Türkiye’nin en büyük yayınevi rakipsiz mi kalmak istiyor? | Metin Celâl

Eylül 21, 2025

Türkiye’nin en büyük yayınevi rakipsiz mi kalmak istiyor? | Metin Celâl

Geçtiğimiz hafta yayıncılık sektöründe alarm zillerinin çalmasına neden olan bir gelişme yaşandı. Ama gündem öylesine politik olaylarla doluydu ki yazarların bile pek dikkatini çekmedi gelişme. Türkiye’nin en büyük yayıncısı daha da büyümeye karar vermişti.   

Türkiye’de 2024 yılında 596 milyon 168 bin 493 adet kitap üretilmiş. Özel yayıncılarımız 413 milyon 860 bin 263 kitap üretmiş. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ise 182.308.230 adet kitap üretmiş ya da ürettirmiş. Yani toplam basılı kitap üretiminin yüzde 30,58’ini Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) kontrol ediyor. MEB ayrıca EBA üzerinde de e- kitap üretip, dağıtıyor. E- kitap alanında da açık ara Türkiye’nin en büyük yayınevi. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu büyüklükte bir yayınevi yok. (https://www.yayfed.org/2024-yili-bandrol-verileri-aciklandi.html) 

Özel yayıncılarımızın kitap üretimi içinde en büyük pay yüzde 46,5’la eğitim yayınlarınındır. Bir anlamda yayıncılık sektörünün ana kaynağıdır eğitim yayıncılığı. Tabii bu alan da Türkiye’nin en büyük yayıncısının dikkatinden kaçmamış. MEB, 2003’de ücretsiz ders kitabı dağıtmaya başlamıştı. 2021’de de yardımcı kaynak kitap üretip dağıtmaya başladı. 2023’de 60 milyon 424 bin 337 adet yardımcı kaynak kitap dağıtmış. Yani yardımcı kaynak kitap alanında da en büyük olmuş. Çünkü özel yayıncıların 2023’deki yardımcı kitap üretimi 106 milyon 913 bin 905 adet. (“Geleceğin İnşası: Eğitim 2002-2024 Kitabı”, https://sgb.meb.gov.tr/yayinlarimiz/yayin/150 ). MEB’in ücretsiz ders kitabı dağıtmasıyla Türkiye’nin en büyük ders kitabı yayıncıları iflas edip sektörden çekilmişti. MEB’in  yardımcı kaynak kitap dağıtmaya başlamasından sonra eğitim yayıncılarımız büyük bir darbe yemiş oldu. 

Milli Eğitim Bakanlığı’na ders kitapları ve yardımcı kaynak kitap alanlarında en büyük olmak yetmiyor. Her alanda Türkiye’nin en büyük yayıncısı olmak istiyor. Çocuk kitapları, yayıncılık sektörünün en hızlı gelişen alanı. Her yıl daha da büyüyor ve sektör içinde önemli bir paya sahip. 2024’de 60 milyon 92 bin 851 adet çocuk kitabı üretilmiş ve 2023’e göre yüzde 15 büyüme kaydedilmiş. Tabii ki Türkiye’nin en büyük yayıncısının dikkatinden bu büyüme kaçmamış ve çocuk kitapları alanına da girmeye karar vermişler.

Bu amaçla atılan ilk adımlardan biri ilkokul birinci sınıf öğrencileri için öğretmenlerce hazırlanan kitaplar. MEB, “Okumaya Başlıyorum”, “Artık Okuyorum”, “Hikâyelerim”, “Şiirlerim” okuma serisi ile “Öğretmen, Yazar, Çocuk Çiçek Açar” Hikâye Yazma Yarışması kapsamında öğretmen yazarlarca ilkokul öğrencileri için kaleme alınan hikâye kitaplarının 2025-2026 eğitim öğretim yılı itibarıyla ücretsiz dağıtılmaya karar verdi ve bunu ağustos ayında bir genelge ile duyurdu. (https://sgb.meb.gov.tr/www/bakan-tekinin-imzasiyla-illere-giden-2025-2026-egitim-ve-ogretim-yilina-iliskin-is-ve-islemler-konulu-genelge-yayimlandi/icerik/747).   

