Ayrıntı Yayınları, yaz tatilinde ufuk açan, derinlikli bir okuma arayanlar için kurgu dışı kitaplarından özel bir seçki oluşturdu! Seçkide, Dean Rickles’ın sınırlamanın yaşamı zenginleştirdiğini savunduğu kitabı Hayat Kısa; Adam Phillips’in denemelerinden oluşan Öpüşme, Gıdıklanma ve Sıkılma Üzerine kitabı; tarih boyunca her kültürde insan etiyle beslenen canavarları mercek altına alan Ölü Yiyiciler; beynimizin karar verme sürecine odaklanan Karar Anı ve Bauman’ın insanın kendini gerçekleştirme serüvenine ışık tutan çalışması Yaşam Sanatı yer alıyor.





Hayat Kısa: Daha Anlamlı Bir Hayat İçin Kısa Bir Rehber
Yazar:Dean Rickles / Çevirmen: Seray Soysal
Lacivert Kitaplar
Zamanın en büyük para birimi olduğu ve aldığımız her nefesin bizi kaçınılmaz sona yaklaştırdığı bir dünyada anlamlı bir hayat yaşamak mümkün mü?
Dean Rickles, bu kısa ve öz kitabında, her nefesimizin bizi kendi sonluluğumuzla yüzleştirmesine rağmen hâlâ nasıl devam etmeye değer bir yaşam inşa edebileceğimizin izlerini sürüyor. Yaşamın bütün geçiciliğiyle kucaklanabilmesinin yolunun ölüm fikrini ondan ayırmamakla mümkün olduğunu ileri süren Rickles, hepimizin kaygılandığı hayatın anlamı sorusunu, tam da onun sınırlılığı ve sonluluğuyla cevaplıyor. Hayat Kısa, otantik bir anlamın ise buradan doğacak bir zaman kavrayışıyla nasıl şekilleneceğinin anahtarını sunuyor okuruna.
Kendi ölümlülüğünün farkında canlılar olarak yaşadığımız kaygıların, modern dünyanın hızıyla iyice ivme kazandığı bir zamanın kitabıdır Hayat Kısa. Yazar, seçim yapmanın da tıpkı ölmek gibi, yaşayacağımız başka senaryoların ortadan kaldırılması sırasında deneyimlediğimiz kararsızlık olduğuna odaklanıyor. Ölüm korkusuna benzer bir kaygıyla hiçbir seçenekten vazgeçmeyerek söz konusu olanakları bütün hayatlarına yayabilmek için sürekli bir kararsızlık içerisinde yaşama eğilimi karşısında, nasıl bu tuzaklara düşmeden anlamlı bir hayat inşa edebileceğimizin yollarını arıyor. Rickles bu tuzaklardan kaçarken yer yer Stoa felsefesinin kavramlarından ve düşünme biçimlerinden de yararlanıyor.
Hayat Kısa,ne kadar az vaktimizin kaldığını değil de hayatlarımızı anlamlandırmak için aslında hiç vaktimizin olmadığını bize göstererek her anın yaratıcı gücünü hatırlamamızı sağlıyor.
Öpüşme, Gıdıklanma ve Sıkılma Üzerine – HayatınDidiklenmemiş Yanlarına Dair Psikanalitik Denemeler
Adam Phillips
Lacivert Kitaplar
Adam Phillips, insan hayatının her zaman farklı bakış açılarından betimlenebileceğine ve psikanalizin de bu yollardan sadece biri olduğuna inanan mütevazı bir psikanalist. Ona göre psikanaliz, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayan bir hikâye anlatma tarzı. Bir tür sohbet. İnsanlar kendi yaşamları hakkında kendilerine anlattıkları hikâye tükendiği ya da aşırı sancılı bir hâle geldiği için katılıyor bu sohbete…
Öpüşme, Gıdıklanma ve Sıkılma Üzerine bizi, psikanaliz teorisinde ihmal edilmiş olan küçük ama son derece önemli konular hakkında ilginç sohbetlere davet eden denemelerden oluşan bir kitap. Endişe, risk, sükûnet, gıdıklanma, öpüşme,yalnızlık, yaratıcılık ve suçluluk duygusu arasındaki ilişki; sıkılma,fobi-teori benzerliği; bir metin değil de deneyim olarak rüya; inanç ve engeller gibi, herkesi ilgilendiren konularda çarpıcı saptamalarda bulunuyor Phillips: “İnsanlar yaşamlarının, olasılıklardan en çok korktukları dönemlerinde âşık olurlar.”
