Onu bütün Dünya gibi biz de “Pedro Paramo” ile tanıyıp sevdik. Kimdir, necidir, başka eserleri var mı diye merak ettik. Ve biraz araştırınca karşımıza çok az eser vermiş Meksikalı bir yazar çıktı; Juan Rulfo.
Pedro Paramo, kısa ama çok etkileyici bir romandır. Zaten yazarının özelliği de az ama öz yazması. 1953’de, 36 yaşındayken tek öykü kitabı “Ova Alev Alev”, 1953’de de tek romanı “Pedro Paramo” yayınlanmış. Bu iki ince cilt, onu çağdaş Latin Amerika edebiyatının en önemli yazarlarından biri yapmasının yanında zamanla Dünya çapında bir üne de kavuşturmuş. Edebiyatta büyülü gerçekçiliğin babası olarak kabul ediliyor. Kendisinden sonraki tüm Latin Amerika edebiyatını etkilediği belirtiliyor.
Rulfo bu iki eserinde, Meksika kırsalının sefil, sert ve acımasız dünyasını, edebi özlere indirgenmiş özlü bir dil kullanarak özetler, diye yazılı biyografisinde. Birçok Latin Amerikalı yazar, bu eserlerden etkilenmiş, Rulfo’yu edebi rol modeli olarak almışlar. Rulfo’nun özelliği son derece yerel gözüken konu ve temalara evrensellik katması. Çünkü anlattıklarının temelinde tüm insanlığın ortak konuları, duyguları, meseleleri var.
Gabriel García Márquez, 1961’de Pedro Páramo’yu keşfetmesinin, başyapıtı Yüz Yıllık Yalnızlık’ın yazılmasına giden yolu açtığını söylemiş. Jorge Luis Borges, Pedro Páramo’nun herhangi bir dilde yazılmış en büyük metinlerden biri olduğunu düşünüyormuş.
Juan Rulfo, az ve öz yayınlama taraftarı olduğu gibi zor beğenen bir yazar. La cordillera ve Ozumacín adlı iki tamamlanmamış romanın parçaları evrakı arasında bulunmuş. Mexico City’de geçen daha önceki bir romanı yazıp imha ettiğini söylediği de nbiliniyor. 1956 ile 1958 yılları arasında Rulfo, Altın Horoz adlı bir novela üzerinde çalışmış ama hayattayken bu eseri yayınlatmamış. Altın Horoz ölümünden yıllar sonra, 2010 yılında yayınlandı.
Juan Rulfo, iki kitabının yayınlanmasından sonra yazmayı bıraktığını çünkü yazmanın kendisine acı çektirdiğini söylemiş.
Juan Nepomuceno Carlos Pérez Rulfo Vizcaíno, 16 Mayıs 1917’de Meksika’nın Jalisco eyaletinin Apulco kentinde doğmuş. Babası altı yaşındaymış. Dört yıl sonra, Kasım 1927’de annesi vefat etmiş. Büyükannesi büyütmüş. Guadalajara’daki Luis Silva yetimhanesine verilmiş. Guadalajara Üniversitesi’ne giremeyince dersleri konuk olarak izlemiş. 1934’te ilk edebi eserlerini yazmaya ve dergilere yollamaya başlamış. Edebi çevrelere katılmış, dostlar edinmiş. Hikayelerini çeşitli edebiyat dergilerinde yayınlamaya başlamış. 1954 yılına kadar Goodrich’te otomotiv sektöründe tanıtımcı ve satış elemanı olarak çalışmış ve Meksika’nın her yerine seyahat etmiş. 1956’da senaryolar yazmaya başlamış. 1959’da Televicentro adlı televizyon kanalında çalışmış. Birçok senaryosu filme çekilmiş. Rulfo aynı zamanda Meksika’nın gerçekliğini yansıtan fotoğraflarıyla tanınan bir fotoğrafçı. 7 Ocak 1986’da Meksiko’da vefat etmiş.
