Laurent Seksik, biyografik romanlarıyla tanınmış, biyografilerinde hekimliği özellikle vurgulanan bir yazar. Ama “Manyetik rezonans görüntülemede bronşiyal kanserlerin parietal yayılımı” (1991) adlı teziyle radyolog olmasına rağmen “pratisyen” olduğu yazılıyor. Yani biyografilerinde yazıldığı gibi kronik bir “pratisyen” değil klinik şefiymiş. Düzeltmiş olalım. Seksik’i “Stefan Zweig’ın Son Günleri” ve “Eduard Einstein Davası” kitaplarından tanıyoruz.
Laurent Seksik’in hekimliğinin eserlerine bir yansıması olduğunu bu nedenle vurgulandığını düşünmemek elde değil. Türkçede yayınlanan son eseri Franz Kafka Ölmek İstemiyor’da da aldığı tıp eğitiminin izlerini görüyoruz. Üç kahramandan Robert Klopstock tıp öğrencisiyken Kafka’yla tanışıyor ve nihayetinde tıp doktoru olup onu tedavi etmeye çalışıyor. Diğer kahramanlar Kafka’nın eşi Dora Diamant ve kız kardeşi Ottla Kafka.
Seksik, üç kahramanı ana eksene alarak Kafka’nın son günlerini anlatarak başlamış. Robert, Dora ve Ottla’nın bakış açılarından Kafka’nın hastalığının seyrini, giderek ağırlaşmasını ve nihayet ölümünü onların cephelerinden okuyoruz.
Ağustos 1917’de Kafka’ya tüberküloz tanısı konmuş. Henüz 34 yaşında. Tüberküloz o yılların en yaygın ve öldürücü bulaşıcı hastalığı ve tedavisi pek mümkün değil. Kafka 1918 sonbaharında da İspanyol Gribi’ne yakalanmış, bu da birkaç hafta süren zatürreye neden olmuş. Herhalde bedeni de zayıf düşmüş. Tüberküloz hastalığı nedeniyle çeşitli sağlık merkezlerinde, sanatoryumlarda uzun süreli tedaviler görmesine rağmen hastalıktan kurtulamamış.
Kafka Temmuz 1923’te Baltık Denizi’ndeki Graal-Müritz’e tedavi görürken, 25 yaşındaki anaokulu öğretmeni Dora Diamant’la tanışmış. 1923-24’de birlikte Berlin’de kalırlarken hastalık iyice ilerlemiş. Konuşma yeteneğini kaybetmiş, yemek yiyemez olmuş.
İyi bir binici, yüzücü ve kürekçi olan, hafta sonları uzun yürüyüşler yaptığı bilinen Kafka’nın tüberkülozla uzun süren mücadelesi ölümüyle son buluyor. Franz Kafka, 3 Haziran 1924’te 40 yaşında Hoffmann Sanatoryumu’nda vefat etmiş. Resmi ölüm nedeni kalp yetmezliği olarak kaydedilmiş.
Robert Klopstock, 31 Ekim 1899’da, Macaristan’da Balaton Gölü’nün güneyindeki küçük Dombovár kasabasında doğmuş. 1921’de Tıp eğitimi görürken tüberküloza yakalanınca Matliary Sanatoryumu’na yatıyor ve orada Franz Kafka ile tanışıyor, onun sadık bir hayranı oluyor. Aralarında yakın bir dostluk gelişiyor ve Kafka, Klopstock’un Almanca’dan Macarca’ya çeviri yapmasını desteklerken, eğitimini Prag Üniversitesi’nde sürdürmesine de yardımcı oluyor. Klopstock, Kierling’deki bir sanatoryumda geçirdiği son haftalarda Kafka’ya Dora Diamant’la birlikte yardımcı oluyor. Bakımını sağlıyor. Seksik’in ve birçok biyografi yazarının iddiasına bakarsak Kafka’yı bitmeyen acılardan kurtaracak morfin iğnesini de Klopstock yapacaktır.