Ölü Yiyiciler – İnsan Yiyen Canavarlar Hakkında Mitler ve Hikâyeler
Yazar: Kevin J.Wetmore, Jr. / Çevirmen: Selin Kurugül
Sanat ve Kuram
…Bu kitaptaki canavarların ve tarih boyunca görülen yamyamlık vakaların da ortaya koyduğu üzere, bizler de besin zincirinin bir parçasıyız. Parçalara ayrılıp yenebileceğimiz, sindirilebileceğimiz ve dışkılanabileceğimiz gerçeğinde nrahatsız oluyor ve bunu korkutucu buluyoruz. Böylece bunu wendigoların,hortlakların, aswangların ve diğer şeytani yaratıkların yaptığını hayal ediyor, onları kendimizden uzaklaştırıyor, bu durumu daha az gerçek kılıyor (ya da en azından başkasının başına geldiğini hayal ediyoruz, kendimizin değil) ve aynı anda da yamyam katilleri ünlü konumuna yüceltiyoruz (kendimizden uzaklaştırıyoruz). Yamyamlığın nadir olduğunu, hortlakların, aswangların ve wendigoların artık var olmadığını düşünerek rahatlıyoruz. Ancak diğer tüm ceset yiyiciler gibi, onlar da gölgelerde saklanıyor, geri dönmek ve korkularımızı körüklemek için fırsat kolluyorlar.
Dünya üzerindeki her kültürde, insan yiyen canavarlara dair anlatılara tanık oluruz. Grendel’den ortaçağda bir yamyam olan Sawney Bean’e; antik İran’daki gulyabanilerden Teksas Katliamı’na kadar, bu varlıkların insanları yediği her hikâye, evrensel ve bir o kadar da korkutucu nitelikler taşır. Bu kitapta Kevin J. Wetmore Jr., hortlaklar, yamyamlar, wendigolar ve insan etiyle ziyafet çekmeyi seven diğer varlıklar da dahil olmak üzere ölü yiyen canavarların tamamına yer veriyor. Mitolojiden başlayarak tarihe ve çağdaş popüler kültüre yönelen Wetmore, antik Yunan tanrılarının insanlarla beslenme hikâyelerinden, Tibet’teki gökyüzü cenazelerine; Zerdüştlükten modern toplumlardaki gerçek yamyamlık vakalarına kadar görünüşte insanlık dışı olan bu eylemleri inceleyerek Ölü Yiyiciler’de, ceset yiyenlerin bizlere insan doğası ve en derin korkularımıza dair pek çok şey öğretebileceğini ortaya koyuyor.
“Wetmore, temel bir geridönüşüm niteliğinde olan yamyamlığın etkileyici hikayesini kaleme almış. Bir canlının kendi türünü yemesinin tabu olan bu tarihi, görmezden gelinemeyecek yada hafızalardan silinemeyecek bir enkaz niteliğinde. Eser iki boyutlu; yalnızca bizlerde kalıtsal olarak bulunan yenme korkusunu değil, aynı zamanda kendimi zinde birer yamyam olma potansiyeline dair kaygımızı da irdeliyor. Yenip yutulması gereken bir tiksinti ziyafeti, huzursuzluk yaratan bir söylev.”
Del Howison, ödüllü editör, Dark Delicacies’in sahibi
Karar Anı: Beyin Karar Vermemizi Nasıl Sağlıyor?
Yazar: Jonah Lehrer / Çevirmen:Ferit Burak Aydar
Bilim
İnsanın akılcı bir varlık olduğuna ilişkin varsayımın tek bir kusuru vardır, o da yanlış olmasıdır. Beynimiz bu şekilde çalışmaz. İnsanlar karar aldıkları ilk günden beri nasıl karar aldıkları konusuna kafa yormuşlardır. Genel kanı, mantıklı ve düşünüp taşınarak hareket eden canlılar olduğumuz yönündedir. Öylemi peki? İnsan nasıl karar alır?
Bugün insanlık tarihinde ilk kez bu soruya cevap verebiliyoruz. Beynin içine bakıp insanların nasıl düşündüklerini görebiliyoruz: Kapalı kutu artık açılmıştır. Fakat kutudan akılcı varlıklar olmadığımız çıkmıştır. Zihin farklı alanlardan oluşan karmakarışık bir ağa benzer ve bu alanların çoğu duygu üretimi surecinin birer parçasıdır.
Duygular ile düşüncelerin birbirinden kopuk şeyler olarak görülmesi en temel sorunlardan biridir. Bu kitabın amacı bu yapay ikili karşıtlığı aşarak iki soruya cevap vermektir: “İnsan beyni nasıl karar alır?” ve “Bu kararları nasıl daha iyi hale getirebiliriz?”
Amaç ve araçların birbirine karıştırıldığı, gelgeç zevklerin baş köşeye oturtulduğu tüketim toplumu insanını mercek altına alan Bauman, bu parlak çalışmasında, insanın kendini gerçekleştirme serüveninin aydınlık olduğu kadar karanlık noktalarına da bakıyor. Okuru kendi gerçekliğiyle yüzleşmeye davet eden Bauman, yaşam sanatının inceliklerini ustalıkla gözler önüne seriyor, daha iyi bir yaşam düşünü de elden bırakmayarak…
















