Gazeteci ve siyasetçi İrfan Değirmenci, Anne Bir Sabah İyiler Kazanacak ile sahici, sarsıcı ve cesur bir kişisel hikâyeyi kolektif bir direniş çağrısına dönüştürüyor. Kitap, sadece bir bireyin kendini anlatma çabası değil; aynı zamanda susturulmaya çalışılan, ötekileştirilen, yok sayılan milyonların hikâyesi. İrfan Değirmenci’nin yazdığı Anne Bir Sabah İyiler Kazanacak Destek Yayınları etiketiyle raflarda.
Tanıtım metninden
“İçimdeki İyiye Sığınıyorum. Ve O İyilik Bir Gün Kazanacak.”
2025 yılında Yoğurtçu Parkı’nda yaşanan gözaltı süreciyle açılan anlatı, LGBTİ+ mücadelesinden ifade özgürlüğüne, politik tutukluluklardan medya baskısına, sınıf bilincinden bireysel hesaplaşmalara uzanıyor.
Kitapta, özellikle queer hareketin Türkiye’deki durumu güçlü bir şekilde işleniyor. Bekir, Ertuğrul, Ali, Talya gibi karakterler üzerinden inşa edilen anlatı; trans cinayetlerinden sosyal medya linçlerine, cezaevi süreçlerinden adalet arayışına kadar birçok toplumsal yaraya değiniyor. Her bir hikâye, “ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyen bir dayanışma ruhunu taşıyor.
İrfan Değirmenci kitabında sadece geçmişini değil, inandığı değerleri, umutlarını ve mücadele azmini de okura emanet ediyor. Anne Bir Sabah İyiler Kazanacak, hem kişisel bir direniş belgesi hem de Türkiye’nin bugünüyle hesaplaşma metni. Kimi zaman mizahi, çoğu zaman derin bir hüzünle yazılmış bu anlatı, farklılıkların tehdit değil, zenginlik olduğunu hatırlatıyor.
Arka Kapak Yazısı:
Kırmızı uçurtmam havalandı şehrin kirli gökyüzüne.
Kırmızım fazla kızıl bulundu herhalde.
Bir taş fırlatıldı uçurtmaya doğru, bana değdi.
Sımsıkı sarıldığım oyuncak ayıma değdi.
Türkiye’yi 23 yıldır yöneten iktidar, bir sabah yeni tehlikenin ne olduğuna karar verir. İktidara göre “aile” saldırı altındadır. Aileyi tehdit edense lgbti+’lardır.
Peki tüm aileler birbirine mi benzer? İktidarlar, bir kısım insanı tehdit olarak kodlarsa, sonuçları ne olur?
Sabah haberlerinin unutulmaz ismi İrfan Değirmenci, “Korku şiddeti tetikler, insanlar bilmediklerinden korkarlar!” diyerek dünyanın birçok yerinde faşizmin görünmez kılmaya çalıştığı hayatları ve aşkları kayıt altına almak istiyor. Bunu yaparken de önce kendi hayatını tüm cesaretini toplayıp okurlarına açıyor. Nefret suçlarının ve cinayetlerin sonlanmasına katkı sunmayı umut ederek… O sabahı bekleyerek…

