Kafka’nın hastalıkla mücadelesi, hayatta kalmaya çalışması ve nihayet ölümü oldukça üzücü bir öykü. Onun bu mücadelesinde Robert, Dora ve Ottla’nın nasıl destek verdiklerinin öyküsünü günlük, mektup gibi belgelerden yararlanarak oldukça gerçekçi bir dille anlatmış Laurent Seksik.
Ama ilerleyen sayfalarda anlatı boyut değiştiriyor ve Kafka’nın hayatındaki bu üç önemli insanın hikâyesi haline geliyor.
Kafka öldüğünde Birinci Dünya Savaşı ertesidir ve Almanya’da Nazizm gelişmektedir. Kafka genç yaşta öldüğü için hem İkinci Dünya Savaşı’nı hem de Yahudi Soykırımı’nı yaşamadı. O nedenle “Kafka ölmeseydi başına neler gelirdi?” diye soruyorum. Çünkü hayatta kalanların, Robert, Dora ve Ottla’nın yaşadıkları Kafka’nın da çok güç bir hayatı olacağını, büyük bir ihtimalle toplama kamplarında can vereceğini ya da çok az bir olasılıkla şansı yaver giderse hayatını ABD gibi yeni bir ülkede göçmen olarak sürdüreceğini ya da yine çok küçük bir olasılıkla hayal ettiği gibi Dora ile birlikte Tel Aviv’de bir restoran açıp yeni bir hayat kuracağını düşünebiliriz. Yani hayatta kalmayı başarabilse bile çok zor bir yaşamı olacaktı.
Baba Hermann Kafka 6 Haziran 1931’de Prag’da vefat etmiş. Kocasının ölümünün ardından Julie Kafka, 1918’de satın aldığı Bilekgasse 4 numaralı eve taşınmış. Kızları Ottla ve Elli ve erkek kardeşi Siegfried ile birlikte orada yaşarken 27 Eylül 1934’te vefat etmiş.
Kafka’nın kız kardeşi Elli 21 Ekim 1941’de kızı Hanna ile birlikte Lodz gettosuna sürülmüş. Elli Hermann’ın 1942 sonbaharında Chelmno imha kampında öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Ekim 1941’in sonlarında Kafka’nın diğer kız kardeşi Valli ve kocası Josef Pollak, Lodz gettosuna sürülmüş. 1942 baharında Elli ve kızı Hanna ile birlikte geçici olarak orada yaşamışlar. Valli Pollak’ın 1942 sonbaharında Chelmno imha kampında öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Seksik, Robert, Dora ve Ottla’nın yaşam öykülerinde bir anlamıyla Kafka ölmeseydi başına neler gelecekti onu da anlatmış oluyor. Bu üçlünün en şanslı kişisi Robert Klopstock herhalde. Klopstock, 1928’de Berlin’de tıp eğitimini tamamlamış. 1929’da Sommerfeld’de tüberküloz konusunda uzmanlaşmış. Aynı yıl, Macaristanlı bir öğretmen ve çevirmen olan Giselle Deutsch (1902-1995) ile evlenmiş. Yahudi karşıtı yasalar nedeniyle hastanedeki işinden atılınca çift, 1933’te Berlin’den Budapeşte’ye göç etmiş. 1938’de Klaus ve Thomas Mann’ın arabuluculuğu sayesinde ABD’ye göç etmeyi başarmışlar. 1945’te ABD vatandaşı olmuşlar. Savaştan sonra Klopstock, akciğer cerrahisi uzmanı olarak kariyerine devam etmiş. New York’ta dersler vermiş ve kendi muayenehanesini açmış. 15 Haziran 1972’de vefat etmiş.
