Stephen King, korku edebiyatının devlerinden biri olmasının yanı sıra, açık sözlü kişiliğiyle de tanınıyor. 60’tan fazla roman ve 200 kısa öyküsü sinemaya defalarca uyarlanırken, bazı filmler beklentileri karşılamadı. Hayranlar ve eleştirmenler tartışsa da en net yorumlar çoğu zaman King’den geldi. Senaryo hataları ve uyarlama sorunları nedeniyle King, birçok filminden memnun olmadığını açıkladı.

İşte Stephen King’in kendi uyarlamalarını beğenmediği 10 film:
Lanetli Hediyeler (Needful Things) – 1993, ABD
Sessiz bir kasabada antikacı Leland Gaunt’un gizemli ve karanlık etkisiyle gelişen olaylar, King’in beklentilerini karşılamadı.
Salem Kasabasına Dönüş (A Return To Salem’s Lot) – 1987, ABD
Kasaba vampirlerle doluyken gazeteci Joe’nun hikâyesi, hem korku hem komedi unsurlarında King’in onayını alamadı.
Düş Kapanı (Dreamcatcher) – 2003, ABD
Çocuklukta kazandıkları özel güçleriyle dünyayı kurtarmaya çalışan arkadaşların hikayesi, King tarafından “uyarlamada kaybolan ruh” olarak nitelendirildi.
Maximum Overdrive – 1986, ABD
King’in kendi yönettiği filmde makinelerin insanlara saldırması konusu, beklenen etkiyi yaratmadı.
Tepki (Firestarter) – 1984, ABD
Charlie’nin ateş kontrolü ve gizli örgüt hikayesi, King’e göre senaryo ve karakter geliştirmede eksik kaldı.
Kara Kule (The Dark Tower) – 2017, ABD
Jake ve Silahşör Roland’ın Kara Kule yolculuğu, King’in evrenine sadık kalamadığı için eleştirildi.
Christine – 1983, ABD
Şeytani otomobil Christine’in hikayesi, sinematik olarak King’in vizyonuna tam uymadı.
Mezarlık Devriyesi (Graveyard Shift) – 1990, ABD/Japonya
Fabrikada geçen gece vardiyası ve esrarengiz kaybolmalar, King tarafından “uyarlamanın ruhunu yitirmesi” olarak değerlendirildi.
Bahçıvan (The Lawnmower Man) – 1992, İngiltere/Japonya/ABD
Jobe Smith’in zeka ve bahçıvanlık hikayesi, King’in beklentilerini karşılamayan bilim kurgu unsurlarına sahipti.
Cinnet (The Shining) – 1980, İngiltere/ABD
Stanley Kubrick’in uyarlaması, Jack Torrance’in hikayesini etkileyici biçimde aktarsa da, King karakterlerin psikolojisine dair beklentilerini karşılamadı.
King’in yorumları, kitapların sinemada tam olarak yansıtılmasının zorluğunu ve uyarlamalarda yaşanan hayal kırıklıklarını gözler önüne seriyor.

















