Forever Young: Ergenliğin Fon Müziği Olarak Rock Müzik | Barış Özgen Şensoy

Kasım 21, 2025

Forever Young: Ergenliğin Fon Müziği Olarak Rock Müzik | Barış Özgen Şensoy

Rock müzik ve bu müzik tarzının bir alt türü olarak Heavy Metal, ergenin zihnini meşgul eden iki temel meseleyi merkeze alır: Haz ve ölüm. “Sex drugs and Rock’n Roll” sloganı bu meselelerin dinamiğini özetler: Haz, aşırılık, bütün bunları anlatısal bir çerçeveye oturtma girişimi olarak müzik, bunun da ötesinde kimlik olarak Rock’n Roll.

Müziğin etkileyiciliği genelde anne-bebek uyumunu hatırlatan bir deneyim olmasına bağlanır. Anzieu’ye göre “bebek anneden kaynaklanan bir ses banyosu içinde yaşar ve bebeğin ruhsal zarfı bu işitsel sarmalanma içinde gelişir.” Blass ise müziğin annenin arkaik sesini kullanıp yücelttiğini söyler ve müzikal hazzın bu ilksel bağımlılığın yeniden deneyimlenmesiyle ilişkili olduğunu vurgular. Benzer bir şekilde Gramajo müzikal hazzı anneyle kurulan ilksel fiziksel ilişkinin aktive edilmesine bağlarken, Tunçay içerisiyle dışarının karışarak annesel yakınlığı andıran bir narsisistik bütünlük duygusuna karşılık geldiğine işaret eder.

Psikanalitik literatürde müziğin ergenin dünyasındaki yerini anlamak için yararlanılan bir diğer kavram “geçiş nesnesi”dir. Ergenin geçiş nesnesi ve geçiş alanına olan ihtiyacı oldukça anlaşılırdır. Her şeyden önce bedenindeki değişim o kadar hızlı ve çarpıcıdır ki bunu neredeyse dışsal bir gerçeklik gibi yaşar. Müzik tam da bu değişim anında yansıtmalarla doldurulabilecek, tümgüçlü hâkimiyet düşlemlerinin nesnesi olabilecek ve benliğin yeniden organizasyonuna katkıda bulunabilecek bir potansiyele sahiptir. Ergenin iç dünyasına dair bir anlatı biçimi ve kimlik olarak Rock’n Roll çeşitli yazarların dikkatini çekmiştir. Rock müziğin öncü türlerinden biri olan “Beat” üzerine yazdığı yazıda (ki yazının başlığı İngilizce’ye çevrilirken ‘Rock’ sözcüğü tercih edilecektir) Klausmeier şu değerlendirmeleri yapar: Böylesi müzikler yüksek sesli oldukları ve bedende titreşim yarattıkları için benlik sürekliliğine katkıda bulunur ve depersonalizasyon eğilimine karşı koruyucudur. Vokalistin sesi babasal, annesel ve bebeksi özdeşleşmeleri aktive ederek bir tür tümgüçlülük yanılsaması yaratır. Müzikal normlara karşı çıkış kimlik inşasına hizmet eder. Vokalistin sesinin iki cinsiyete dair özellikler taşıması eşcinsel özdeşleşmeleri kolaylaştırır.

Bazı yazarlar Rock ve Metal müzik dinlemenin, oluşturduğu grup aidiyeti ve kabul hisleri sayesinde ergenlerin gelişimine olumlu katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Örneğin, farklı birer yetişkin modeli olan Rock müzisyenlerinin ergen için hazdan gerçekliğe giden yolda destek alınabilecek figürler olduğuna işaret edilmiştir. Dolayısıyla literatürün vurguladığı nokta müzikal hazzın daha ilksel ve arkaik bir yanılsamaya dayandığı, ergenin ise Rock müzik aracılığıyla karşı karşıya kaldığı değişim ve dönüşümle –belki tam da bu yanılsama aracılığıyla– baş etmeye ve uyum sağlamaya çalıştığıdır. Literatürde ergenin, Rock müzik aracılığıyla beden duyumunu güçlendirdiğinin, üst kuşaktan ayrışıp kendi kimlik hissini inşa ettiğinin, yaşıtlarıyla gruplar oluşturarak kendisi için kucaklayıcı çevreler yarattığının ve kendisine yüceltebileceği özdeşleşim figürleri bulduğunun altı çizilir.

Yazının tamamını okumak için >>>

Yorum yapın