Gülşah Özdemir Koryürek’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Ağustos 4, 2021

Gülşah Özdemir Koryürek’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Çünkü çok iyi okuyorlar ve yazdırıyorlar. Yazıları, davranışları, görüntüleri… Çocuklar hayattaki her şeyi çok iyi okuyorlar, sorguluyorlar ve sizi çalışmaya, anlamaya zorluyorlar. Kendimi bildim bileli çocuklarla birlikte ya da çocuklar için üretiyorum. 20 yaşımda çocuk tiyatrosu yapmaya başladım. Çocuklara anlatmak, göstermek, paylaşmak çok tatmin ediciydi. Ardından çocuklarla drama çalışmaya, onlar için tiyatro oyunları ve hikâyeler yazmaya başladım. Hep çok iyi dinlediler, okudular, sorguladılar ve beni hep diri tuttular. Her buluşma sonrası zihnime yani sorular, hikâyeler eklediler. Yani ilk adımı ben attım ama devamını onlar getirdi ve 17 yıldır birlikte yazıyor, okuyor, izliyor, söylüyoruz.

Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Sanırım ilk elime geçen kitaplar Ayşegül serisinden bir kitap ve Ömer Seyfettin kitaplarıydı ama benim en çok aklımda kalan Robinson Crusoe oldu. Beni başka bir coğrafyaya, iki farklı kültürün çatışma ve anlaşma noktasına taşımıştı. Tropikal bir adada hayatta kalmaya çalışan Robinson’un yerli Cuma ile ilişkisi hem mekan algımı hem de kültür algımı uyarmıştı.

Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?

Olmaz mı? Çok ama çok sevdiğim, yazarının zekasına imrendiğim pek çok kitap var. İlk aklıma gelenleri sıralayayım; Momo (Michael Ende),  Ben Ne Zaman Doğdum? (Behiç Ak), Cömert Ağaç (Shel Silverstein), Ay’a Yolculuk (Jules Verne), Kütüphanedeki Aslan (Michelle Knudsen), Bu Senin Bildiğin Peri Masallarından Değil (Sheri Radford)…

Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

Değerli Mine Soysal’ın İstanbul Masalı’nı okudum ve tam da beklediğim gibi bir kitapla karşılaştım. Bence tüm çocukların okuması gereken bir kitap. Mine Soysal’ın arkeolog tarafıyla, yazar tarafı el ele tutuşmuş ve İstanbul’un yüz binlerce yıllık tarihini, bugünün İstanbul’undaki karşılıklarını göstererek anlatmış. Betül Sayın’ın resimlerine de ayrıca hayran kaldım.

Sevgili Mine Hanım, İstanbul’da yaşayan halkların kültürüne, mimarisine, sosyal değişimine, gündelik hayatına dair harika bilgiler paylaşmış. Merakımı tetikleyen ve aynı zamanda beni harekete geçiren bir kitap oldu. İstanbul Masalı’nı rotaya döküp, kızımla birlikte gezmek için hazırlık yapıyorum. İçindeki bilgileri, bahsi geçen mekanlarda anlatıp, yaşamak istiyorum. Uzun bayram tatili için çok iyi bir plan oldu. Mine Hanım’ın bayram hediyesi! Yazarların bu becerisine de ayrıca hayranım; insanların hayatına çok tatlı hediyeler bırakabiliyorlar…

edebiyathaber.net (4 Ağustos 2021)

Yorum yapın