Gerçek çocuklar ve çocukluklar: Merdivenli Sokak | Kahraman Çayırlı

Kasım 15, 2025

Gerçek çocuklar ve çocukluklar: Merdivenli Sokak | Kahraman Çayırlı

Hülya Çelik’in ilk öykü kitabında sanki bazen yavaşlayan, bazen hızlanan bir lunapark oyuncağındayız. Çok temiz, çok sade üslubu, on üç öyküsünde iyi bir gözlem yeteneğiyle bir araya geliyor.

Zaman zaman insan edebiyattan uzaklaşabiliyor. Edebiyatın önüne hayatın muhtelif veçheleri geçebiliyor. Ya da insan kendi hayatındaki edebiyatı sorgulayabiliyor. Ve en nihayetinde okuduğunuz bir öykü (belki nitelikli bir sanat filmi veyahut bir durum) sizi yine en iyi bildiğiniz yere, edebiyata, kürkçü dükkanınıza geri getiriyor.

Ben birkaç yıl sırf Nahid Sırrı Örik okudum. Nahid Sırrı Örik kitapları okuduktan, o edebi lezzeti aldıktan sonra neredeyse hep ağırlıklı olarak (bir dönem peş peşe okuduğum çeşitli Japon Edebiyatı Klasikleri haricinde) Türk Edebiyatı Klasikleri okudum. Örneğin bir Halid Ziya Uşaklıgil romanı okuduktan sonra Uşaklıgil’in tüm romanlarını okudum. Sonrasında ise hakiki hazinelerle dolu Türk Edebiyatı Klasikleri’nden hiç uzaklaşamaz oldum.

Şimdi ise Gazete Oksijen’de kitap, sanat röportajları ve inceleme yazılarından tanıdığımız Hülya Çelik’in ilk öykü kitabı Merdivenli Sokak’ı büyük bir heyecanla okudum. On üç öyküden müteşekkil eserde bahusus çocuklar, çocukluklar var. Kitabı okurken en çok şunu düşündüm: Buradan Füruzan’ın öykülerindeki çocuklarla, çocukluklarla bir bağ kurabilir miyiz?

Naif, samimi, sinematografik, çabucak öykü evrenine dahil eden bir üslubu var Çelik’in. Sanki bazen yavaşlayan, bazen hızlanan bir lunapark oyuncağındayız. Birçok açıdan Hülya Çelik’in ilk öykü kitabını çok ümit verici buldum. Örneğin genç yazarın öykü karakterleri hakikaten gerçek hayattaki gibi konuşuyorlar. Öyküler bu sayede betimlemelere boğulmuyor. Ancak mekanlardaki küçük detayları da gerektiği kadar aktarıyor bir yandan. Kitabın ilk yarısındaki bazı öykülerde acaba kalemini korkak mı alıştırıyor diye düşünürken özellikle kitabın ikinci yarısında son derece cesur da yazdığını, hususların, olguların arka planlarındaki sosyo-psikolojik çözümlemeleri de yaptığını gördüm. Ancak tüm bunları yaparken öyküleri fasit bir daire gibi kendi üzerlerine kapatmaktan ziyade okura bir alan tanıyor. Okuru bu öykü lunaparkına edilgen bir nesne değil, etken bir özne olarak dahil ediyor.    

1989 İsviçre doğumlu Çelik, aynı zamanda öğretmen. Arka Kapak dergisinde redaktör olarak çalışan, redaktörlük ve ardından editörlüğe Kitapsever dergiyle devam eden genç yazarın Öykü Gazetesi, Haftalık Gazete gibi muhtelif mecralarda öykü, deneme ve kitap inceleme yazıları yayımlandı. İlk öykü kitabı Merdivenli Sokak’ta çok temiz, çok sade bir üslupla, iyi bir gözlem yeteneğiyle, ayakları yere basan, somut, gerçek öykü karakterleriyle, en çok da gerçek çocuklar ve çocukluklarla karşılaşacaksınız.

Yorum yapın