Bu gelişme yayıncı birliklerinin dikkatinden kaçmadı. Devletin, dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi yayıncılık yapmak değil, yayıncılık sektörünü desteklemek, gelişimini sağlamaktır, demiş Türkiye Yayıncılar Birliği. MEB’e “yayıncılık sektörümüzle birlikte yürümesini” talep etmiş (https://turkyaybir.org.tr/birinci-sinif-ogrencilerine-dagitilacak-okuma-kitaplari-hakkinda-basin-aciklamasi/). Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği ile Basın Yayın Birliği Derneği de sosyal medyadan benzer bir açıklama yapmış. Yazar örgütleri bir tepki gösterdiler mi, açıklama ya da çağrı yaptılar mı bilemiyorum. Bulamadım. Oysa yayıncılar kadar, belki de daha çok yazarlar ve çizerler etkilenecek bu gelişmeden. Çünkü MEB yazarı da çizeri de kendi kadrolarından, öğretmenlerden seçmiş. Kitapları öğretmenlere hazırlatmış. Yani çocuk kitabı yazmayı, yayınlamayı çok kolay, basit bir iş sanıyorlar. Şunu da belirteyim MEB’in yapması gereken “yayıncılık sektörümüzle birlikte yürümesi” değil, yayıncılıktan tamamen çekilmesi, ders kitapları yayıncılığını da bırakmasıdır. MEB’in işi yayıncılık değil değil iyi ve kaliteli eğitim vermektir.  

Yazar örgütlerinin sesini duyamadık ama çocuk yazarları tek tek bu tavrı eleştirdiler. Tülin Kozikoğlu, kitapların içeriğine de dikkati çekti ve Facebook paylaşımında “bu öğretmenler kendi çocuklarını gece uykuya yatırırken bu öyküleri okurlar mı? Ya da, derslerini kitapla işlemeyi seçtiklerinde bu öyküleri mi, yoksa yayınevlerinin eleğinden geçmiş, editörlerin elinde şekillenmiş, ehil zihinlerin takım çalışmasıyla mükemmelleştirilmiş kitapları mı tercih ederler?” diye sordu.

Herhalde MEB Türkiye’nin en büyük yayıncısı olarak ne yapsam, nasıl yapsam olur diye düşünüyor. Ne yapsanız olmuyor Sayın Yusuf Tekin. Olmadığını da biliyorsunuz ve o yüzden yayınladığınız kitapları genelgelerle, “emirle” okutmaya çalışıyorsunuz. Diğer yandan okullara yazarları, yayıncıları sokmamak için de genelgeler, yazılar yayınlıyorsunuz. Yani rakipsiz olmak istiyorsunuz. Ama bunu  birbirinden güzel ve kaliteli kitaplar yayınlamak yerine rakip yayıncıları engelleyerek yapmaya çalışıyorsunuz. Çünkü rekabet edemeyeceğinizi biliyorsunuz. Yayınladığınız kitaplar ortada. 

Emirle okutmaya çalışmak yerine örneğin 2003’den beri yani 22 yıldır yayınladığınız ya da noktasına, virgülüne kadar karışıp yazdırdıktan sonra satın aldığınız ders kitaplarının tüm genelgelere, müfettiş baskınlarına, okullara MEB yayınları dışında kitap sokmama emirlerine rağmen neden derslerde okutulmadığını, okutulmak istenmediğini araştırsanız yayıncılığın sizin işiniz olmadığını anlar yayıncılık sektörüne rakip değil destek olurdunuz. Zaten devletin görevi bu değil midir? Neden diğer tüm sektörlerde devlet  destek olup özel sektörün önünü açmaya çalışırken iş yayıncılığa gelince tersine davranılıyor? Neden rakip olmaya, hatta rakipsiz kalmaya çalışılıyor? Çünkü MEB’e Türkiye’nin “en büyük” yayıncısı olmak yetmiyor, Türkiye’nin “tek” yayıncısı olmak istiyor.        

Yorum yapın