Seyran Çakmakçı’dan incelikli dizeler: “Letafet” |  Burak Soyer

Ekim 4, 2025

Seyran Çakmakçı’dan incelikli dizeler: “Letafet” |  Burak Soyer

Seyran Çakmakçı’nın yazdığı, A7 Kitap etiketiyle okuyucuyla buluşan “Letafet” hikâyesi olan şiirlerle kurduğu dünyasında incelikle örülmüş duygusal duvarların üzerinden okura seslenirken, bunu ismiyle denk düşen bir anlatı biçimiyle yaparak dizelerini samimi bir atmosfer içinde sunuyor.

“Letafet kelimesi, naziklik, zariflik, incelik veya yumuşaklık anlamına gelir. Bir şeyin zarif veya nazik bir şekilde yapılması veya ifade edilmesi durumunu ifade eder,” tanımı yapılıyor TDK’da “letafet” kelimesi için. Seyran Çakmakçı’nın kaleme aldığı, A7 Kitap tarafından yayımlanan “Letafet” adlı şiir kitabı da, ismiyle müsemma bir duyarlılıkla yazılmış şiirlerden oluşuyor. Çakmakçı, kişisel duygu durumlarını şiirlerinde incelikle işlerken, kadınlığı, aşkın narin tarafını ve bireyin bu minvalde ilerleyen içsel yalnızlığı üzerinde durur.

Seyran Çakmaçı’nın, kadın bedenini arzuların ve baskılarla iç içe geçirerek bir nevi içini döktüğü şiirlerden mürekkep “Letafet”, aynı zamanda kadının varoluşunu da simgeler. Geçmişin yükünü taşıyan bireyin bu yükle yüzleştiği suskun anlar, iç sesin bir çığlığına dönüşerek dizelerden taşar. Romantizmin yuvasında debelenen duygularla karşılıksızlıklar, eksiklikler ve incinmişlikler, kitabı bir çelişki içinde sokarken bazı şiirlerde toplumsal ve kültürel baskıların ağırlığı okur tarafından hissedilir bir hâlde sunulur.

Dizelerin kısalığı ve imgelerle yoğruluşuyla öne çıkan şiirlerinde Seyran Çakmakçı, genelde içsel bir anlatımla damıttığı dizeleriyle okuru, kendi duygusal dünyasına davet eder.

Türk şiirinde kadın olmanın bizim bilmediğimiz taraflarını öne çıkararak görülmesini sağlayan “Letafet”, zarif ve çarpıcı imgelerle bireysel kırılganlıkları ve gönül meselelerindeki tecrübelerinin toplumsal yanını incelikle aktarır. Tıpkı, “Eski bir şarkı dinleyelim dedim/güftesi yüz yıl öncesi/bestesi dün ya da dünün ertesi/Sonra bir cigara tellendi dudağımda/mahur beste verdi veriştirdi/Önce İstanbul dedi/Sonra boğazında düğümlendi/Her şey, sen varken daha bi güzeldi/aşkın fendi, adamlığı yendi/Gün karardı, ay hilale yöneldi/inadına ulan diye yürek seyirtti/ya nefesi yetmedi ya da mecali tükendi/Olsun! Sen iyi ol, gerisi mühimsizdi/Lakin bil, bu gönül seni çok sevdi…” dizelerinde olduğu gibi…

Yorum yapın