‘Cemal Süreya’yı daha kolay anlıyorum’

Türkiye şiirin izini sürmek için Ankara’ya gelen Achim Wagner anlatıyor: ''Türkiye’de şiir hazır, sizi bekliyor, aramanıza gerek yok. Bu nedenle Cemal Süreya’yı Türkçe gazetelerden daha kolay okuyup anlayabiliyorum.'' Alman yazar Achim Wagner, Türk şiirin izini sürmek için Ankara’da. Bir burs aracılığıyla İstanbul’a geldikten sonra bu ülkeye ve şiirine tutulan Wagner, şiir ile fotoğrafçılığı birleştiriyor. Wagner … Read more

Dışarıya mektup göndermek için gardiyanlara sigara vermek zorunda kalan şaire: “ben jazz dinliyorum/üç gündür ağlıyorum”

Zeytin ve incir ağaçlarının ülkesinin şairine… En baştan not: Bu son derece şahsi ve özel bir yazıdır. Halim Abi’yi önce okudum. Neden, ne zaman, nasıl derseniz; bir okurun en sarsılmaz şahsi yöntemiyle: el yordamı! Şiiri çok severdim, okurdum. Hem bu Halim Yazıcı Bergamalıydı. Hemşeriydik yani. “İnsanın ilk aşık olduğu yerdir memleketi” düsturunu edinmiştim kendi kendime; dolayısıyla duble hemşeriydik muhtemelen. Bu … Read more

Kerem Işık’la söyleşi: Hasbelkader Öykücülük

Edebiyat dünyasının yeni bir yüze büründüğü, öykücülüğün kitaplardan çıkıp bloglara taşındığı bir ortamda, her şeye rağmen klasik anlamda öykücülüğe devam eden yazarlardan birisi Kerem Işık. Notos, Varlık, Kitap-lık gibi dergilerde yayınlanan öykülerinden tanıdığımız yazarın, geçtiğimiz Ocak ayında çıkan ikinci kitabı Toplum Böceği ile öykücülüğü de yeni bir ivme kazandı. İlk kitabı Aslında Cennet de Yok’a … Read more

Savaş ve şiddet ideolojisine tarihsel ve edebi bir bakış

Yeni İnsan Yayınevi, tanınmış İsveçli yazar Sven Lindqvist’in 1999'da yayınlanmış ve çok sayıda dile çevrilmiş “Bombalamanın Tarihi” isimli kitabını Selahattin Çelik çevirisi ile geçtiğimiz yıl Türkçeye kazandırdı. Savaş ve şiddet ideolojisine tarihsel ve edebi bir bakış açısı getiren kitap, geniş bir belge ve bilgi araştırmasının, tanıklıkların ürünü. Uygarlık denilen o uzun yürüyüşün gizli ve baskı … Read more

Cem Akaş yazdı: e-kitap ve fonksiyonlar

E-kitap, yayıncılık dünyasının kafesini zangırdatıyor, asabını bozuyor. Yayıncılar ne olacak, dağıtımcılar ne olacak, kitapçılar ne olacak, elektronik kitap okuyucular ne olacak, telif hakları ne olacak, korsan ne olacak – ortada bir yığın belirsizlik var, herkes bir ucundan geleceği öngörmeye, bazılarıysa geleceğin gelmeyeceğine güvenerek hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışıyor. Ama kafes zangırdamayı sürdürüyor. Bu gürültü … Read more

Hasan Sever’den, Paul Auster’a açık mektup

Sayın Auster, Başbakanımıza verdiğiniz yanıtı ellerimizi ovarak okuduk; okurken içinde sadist rengi de barındıran bir zevk almadığımızı yazsak, cümlenin tamamını yazmamış oluruz. Mektubumuz kısa olsun diye uğraşacağız. Malum, yazıyı keşfeden coğrafyadan olduğumuz halda, yazmayı geç fark ettiğimizden, söyleyeceklerimiz birikmiş durumda. Bazen, bir harfi tanımlayabilmek için,  ne yazık ki,  alfabeyi tekrarlamak zaruriyet oluyor. Sayın Auster, Biz … Read more

