygu parçacığını alıp ona kendinden yoğun hisler vererek okur nezdinde “büyük” bir anlatıya dönüştürüyor. İnsanın önce kendine sonra da etrafındakilere duyduğu yabancılığı, ayrılışı, uzaklaşmayı derinlemesine bir sorgulamayla anlatan Canan Yaka, bunun yoksunluğunu da yine dizelerinde hissettirmeyi başarıyor.

Canan Yaka, “Bilmediğim Bir Hayattan Kısa” kitabında, özlü dizeleriyle okurun zihnini kurcalarken bu “işlem” sayesinde sadece okuyup geçmekle yetinilen bir kitap bırakmıyor ardında. Dizelerinin kolayca benimsenmesi pek de kolay olmayan “Bilmediğim Bir Hayattan Kısa”, üzerinde düşünmeyi, sormayı, sorgulamayı ve nihayetinde kendini benimsetmeyi kotaran bir kitap. Tıpkı, “Çiçeği hangi yaprağından koparalım/gibi lüzumsuz, meğerler meğer/bendeki bir el, bir el uzatsa tutmaya kürek/bu cümleye yürek ve edevatlarını yok/yine bir savaş eksik kalmış/yenilip ardına kurulu ifade -gücüm hâlâ/kaderi değiştirir, kadere inanmayarak/filtreli cümleler konsepti/kaleme ve iç organlarına/ -soru sormayı/sürekli aynı şeyi/bu sabaha yedeksiz girilmez/uzun sürüyor ölümü layklamak/ve tüm sevinçler kısacık bir an/ölümsüzleşiyor/-insan, yani aciz/biraz telaşım var/yine biri bir şey olacak/ve ben susacağım/fırtına gibi bir uyku/-bütün doneler bunu gerekli kılıyor/Yeni Zelanda’da koşmak bir başka, nasılsa/hayır, kuşlar kuş gibi, ben/kabahatleri ve nefretleri taziyeledim/-cesaretim var kaldıracak/şekilciler sevme bilmeye/onu da salonlarımıza post diye dışsal bir saygı…” dizelerinde olduğu gibi…

Yorum yapın