İnsanın az eşya ve insanla huzuru bulabilmesi mümkün | Nilgün Çelik

Ekim 22, 2025

İnsanın az eşya ve insanla huzuru bulabilmesi mümkün | Nilgün Çelik

Kore’li yazar Hwang Bo- Reum’un Sade Bir Hayat adlı romanı, Müge Kübra Oğuz çevirisiyle Athica Yayınlarından okura sunuldu.

Otuz yaşında yazmaya başlayan ve ilk eserlerinde reddedilen yazar sonunda üç ay gibi kısa bir sürede Türkçeye de çevrilen Hyunam-Dong Kitabevi’ni yazıyor ve edebiyat dünyasında adından söz ettiriyor. Sade Bir Hayat yazarın Türkçeye çevrilmiş ikinci kitabı.

Sade Bir Hayat adında anlaşılacağı üzere, yaşamda her alanda fazlalıklardan kurtularak, iç huzura erilebileceğini anlatıyor. Çevremizde fazlalık diyebileceğimiz şeyleri düşününce, özellikle bu eserden sonra “azalmanın” kendi iç sesimize yönelmek olduğunu belki de daha iyi anlayacağız. 

Eser, yazarla kahramanın birbirine yakın olduğu anlatı ile başlıyor. Yazarın öz yaşamı gibi kahraman da rutin çalışma hayatından bunalmış. İşi ile hayalleri arasında gelgitler yaşamakta. Düzenli bir gelire sahip ancak sıkışmış, bunalmış ve mutsuz. Sevdiği işi yapmak yani “yazmak” istiyor ancak bu esnada parasız kalma ihtimali yüksek. Bu çelişkiyle  bocalamakta. Yazar olmanın aynı zamanda maddi zorluklar demek olduğunun altını çiziyor kahraman. Kitabın girişinde belirgin bir şekilde otobiyografi izlenimi çizen roman, ilerleyen sayfalarda da bunu hissettiriyor.

Yeni yaşamında iç huzuru “sadelikle, azlıkla” bulmaya çalışan kahraman, “apartman cenneti” diye bahsettiği büyük kentlerde insanların robotlaştığı, köleleştiği ve ruhsuzlaştığını okura hatırlatıyor.

Yazara ya da kahramana göre yalnızlık ruhu besleyen bir tercihtir, aslında üretmek için en önemli tercihtir. Kitabın önemli bölümü de bana kalırsa tam olarak burası: Yazar olabilmenin ilhamla değil, sabırla olabileceğini bir nevi psikolojik bir savaş olduğunu anlattığı bu bölüm yeni yazarlara yol gösterici niteliğinde.

Anton Çehov’un karakteri Krasnuhin ile kendini yakın bulan kahraman, Orhan Pamuk’un Öteki Renkler adlı deneme kitabında anlattıklarıyla da bağ kurar. Yazmak onun için, yalnızlık, iç huzur ve disiplindir.

Kahramana göre yalnızlık, bir eksiklik değil, kendine yaklaştığı derin düşünmenin başladığı yerdir.  Özgürleşmenin ve aynı zamanda sorumluluklarının farkına vardığı anlardır. Yemek yapmak, temizlik gibi rutin işlerin de ruhsal bir arınma, zihinsel dinlenme gibi algıladığından motivasyonu güçlendireceği için yazarlıkla bir bağı vardır, düşüncesindedir.

Okura verilen önemli bir bilgi de yazabilmek için hedefleri küçük tutup, hırs yapmadan yazmayı zevkli hale getirmek verimin birinci adımıdır, yazara/ kahramana göre.

Kahramanın içsel dönüşümünü ve gelişimini gözlemlediğimiz eserde, yazmış olduğu dosyayı ilk okurlarına sunduğu ya da yayıncıyla görüştüğü anlar, eseri gerçeğe yaklaştırırken yeniden otobiyografik hissi uyandırıyor. Zaman zaman gözlem ve deneyimlerini anlatı diliyle yazdığı için deneme tadına da evrilen kurgu yazarın yaşamıyla çok paralel. İlk okuyan kişinin yakın çevresinden olması ve onların geri bildirimlerinin öneminden bahsetmekte. Eserde ilk okurun motivasyonla yakın ilişkisi olağanüstülükler olmadan gerçeğe çok yakın bir dille anlatılıyor.

Kahramanın iç dünyasını korumak için gizemli görünmesi ve uzun yürüyüşler yapması, bu eylemleri çeşitli yazarların düşünceleri ya da kahramanları üzerinden desteklemesi de eseri deneme türüne yaklaştırıyor.

Yazarlık serüveninde okurla buluşma, söyleşilere katılma, deneme yazma serüveni, eseri kurgudan uzaklaştırıp tamamen yazarla bütünlüyor. Bu edebiyatta yeni bir tür mü gelişiyor sorusu uyandırıyor bende. Ya da yazarın stratejisi olarak düşünüyorum.

Yazarın eser boyunca okuruna sunmak istediği düşünce, küçük ve az şeylerin hayata anlam kattığı ve önce kendi bilincini sonra dünyayı güzelleştirdiği üzerine. Tüm eser boyunca bunu duygusal travmalara taşımadan, samimi bir dille anlatıyor olması kitabı okunur kılıyor.

İnsanın kendi ruhuna uygun bir yaşam seçebilmesi, az eşya ve insanla huzuru bulabilmesi mümkün.

Yazar olabilmek ise, yalnızlıkla birlikte, çevreyi gözlemlemek, sabır, disiplin süreci. Kendinle başa çıkma süreci.

Bu ilginç deneyimlerle dolu kitabı tüm yazar adaylarına ve kitap severlere öneriyorum.

Yorum yapın