Antigone’nin Vicdanı ve Üçüncü Koronun Yolu  | Havanur Taflan

Aralık 29, 2025

Antigone’nin Vicdanı ve Üçüncü Koronun Yolu  | Havanur Taflan

Umut, sadece umutsuzlar uğruna bize verilmiştir.
W.Benjamin

Bilgelik çoğu zaman zihnin bir başarısı olarak görülür. Oysa kalbin sızısıyla başlar. Frédéric Lenoir’ın vurguladığı gibi, “insan olmayı başarmak” yalnızca kendi varlığını korumak değil, etrafındaki her canın sızısını kendi içinde duyabilmektir. Antigone’nin hikâyesi bu anlamda yalnızca bir iktidar çatışması değil; her türlü umutsuzluğa ve ölüm tehdidine rağmen “hayır” diyebilen, susturulamaz bir vicdanın anlatısıdır. Judith Butler’a göre Antigone, kapanmayan bir etik yaradır. Gücü, bir çıkış yolu göstermesinde değil; çıkışsızlığın içindeki adaletsizliği görünür kılmasındadır.
Duyguları yadsımak, çoğu zaman rasyonel bir bilgeliğin koşulu gibi sunulur. Oysa vicdan, duygulardan beslenir. Bir kadın olarak “duyguları yadsıyamamak”, bilgeliğin eksikliği değil; onun en derin katmanıdır oysa. Antigone’nin abisi için ölümü göze alması, yalnızca bir kural ihlali değil, şefkatin devlet yasasından daha kadim olduğunun ifşasıdır. Antigone’nin eylemi rasyonel bir hesap değil; kalbin duyduğu o evrensel sızıdır. Ve onun bu sızısı, hangi hayatın tanınmaya değer olduğuna dair yerleşik düzeni bozar.

Slavoj Zizek, Antigone’nin Üç Yaşamı’nda bu tekil vicdanı aşarak kolektif bir çare arar. Antigone’nin trajedisini “Üçüncü Koro” fikriyle toplumsal bir özneye bağlamaya çalışır. Ama Koro inisiyatifi ele aldığında… Bu inisiyatif hangi etik zemine dayanacaktır? Antigone’nin vicdanı kolektif eylemin içinde korunabilecek mi; yoksa fazla bireysel ya da fazla duygusal bulunarak aşılması gereken bir eşik olarak mı görülecektir?
“Ben, Zeus’un buyruğunun
bu yasalar olduğuna inanmadım hiçbir zaman.
Çünkü onlar bugün var olmadılar yalnızca;
hep vardılar.”
Sofokles – Antigone

Butler, demokrasiyi dışlanan ve tanınmayan hayatların yasının tutulabilirliğini sürekli açık tutan kırılgan bir süreç olarak düşünür. Bu nedenle Antigone’nin vicdanı aşılamazdır ona göre. Siyaseti etik olarak sınırlayan son hattır o vicdan. Antigone yalnızca bir abiyi gömmemiş; sistemin “yok” saydığı, tarihin dışına ittiği bir hafızaya direnmiştir. “Artık bu yasa ile devam edilemez.” Walter Benjamin’in sözünü ettiği o “dar kapı”da durur Antigone. Kurtuluşun her an mümkün olduğu ama hiçbir zaman garanti altına alınamadığı o kırılgan eşikte.
Zizek’in üçüncü senaryosunda koro, tarihin harabelerini seyreden pasif bir yığın olmaktan çıkarak bu kapıdan içeri giren kolektif iradeyi temsil eder. Bu iradenin dönüştürücü olabilmesi, Antigone’nin vicdanıyla bağını korumasına bağlıdır. Zizek’in Üçüncü Korosu Antigone’nin sızısıyla bağını kopardığı anda… Demokratik bir kurtuluşun değil; etik sorumluluğun askıya alındığı yeni bir normalliğin zeminini hazırlar. Çünkü vicdan olmadan alınan hiçbir karar adalet üretmez; yalnızca gücü yeniden dağıtır.


Antigone bize nasıl yöneteceğimizi değil, neye asla razı olmamamız gerektiğini göstermiştir. Bu nedenle mesele, Antigone’nin yalnızlığı ile Koronun çoğulluğu arasında bir tercih yapmak değildir. Asıl soru, çoğulluğun tekil vicdana ne yaptığıdır. Bu nedenle gerçek çıkış, Koronun daha yüksek sesle konuşmasında değil; Antigone’nin sesini kısmamayı öğrenmesindedir. Demokrasi, ancak o sesi bastırmadan yol almayı göze alabildiğinde mümkün olur. Antigone’nin o rahatsız edici, uyumsuz ve uzlaşmaz sızısını kendi içinde eritip onu aşılması gereken bir eşik olarak görmediğinde…
“Eh nihayet, Antigone’nin hazin hikâyelerinin sonuna vardık. Hangisinin izinden gidelim peki? Yazılı olmayan ilahi yasalara hürmeten sonuna kadar gitmede ayak diremekte haklı mıydı? Kreon kent devletinin ortak iyiliğini hesaba katmakta haklı mıydı? Yoksa Koro ikisini de tasfiye edip ortak bir yönetim kurmakta haklı mıydı? Bunların basit bir cevabı yok.”
Evet, Zizek’in dediği gibi tüm bunların basit bir cevabı yok biliyorum. Ama dikkate almamız gereken en önemli şey vicdanımız. O sustuğunda ne kadar çok yol önerilirse önerilsin, bizim için hiçbir yol gerçek bir kurtuluş olmayacaktır. Yeni yolları ve herkes için “doğruyu” arıyorsak, bunu şefkati pusula yaparak bulabiliriz.
Unutmayalım ki hepimiz için doğru olan, kimsenin sızısının görmezden gelinmediği o ortak duyarlılıkta saklı.
“Vicdan olmadan çıkış yok”
Kaynak
Slovoj Zizek, Antigone’nin Üç Yaşamı, Çev. Erkal Ünal, Encore Yay.

Yorum yapın