Varlık’ın Aralık 2025 sayısı çıktı

Kasım 28, 2025

Varlık’ın Aralık 2025 sayısı çıktı

Varlık dergisinin Aralık 2025 sayısı çıktı

Bültenden:

Dosya: “Kanon: İdeolojik mi, Estetik mi?” – Murat Batmankaya, Selçuk Orhan, Bâki Ayhan Asiltürk, Alphan Akgül

Yazı: Kendine Yıkılan Kent: Berenice ve Kibrin Katmanları (Cihan Ülsen) – Çağdaş Sanat: “Coğrafyanın Merkezinde Çoğalan Sesler” Sergisi Üzerine Söyleşi (Hıdır Eligüzel) – Tiyatro Sanatı: “7 Dakika” (Mehmet Konuk) – Anadolu’nun Ozanca Bilgeliğinin Sesi: Ceyhun Atuf Kansu (Güven Baykan) – Leylâ Erbil’de Hakikatin Dili (Zehra Betül Yazıcı) – 66 Yıl Sonra “Yılanların Öcü” ve Fakir Baykurt (Metin Turan) – Ahmet Ümit, “Kar Kokusu” ve Kavram Olarak Sahicilik (Yavuz Özdem) – Müzecilik: Chia Jonsson ile Söyleşi (Fatma Berber) – “Post-Gaslighting” Çağında Dijital Bartleby (Tuba Pırlant Yılmaz) – Latife Tekin’le Üzümlü Köy’den Gümüşlük Akademisi’ne (Lütfi Özgünaydın) – İkinci Yeni’de Şiir ve Rezonans: “Bakışlı Bir Kedi Beyaz” (Ahmet Bozkurt) – İngiliz Dili ve Edebiyatı Nasıl Anlatılır: Nazan Tutaş ile Söyleşi (Mine Bican) – Türkçe Günlükleri (Feyza Hepçilingirler) – İzdüşümler [2]: Avuntu (Ahmet Önel) – Yeni Şiirler Arasında (Şeref Bilsel) – Yeni Öyküler Arasında (Jale Sancak)

Şiir: Yüksel Pazarkaya, Salih M., Şerafettin Kaya, Süreyya Akçay, Günkut Güven

Öykü: Kemal Ateş, Çağlar Ilgın Sakaoğlu

Desen: Melike Kılıç

Kitaplar Arasında: Kemal Gündüzalp ile “Nadya’nın Treni” Üzerine Söyleşi (Bozan Yaman) – “Dört Ayak Üstünde” – Miranda July (Şengül Can) – “Şark Ekspresi Ya Da Da Da” – Ercan Yılmaz (Serhat Demirel) – “Bekle Beni” – Zülfü Livaneli (Gaye Keskin) – Elif Derviş ile “Uyuşma” Üzerine Söyleşi (Değer Tuncel) – “Lafa Boğulmak” – Ömer Kaya (Huban Seda Aras) – “Şair Kadınlar Şiir Seçkisi: Başka” – Hazırlayan: Hicran Aslan (Sabit Kemal Bayıldıran) Edebiyattan resme, felsefeden sanat tarihine, fotoğraftan sinemaya geniş bir alanda yazılar, söyleşiler yayımlayan Varlık bu ay da Çağdaş Sanat, Tiyatro Sanatı, Müzecilik, Nasıl Anlatılır, Türkçe Günlükleri, Yeni Şiirler / Öyküler Arasında köşeleri ve yeni kitapların tanıtıldığı Kitaplar Arasında bölümüyle okurlarıyla buluşuyor.

Editörden

Varlık’ın Aralık sayısının dosya konusu, “Kanon: İdeolojik mi, estetik mi?” Dosyamıza katkıda bulunan isimler ise Murat Batmankaya, Selçuk Orhan, Bâki Ayhan Asiltürk, Alphan Akgül.