Juan Rulfo, 1941’de Clara Angelina Aparicio Reyes ile tanışmış. Clara 13 yaşındadır. Juan Rulfo, Clara’nın evinin nerede olduğunu, ailesini soruşturup, hakkında bilgiler almaya çalışarak uzunca bir süre Clara’yı uzaktan izler. Sonunda niyetini açıklamaya karar verir ve Guadalajara’da bir kafede karşılaşınca Clara ile konuşur. Clara, Juan’a “Üç yıl sonra” der. Zaten Meksika’nın farklı şehirlerinde yaşamaktadırlar. Clara Guadalajara’da ve Juan Mexico City’dedir. Kavuşmayı bekledikleri yıllar boyunca mektuplaşırlar.
Juan Rulfo, 1944 ile 1950 arasında sevgilisi Clara’ya 84 mektup yazar. Bu mektuplarda bir aşkın gelişimini tüm evreleriyle izleriz. Flörtle başlayan ilişki, nişana, düğüne varır, çocukların öyküleriyle gelişir. 24 Nisan 1948’de evlenirler.
Juan Rulfo’nun Clara’ya yazdığı 84 mektup “Clara’ya Mektuplar” adıyla kitaplaştırılmış. Usta çevirmen Halil Beytaş’ın Türkçesiyle okuduğumuz kitaptaki mektuplarda Juan Rulfo, aralarındaki yaş farkını aşıp Clara’yı dengi gibi kabul eder, yaşadığı, düşündüğü, arzuladığı her şeyi yazarken ona sürekli aşkını ilan eder. Bu arada kaleme aldığı eserlerden, onların yayınlanma öykülerinden, girdiği edebiyat çevrelerinden de söz eder ama aslolan hep aşktır.
“Sakin bir gecede esen yumuşak bir esinti gibisin. İşte bu nedenle seni arayıp durdum ve bunca şeyi seni bulmak için göze aldım. Çünkü seni tanıdıkça, anladım ki, ruhuma acı veren şeyleri sana anlatabilirim ve sen çarem olabilirsin” gibi cümleler kurarak sevdiğine hitap eder Juan Rulfo. Sıcak ve içten bir aşkın ifadesi olarak çok güzel mektuplar yazar. Clara’ya başlarda “küçük hanım” diye hitap ederken, zamanla “büyük aşkım” olur. Juan Rulfo mektupları da “aptal çocuk”, “şımarık oğlan”, “seninki”, “senin oğlan”, “oğlan” gibi ibarelerle imzalar. Birbirlerine fotoğraflar yollarlar.
Clara için de aşkı ölümsüzmüş. Clara, Juan Rulfo’nun 1986’daki ölümünden sonra edebi mirasının korunması ve yönetilmesinde de önemli bir rol oynamış. Mektupların yayınlanması da onun sayesinde olmuş.
Juan Rulfo, o kadar güzel ve içten mektuplar kaleme almış ki yazarının kim olduğunu bilmeseniz de ilgi ve merakla, büyük bir aşkın nasıl gelişeceğini, nereye varacağını birbirinden güzel ve etkili cümlelerle okuyorsunuz. Juan Rulfo adeta kendi kaleminden kendi portresini çizmiş, yaşam öyküsünü, endişelerini, korkularını, sevinç ve mutluluklarını yazmış. Sevgiliye yazılan cümlelerden oluştukları için de olabildiğince içten mektuplar bunlar. “Clara’ya Mektuplar”ı mutlu sonla biten, ölene dek süren bir aşk romanı olarak da okuyabilirsiniz.
* “Clara’ya Mektuplar”, Juan Rulfo, çev. Halil Beytaş, Doğan Kitap, Ağustos 2025.
Not: Portre, bir yapay zeka uygulaması olan Copilot’a çizdirilmiştir. (This portrait was created using Copilot, an artificial intelligence application.)
















