“Sabahattin Ali’yi ben öldürdüm!”

Nisan 6, 2013

“Sabahattin Ali’yi ben öldürdüm!”

İstihbarat teşkilatı MAH mensubu Ali Ertekin’in itirafı…

Emniyet arşivindeki gizli dosyalar, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğüne devredilirken, Sabahattin Ali cinayetiyle ilgili 64 yıllık sır da aydınlanıyor. 1948’de işlenen cinayetin şüphelisi ve dönemin istihbarat teşkilatı MAH mensubu Ali Ertekin, ‘’Evet ben öldürdüm’’ dedi.

Cinayetle ilgili yeni bilgiler, Yenigün Gazetesi sahibi Kemal Bayram Çukurkavaklı’nın, Ali Ertekin ile yaptığı görüşme notlarının yayınlanmasıyla ortaya çıktı. 1992’de ölen Çukurkavaklı’nın bu notları, oğlu Alev Çukurkavaklı tarafından ‘’Sabahattin Ali olayı’’ adıyla kitaplaştırıldı.

‘’Faik Türün kumutanımdı’’

Tanyeri yayınlarından çıkan kitapta, baba Çukurkavaklı, Ali Ertekin’in itiraflarını anlatıyor. Zeytinburnu Astsubay okulunu bitiren Ertekin, 12 Mart döneminde İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olan Faik Türün’ün de, 1943’de Teğmen rütbesi ile komutanı olduğunu belirtiyor. İstanbul, Anadolu Hisarı, Göksu caddesinde bir evde yaşayan  Yugoslav göçmeni olan Ali Ertekin, eşi Bedia Ertekin ile birlikte şu bilgileri veriyor:

‘’Şişli süvari okulunda inzibat başçavuşuyken, bir tüfek kayboldu, beni sorumlu tutup ordudan ihraç ettiler. İstanbul’da iş buldum. Adalet Cimcoz adlı bir kadının kamyonu vardı. (Annesi Alman babası Topçu subayı olan dublaj sanatçısı) Trakya’dan peynir getiriyordu. Sabahattin Ali de bu kadının katibiydi. Giren çıkan malları kontrol ediyordu. Beraber, Kırklareli Üsküp nahiyesine peynir almaya gittik. Sabahattin Ali, mandıra yerine ormanın içine ve sınıra doğru yürümeye başladı. Önce Bulgaristan’a sonra Moskova’ya gideceğini, Türkiye’ye dönüp, hükümeti devireceklerini söyledi. Ben karşı çıktım sınırdan geçemeyeceğimizi söyledim. Tartıştık, elimde kalın bir ağaç dalı vardı, vurdum yere yığıldı. Öldüğünü anlayınca orada bırakıp İstanbul’a döndüm’’

Cinayetten kimseye bahsetmediğini 5-6 ay sonra Milli Emniyetten (bugünkü MİT) Zeki Kayraklı adlı bir kişinin kendisini sorguladığını belirten Ertekin, ‘’Beni serbest bıraktılar, ardından da, Sultanahmet Cezaevinde yatıp çıkan komünistleri takip, onlarla ahbap olup, bilgi alma görevi verdiler’’ dedi. Halat fabrikasında işe de sokulan Ertekin burada 17 yıl çalışıp, emekli oldu. 1906 doğumlu olan Ertekin, artık hayatta değil…

Hala faili meçhul
1907 yılında Edirne’de doğan Sabahattin Ali, Öğretmen Okulunda mezun oldu ve ilkokul öğretmenliği yaptı. ‘’İçimizdeki Şeytan” adlı romanı milliyetçi kesimde tepki topladı ve meslekten çıkarıldı. Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la birlikte Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasi mizah dergileri çıkardı. Hakkında açılan davalar nedeniyle, cezaevinde yattı.

Yurt dışına gitmek isteyen Sabahattin Ali, pasaport alamayınca, Bulgaristan’a kaçmaya karar verdi.  Ancak 2 Nisan 1948’de cesedi Edirne yakınlarında, Bulgaristan sınırında ormanlık arazide bulundu. O dönemin istihbarat teşkilatı MAH mensubu Ali Ertekin tarafından ihbar edildiği, işkencede öldürüldüğü ve suçu da Ertekin’in üstlendiği öne sürüldü.  Ertekin yargılandı ancak çıkarılan afla serbest kaldı. Sabahattin Ali olayı da, faili meçhul kaldı.

Kaynak: demokrathaber.net (13 Haziran 2012)

Yorum yapın