90’lı yılların çocuklarından biri olarak çocukluk dönemimizi farklı bir yere koyarım. O yıllarda çocukluk yaşadığım için böyle hissettiğimi düşünmüyorum. Öncesine ve sonrasına bakarak söylüyorum bunu. Öncesi ülkenin sosyal ve siyasal açıdan karışık bir dönemine denk düşüyor. Sonrası ise sokaktan dolayısıyla özgürlükten kopuk. Bizim çocukluğumuzun bir diğer adı tam olarak bu aslında. ÖZGÜRLÜK. Gönlümüzce oynayacağımız alanlara sahiptik.



Evde yaşamanın ne olduğunu bilmezdik. Bisikletlerimizin pedallarını çevirdiğimizde rüzgârın saçlarımızı havalandırdığını hissederdik. Mutluyduk. Bu mutluluğu bugün hiçbir maddiyat satın alamaz. Ya da hiçbir maddiyat bugün o mutluluğu sağlayamaz. Zihnimde canlanan anılara bakınca, eriğin satın alınan bir meta olmadığını hatırlıyorum. Bugünün çocukları gibi yalnız değildik sözün özü. Birliktelik denen kavramın parçalarıydık. Bazı kitaplar beni alıyor ve o günlere götürüyor işte. Enid Blyton’ın Gizli Yediler’i gibi.
“Gizli Yediler Kulübü, Peter, kız kardeşi Janet ve onların arkadaşları Jack, Colin, George, Pam ve Barbara’dan meydana geliyor. Peter ve Janet’in altın rengi tüyleri olan köpekleri Haylaz da ekibe dâhil. Gizli Yediler, kapısında G.Y. harfleri olan barakada toplanıyorlar. İçeri girmek isteyen kişi doğru parolayı söylemek ve kulübün rozetini takmak zorunda.”
Bu çocuklar sadece oyun oynamak için bir araya gelmiyorlar. Yaşadıkları mahallede olan biten tuhaf olayları da çözmeye çalışıyorlar. Gizemli olayları aydınlatıyor, ters giden işleri yoluna sokuyorlar. Bir anlamda ajancılık oynuyorlar.
Gizli Yediler kitaplarının ilk on beş cildi 1949 yılında basılmış, son kitap ise 1964 yılında. Toplamda on altı kitap. Ülkemizde ise henüz üç kitap yayımlandı. Bizi bu kitaplarla buluşturan Redhouse Kidz yayınları. Dilimize çeviren Delal Arya. Kitapları resimleyense çocuk edebiyatına düşkünlerin iyi tanıdığı bir isim Tony Ross.
Üç kitapta üç ayrı serüven karşılıyor okurları. Terk edilmiş bir evin çevresinde duyulan boğuşma sesleri ve Jack’in bu durumdan şüphelenmesi. Gizli Yediler’in gizemi çözmek için harekete geçmesi. Bir diğer kitapta, Milton Konağı’ndan çalınan değerli bir kolye ve yine G.Y.’nin gizemin peşinde yer almaları. Üçüncü kitapta ise gizemli yabancıdan daha çok, toplanma yeri olarak seçtikleri ağaç evde takılı kaldım. Nasıl bir cesaret örneği gösterip de o dalların arasına evler yapıyormuşuz, şimdi kendi çocuklarımızı aman düşersin diyerek ağacın etrafından hızla uzaklaştırırken. Cesaretten daha çok özgürlüğümüze bağlıyorum bu durumu da. Sokaklar, ağaçlar bizimdi. Çocuklar parklara, sokaklara yalnız çıkamıyorken, onları koruma güdüsüyle donanmış ebeveynleri her an peşlerindeyken ağaç evi yaşayamazlar tabii. Ağaç evi ancak ellerindeki ekrandan izleyebilirler.
Çocuk edebiyatı düşkünleri Enid Blyton adını da iyi bilirler aslında. Bilmeyenler içinse minicik tanıtayım. Enid Blyton, kitapları başka dillere en çok çevrilen çocuk kitapları yazarı unvanını taşımaktadır. 600’ü aşkın kitap yazmıştır çocuklar için. Sihirli Uzaklar Ağacı, Afacan Beşler en çok bilinen kitaplarındandır. Tabii Gizli Yediler de.
Önümdeki üç kitaptan ilki olan Gizli Yediler’de kitapların çizgi romana uyarlanmış halinden örnekler de yer alıyor. O yıllara tanıklık edemeyen bizler için hoş bir sürpriz olmuş bu.
Redhouse Kidz’in çocukluğuma açılan kapı olan bu kitapların devamını yayımlamasını sabırsızlıkla bekliyorum. Bu da buradan çağrım olsun.


