Murat Batmankaya, “Edebiyatın T Cetveli: Kanon ve Mücadelesi” başlıklı yazısında Bloom’un estetik yaklaşımından Eagleton ve Williams’ın toplumsal-ideolojik perspektifine, Bourdieu ve Guillory’nin kültürel sermaye yorumuna kadar geniş bir kuramsal çerçevede kanonun nasıl oluştuğunu sorguluyor, Türk edebiyatından Murat Belge, Jale Parla, Orhan Koçak ve Nurdan Gürbilek’in konuya yaklaşımını özetliyor. Kanonu iktidar ilişkilerinin, kültürel üretim alanlarının, eğitim kurumlarının, yayınevlerinin, ödül mekanizmalarının ve medyanın şekillendirdiği bir inşa süreci olarak ele alıyor. Batmankaya’ya göre kanon, ne saf estetik bir olgu ne de salt ideolojik bir dayatma; estetik kudretle tarihsel/siyasal koşulların düğümlendiği, her dönemde yeniden kurulan bir müzakere alanı.

Selçuk Orhan, “Kanon Kargaşa” başlıklı yazısında Harold Bloom’un kanon anlayışını güncel woke eleştiri biçimleriyle karşılaştırarak tartışıyor. Günümüzün kimlik temelli eleştiri pratiklerinin edebiyatı ahlaki ölçütlere göre indirgediğini, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya dönük girişimlerin çoğunun ahlaki yorumların bagajında geldiğini belirtiyor. Yapıtların tarihsel bağlamından koparılarak güncel etik, siyasi kategorilerle yargılanmasının edebiyatın alanını daralttığını vurgulayarak, “woke anlayışa göre kanon bugüne yansıyan derin kültürel izler taşıyan kök yapıtlardan öte yakın geçmişte ideolojik gerekçelerle düzenlenmiş bir vitrinden başka bir şey değildir; öyleyse vitrinde neyin duracağına karar vermek çağın baskın ideologlarına düşer,” diyor. Orhan’a göre bu tür okumalar, sanatı “suçlu ya da masum” olarak etiketliyor, kanonun yenilenmesi yönünde gerçek bir tartışma yaratamıyor.

Bâki Ayhan Asiltürk, “Kanonların Ruhu”nun tıpkı dönemlerin ve kuşakların ruhu gibi tarihsel süreç içinde oluşan, değişen, sonunda da ortadan çekilen canlı yapılar olduğunu, asla kutsallaştırılamayacağını savunuyor. Kanonun özünde devrimci bir enerji bulunduğunu, her yeni kanonun öncekini yıkarak doğduğunu belirtiyor. Modernliğin bireyselleşmeyi öne çıkararak imececi gelenekten koptuğunu, muhafazakâr bakışın bu değişim yasasını anlamadığını, kanonların yenilenmesini “değer yitimi” olarak gördüğünü söylüyor. Bir kanonun sadece sanatsal değil, aynı zamanda da sosyolojik ve polemikçi bir zemin üzerinde oluştuğunu; tartışma, reddiye, düşmanlık ve polemik olmadan güç kazanamayacağını vurguluyor.

Alphan Akgül, “Ya İçindesindir Kanonun ya da Dışında” başlıklı yazısında Batı ve Türk edebiyatından örneklerle kanonun toplumsal, ideolojik ve estetik boyutlarını inceliyor. Matthew Arnold ve T. S. Eliot’tan hareketle klasik eserlerin zaman içinde yeniden yorumlanması gerektiğini ileri sürüyor. Walter G. Andrews’ın çalışmalarına atıfla divan şiirinde geleneksel biçimlerin şairin özgürlüğünü sınırlandırdığını ama kanon-dışı hareketlerin de sistemde kendine yer bulduğunu gösteriyor. Modern Türk şiirinde Yahya Kemal’in kanonik merkez oluşturduğunu, Nâzım Hikmet ve Orhan Veli’nin bu merkezi sarsarak kanonun çeşitlenmesini sağladığını vurguluyor. Akgül’e göre kanon belirli eser ve yazarların seçimi değil, estetik dip akıntı ve toplumsal uzlaşıyla oluşan bir süreç; önemli olan, bu akıntının debisini hissetmek ve ona ne kattığımızın farkında olmak.

İçinde bulunduğumuz siyasi ve ekonomik zorluklara rağmen ümidimizi yitirmedik. Okurlarımızla birlikte yaratıcı düşünceyi savunmaya, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğimize inanıyoruz. 2026, edebiyat ve sanatın güç kazandığı bir yıl olsun.

Mehmet Erte

Yorum yapın