Ottla Kafka, 15 Temmuz 1920’de, Çek Katolik Josef David ile evlenmiş. Věra (1921) ve Helene (1923) adlı iki kızı olmuş. Şubat 1940’ta, Ottla kocasından boşanmış. Çek Katolik bir adamla evli olması onu Nazilerin zulmünden koruyormuş. Boşanınca korumasız kalmış, Ağustos 1942’de Theresienstadt’a sürülmüş. Ekim 1943 başlarında, Polonyalı Yahudi çocukların Auschwitz’e götürüldüğü bir nakil grubuna eşlik etmiş ve Auschwitz’e varışının hemen ardından, 7 Ekim’de orada öldürülmüş.
Dora Diamant, Kafka’nın ölümünden sonra Berlin’de yaşamaya başlamış. 1926’nın sonundan itibaren Düsseldorf Schauspielhaus’ta oyunculuk dersleri almış. 1927’den 1930’a kadar Düsseldorf, Neuss ve Gladbach da çeşitli yapımlarda rol almış. 1930’da Berlin’e dönmüş ve Almanya Komünist Partisi’ne (KPD) katılmış. 1932’de ekonomist ve KPD yöneticisi Lutz Lask (1903-1973) ile evlenmiş. Kızları Marianne 1934 martında doğmuş. Birkaç ay Gestapo hapishanesinde kaldıktan sonra Lutz Lask, SSCB’ye kaçmış. Dora’nın Berlin’deki evine baskın yapan Gestapo, Dora ve kocasının komünistliğinin belgeleri zannederek Kafka’nın evraklarına ve hayatının son dönemlerinde yazdığı eserlerinin taslaklarına el koymuş. Bu eserler ve evrak halen kayıp. Dora da 1936’da SSCB’ye gitmiş. Kocası Moskova’da KPD yöneticilerine şüpheyle bakan Stalin rejimince “Troçkist” diye suçlanmış ve tutuklanıp Sibirya’ya sürülmüş. Ardından Dora’da gözaltına alınmış, benzer suçlamalar altında olmasına rağmen NKVD soruşturmacısı tarafından, SSCB’de karşı-devrimci burjuva bir yazar olarak tanımlanan Kafka ile olan ilişkisi hakkında resmen sorguya çekilmesinin ardından serbest bırakılınca 1938’de Batı Avrupa’ya kaçmayı başarmış. Seksik, Dora’nın kurtulmasında sorguda konusunu anlattığı Kafka’nın Dava adlı eserinden sorgucunun etkilenmesinin etkili olduğunu anlatıyor. Ne kadar doğru bilemiyoruz. Dora,1940’ta İngiltere’ye ulaşmış. Ardından Man Adası’na yerleştirilmiş ve onbinlerce Yahudi ile birlikte gözaltında tutulmuş. Uzun uğraşlar ve kararlı başvurulardan sonra İngiltere’ye gitme iznini alabilmiş ve 1942’den 15 Ağustos 1952’deki ölümüne kadar Londra’da yaşamış.
Laurent Seksik bir röportajında şöyle demiş; “Ben hiçbir şey icat etmedim. Bu kitapta her şey doğru. Kafka’nın hem eserini hem de hayatını, her seferinde farklı ama birbirini tamamlayan bakış açılarıyla kucaklıyorum.”
Laurent Seksik, Franz Kafka Ölmek İstemiyor’da belgelere dayanarak Kafka’nın hastalığını ve ölümünü etkili bir şekilde anlatırken Kafka’nın biyografisine de önemli katkılarda bulunmuş ve ortaya etkileyici bir portre çıkmış. Diğer yandan Kafka’nın ölümünden sonra Robert, Dora ve Ottla’nın başlarından geçenleri anlatırken, ölmeseydi Kafka’nın başına neler gelebileceğini de düşünmemizi sağlamış. İyi, öğretici, düşündürücü bir eser.
* Franz Kafka Ölmek İstemiyor, Laurent Seksik, çev. Hanife Güven, Yapı Kredi yay. Haziran 2025.


