Nazım Hikmet 110 yaşında

Nazım’ın yapıtı, kimi zaman dumanı tüten ekmeğe, çoğu zaman da yazıcısının eril sesine rağmen bereketli sonbahar toprağına benzeyen cezaevi şiirleri, sağlıklı, sağaltıcı bağışla(n)manın kanıtı. Hem nedeni, hem sonucu…  Nazım bölücüdür, gücü ve çağrısı buradan gelir: Şiiriyle ve eylemiyle, yaşamında ve ölümünde, insanları tavır almaya zorlamış, sanatın ve siyasetin kadrolarını ikiye bölmüştür: Nazım’dan yana olanlar ve … Read more

Orhan Pamuk’la yeni kitabı ve müzesi üzerine

Nobelli yazar Orhan Pamuk, İletişim Yayınları tarafından yayımlanan kitabını, açmaya hazırlandığı Masumiyet Müzesi’ni ve yeni romanını anlattı. İşte o söyleşi… Yalnızlığı seven bir iş yazarlık, size Harvard Üniversitesi’nden Norton derslerini vermeniz için teklif geldiğinde hissettiğiniz şey ne oldu? -İlk teklif geldiğinde Türkiye’de başım henüz siyasi olarak derde girmemişti. Zaten önce ders olarak bakmadım gelen teklife, … Read more

Melisa Ceren Hasmaden’in, Muzaffer İzgü ile gerçekleştirdiği söyleşi.

Babamın çocukluğu Muzaffer İzgü kitaplarıyla geçmiş. Benim de ilkokul sıralarında en çok ve severek okudu­ğum yazar İzgü’ydü. Bir gün çocuk sahibi olursam, ben de ona Muzaffer İzgü kitapları alacağım. İşte bugünkü röportajım böyle bir yazarla; nesiller­dir okunan bir yazarla. Muzaffer İzgü’nün sokağına adım atar atmaz evini tanıyabilirsiniz. Çün­kü pencereleri rüzgârgülleri ve çiçek­lerle süslü tek ev … Read more

Haydar Ergülen: “Şiir, tarih sahnesinin dışına düştü”

İnsan. Hayat demek. İnsan. Sevda demek. İnsan. Acı demek. İnsan hayal demek. Daha bir çok tanım yapabiliriz elbette ama insan şiir demektir dersek tam olarak ondan bahsetmiş oluruz. Onu, 3 yıl önce ilköğretim çağındaki öğrencilerimle buluşturmak için okuluma davet ettiğimde tanıma fırsatı bulmuştum. Daha 4.sınıf öğrencim Gamze’nin onlarca şiirini ezberlediği şairle göz göze gelmek öğrencilerim … Read more

Chuck Palahniuk: “Yeraltı” edebiyatının “yerüstü” kralı

“Ne kadar dikkat etseniz de, bir şeyleri kaçırmışsınızdır, zihninizi meşgul eden o doyumsuzluk hissini. Bilinçli bir şekilde duyumsamadan içinden koşup geçtiğiniz anlardan geriye kalan o buruk tadı. Eh, bu duyguya alışmanız gerek. Bir gün gelecek tüm hayatınız için böyle hissedeceksiniz. Bu yalnızca bir deneme.” Yeraltı biz sıradan faniler için yolu sonu demektir. Gözlerini yeşil dolarlara … Read more

Fyodor Dostoyevski: Sibirya steplerinde yoğrulmuş bir büyük usta

Kuzeyden gelen rüzgârların karları havaya savurduğu jilet gibi soğuk bir kış günü. Tarih, 22 Aralık 1849. St. Petersburg’un Semenov meydanında bellerine kadar soyulmuş, elleri bağlı yirmi kadar siyasi suçlu son nefeslerini solumaktadır. İçlerinden üçü, gözleri bağlı ön saflara getirilir. Askerler pozisyon alır. Takım komutanı tam “ateş” emrini vermek üzereyken dörtnala koşan bir atlı ufukta görünür. … Read more