Makina’nın peşinde cehennemde yolculuk | Serkan Parlak

Haziran 2, 2020

Makina’nın peşinde cehennemde yolculuk | Serkan Parlak

1970’te Meksika’nın Actopan şehrinde doğan Yuri Herrara, New Orleans’ta, Tulane Üniversitesi’nde Latin Amerika edebiyatı ve yaratıcı yazarlık dersleri veriyor. Yazar, öğrenimini çeşitli üniversitelerde siyaset bilimi, yaratıcı yazarlık ve edebiyat üzerine yaptı. Hem üçleme hem de birbirinden bağımsız okunabilen üç romanından Bedenlerin Göçü 2018’de son romanında olduğu gibi Bülent Kale’nin yetkin çevirisiyle Türkçe yayımlandı. Haziran 2019’da çıkan Dünyanın Sonunu Önceleyen İşaretler ve önümüzdeki aylarda yine Notos Kitap tarafından yayınlanacak olan Krallığın İşleri romanlarıyla İspanya’da önemli ödüllere layık görüldü. Herrera, İspanyolcayı en iyi kullanan Meksikalı yazar olarak nitelendiriliyor.

Romanın ilk bölümü okuyucunun zihninde atmosfer, kişiler, olay örgüsü ve temalara dair genel bir çerçevenin izleriyle açılıyor. Başkahraman Makina isimli genç kadın annesinin isteği üzerine sınırı geçip geri dönmeyen kardeşini bulmak üzere harekete geçer. Onu geçmişe dönüşlerle daha iyi tanırız. Sınırdaki bir köyde santral görevlisidir, üç dil bilir. Tercümanlık ve arabuluculuk yapar. Ne zaman susması, ne zaman konuşması gerektiğini bilen cesur ve gururlu bir kadındır. Bu yolculukta Makina’nın dört patrondan yardım alması şarttır. Annesi eline tutuşturduğu kâğıtla onu Küçük Şehir’e gönderir. Bütün gününü Türk hamamında fayanslara yapıştırdığı gazeteleri okuyarak geçiren Bay Dabılyu’nun ofisinde susuzluğunu giderir. Annesine vefa borcu olan Bay Dabılyu geçiş için sınırdaki adamına haber gönderir. Makina’nın ikinci durağı Bay He’nin mekânıdır. Patron, üç kiralık katille oyun oynamaktadır. Kardeşine bir meseleyi halletmesi için gitmesi gereken yeri Bay He söylemiştir. Götürmesini istedikleri şeyi küçük bir çıkında Makina’ya teslim ederler. Çıkını teslim ettiği kişi onu kardeşine yönlendirecektir. Sırada Bay Q vardır. Belediye başkanlığı seçimleri sırasında Makine, Bay He ve restoran patronu Bay Q arasında ulaklık yapmış, sorunların şiddete başvurmadan çözülmesine yardım etmiştir. Sonuç olarak Makine, geçişi Bay Dabılyu, kardeşini bulma işini Bay He, geri dönmeyi de Bay Q aracılığıyla planlar. Ancak sınırın ötesinde fazla kalırsa hem burada annesi hem de orada kardeşi gibi bambaşka kişilere, asıllarının kopyasına dönüşme tehlikesi vardır.

Türkçeye çevrilen ilk romanı ‘Bedenlerin Göçü’ ile tanıdığımız Yuri Herrera, ‘Dünyanın Sonunu Önceleyen İşaretler’de Meksika ile Amerika arasındaki göçlere, yeraltı dünyasının tekinsiz işleyişine yakından bakmamızı sağlıyor. Yine sessizliklerle örülü, hem siyasi hem fantastik hem de distopik bir anlatı. Az sözle çok şey anlatma ustası Herrera; özlü, yoğun ve ekonomik anlatımı çok başarılı biçimde kullanıyor. Sıfat, imge, metafor, argo, küfür, lakap, yerel içki ve yemek adları, tutumlu diyaloglar ve betimlemeler dilin yazınsal gücünü ortaya çıkarıyor. Tekinsiz atmosferle uyumlu yalın ve özlü dil; eylemler, temalar-ölüm, öteki, dil, çok kültürlülük- eşliğinde cehennemin dokuz aşamasını anlatan Aztek mitlerinin izinde çok katmanlı bir yolculuğa çıkıyoruz. Makina’nın kılavuzluğunda çıkılan bu yolculukta okuyucuyu başkalaşım, hayal kırıklığı ve ölüm tehlikesi gibi duygu ve durumlar üzerine derinlikli okumalar bekliyor. 

Serkan Parlak – edebiyathaber.net (2 Haziran 2020)

 

Yorum yapın