New York – The New Yorker dergisinde yayımlanan “What’s Happening to Reading?” başlıklı yazı, okuma kültürünün dijital çağda köklü bir değişimden geçtiğini tartışmaya açıyor. Yazı, klasik anlamda derin ve kesintisiz kitap okumanın yerini nasıl daha parçalı, teknoloji destekli okuma deneyimlerine bıraktığını irdeliyor.

📖 Okumak artık eskisi gibi değil
Bir zamanlar basılı kitap, dergi ve gazeteler üzerinden, bireyin kendi ritmiyle yaptığı derinlemesine okumalar sıradandı. Okuma; sakin bir park bankında, bir romanla geçirilen saatler demekti. Ancak internet, akıllı telefonlar, sosyal medya ve yapay zekâ gibi yeni teknolojilerle birlikte bu “sessiz ve yavaş” okuma biçimi giderek azaldı. The New Yorker
Bugün birçok kişi hâlâ kitap okuyor ama bu süreç farklı şekillerde yaşanıyor. Bir metne e-kitap olarak başlayıp sesli anlatımla devam etmek ya da bir makaleyi metinlerarası bağlantılarla, Reddit ya da Substack gibi platformlarda dolaşarak tüketmek artık yaygın. Geleneksel, başlangıçtan sona uzanan tek oturuşluk okumalar neredeyse “antik” sayılacak kadar nadir hale geldi.
🤖 Yapay Zekâ Okumayı Nasıl Değiştiriyor?
Makalede dikkat çeken bir diğer nokta, yapay zekânın metinlerle kurduğu ilişki. Büyük dil modelleri (ChatGPT, Claude vb.) metinleri hızlıca “okuyup” özetleme ve analiz etme konusunda insanlardan çok daha üstün becerilere sahip. Bu durum, metni doğrudan okuyup sindiren insanların bir ayrıcalık haline gelme ihtimalini gündeme getiriyor.
İleride okuma şöyle de deneyimlenebilir:
- Okumayı AI aracılığıyla özetlemek: İnsanlar metinleri tamamını okumanın yerine yapay zekânın çıkardığı özetlere göre takip edebilir.
- Metinleri farklı formlarda tüketmek: Podcast’ler, akışkan kısa içerikler ya da interaktif platformlar metnin yerini kısmen alabilir.
- Derin okuma giderek azalan bir beceri: “İyi okunmuş olmak” eskiden eğitim ve entelektüel yoğunluğun göstergesiyken, bu statü yeni dönemde başka ölçütlere kayabilir.
📱 Okuma Alışkanlıkları ve Kültürel Değer Değişimi
Yazı, yalnızca teknoloji odaklı bir değişimden söz etmiyor; aynı zamanda bu değişimin kültürel yansımalarını da tartışıyor. Okuma artık sadece gözün metin üzerinde sessizce gezinmesi değil; sürekli seçim yapmak, dikkat dağıtıcı unsurlara direnmek ve farklı formatlar arasında geçiş yapmakla ilgili bir eyleme dönüşüyor. The New Yorker
Bu dönüşüm, okuma kavramının yeniden tanımlanmasını zorunlu kılıyor:
👉 Geleneksel okumaya kıyasla daha parçalı,
👉 daha ara yüzlü ve
👉 daha etkileşimli bir deneyim
🧠 Özetle
The New Yorker’a göre, “okuma” kavramı tarihsel bir kırılma noktasında.
● Dijital medya ve AI, basılı metnin egemen olduğu dönemi geride bırakıyor.
● Okuma hızla daha kısa, teknoloji destekli biçimlere yöneliyor.
● Derin ve kesintisiz okuma giderek nadirleşiyor; bu nedenle edebi okuma kültürü de dönüşüyor.
Bu değişim sadece teknolojik değil, kültürel bir kayma da yaratıyor: Okumanın ne olduğu, ne anlama geldiği ve nasıl değerlendirildiği yeniden sorgulanıyor.


















