Birgül Yangın Aslanoğlu’na 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Nisan 8, 2020

Birgül Yangın Aslanoğlu’na 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

1.Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Anne ve öğretmen kimliğimin çocuklar için yazmamda etkili olduğunu düşünüyorum. Oğlumu kendi masallarımla ve hikâyelerimle büyüttüm. Başkahraman hep oğlumdu. Tabi sadece oğluma özel kurgulardı, yayımlamayı hiç düşünmedim. Şimdi kızım ve çocuklar için bir şeyler yapma gayesindeyim. Sanal bir dünyaya hapsolmuş, iletişimi kopuk bir nesil yetişiyor. Onlara okumayı sevdirecek eserler içerisinde benim de bir katkım olsun isterim. Her zaman söylerim, hayal kurmayı unuttuk çünkü birileri bizim yerimize o hayalleri kurdu, karşımıza sundu. Görsel dünya ihtişamıyla kitapların saltanatını sarstı. Oysa kelimelerle kurulan bir oyun dünyasının kapılarını aralayan kitaplar, hayal kurarak zihin dünyalarını zenginleştirmek isteyen geleceğimiz,umudumuz çocukların en büyük ihtiyacı. Eğer yazdığım bir eser, onların okuma aşkını besleyebilirse ne mutlu bana. Ayrıca içimde kalmış çocuk ruhumu taze tutabilmek adına da çocuklar için yazdığımı söyleyebilirim.

2.Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Okuduğum ilk kitabı net hatırlayamıyorum.Ama Cin Ali serisinden sonra babamın Keloğlan Masallarından oluşan bir set aldığını çok net hatırlıyorum. Babam bir köy öğretmeni olduğu için çocukluğum köyde geçti. Okul kitaplığında sınırlı sayıda olan kitapları defalarca okumuşumdur. O yıllarda özellikle Kemalettin Tuğcu kitaplarından çok etkilenirdim Zorluklara göğüs geren çocuk karakterlerin hayatı beni çok üzerdi. Tuğcu’nun dramatik Yeşilçam tadındaki romanlarından Üvey Baba, Şeytan Çocuk, Mercan Kolye aklımda kalanlardan. Muzaffer İzgü’nün Ökkeş serisi de keyif alarak okuduğum çocuk romanlarındandı. Onun dışında Karlar Kraliçesi’ndeki Kay ile Gerda’nın dostluğu, yazarın kış ve ilkbaharı anlatışı hafızamda öyle canlanmış ki yıllar sonra filmini izlediğimde hayalimde oluşturduğum karakterlere kavuşmuş gibi olmuştum. Tom Savyer’in Maceraları, Polyanna, Robinson Crusoe, Guliverin Gezileri,Alice Harikalar Diyarında, Küçük Kadınlar hayal dünyamı zenginleştiren diğer eserlerdi.Ömer Seyfettin hikayeleri ise kimlik bulmamda önemli bir iz bırakmıştır bende.Perili Köşk,Başını Vermeyen Şehit,Pembe İncili Kaftan, Falaka, Kaşağı, Ant adlı hikayelerin verdiği mesajları unutamıyorum.Hala içimde bir sızı olarak kalan Ant hikayesinden etkilenip Mıstık gibi ağaç dalıyla koluma çizik atıp en yakın arkadaşımla kan kardeş oluşumu daha dün gibi hatırlıyorum.

3.Bu kitabı keşke ben yazsaydım dediğiniz bir kitap oldu mu?

Hiçbir zaman bu kitabı keşke ben yazsaydım demedim. Sadece bu yazar gibi yazabilseydim keşke dedim. Hasan Ali Toptaş gibi kelimelerle dans etmeyi, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dilindeki musikiye vakıf olmayı, Oğuz Atay’daki bilinç akışını sergilemeyi, Peyami Safa gibi psikolojik analizler yapabilmeyi, Yaşar Kemal gibi yaşadığı coğrafyayı eserlerine yansıtabilmeyi… İmrendiğim bu yazarların isimlerini sıralar giderim sanırım.

4.Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

Çocuklara yönelik en son okuduğum eserler içinde Gürsel Korat’ın Kunday Gölgeler Çağı’nı çok beğendiğimi söyleyebilirim. Yazar, daha önce çocuklar için ‘Pofkuyruk’ ve ‘Bir Ayı Ne İster?’ adlı kitapları yazmıştı. Yüksek lisansımı, halk edebiyatı üzerine yaptığım için folklorik unsurlar taşıyan eserlere ayrı bir ilgim var. Dedemin Köstekli Saati romanımda da Amasya’nın folklorik özelliklerine bilhassa yer verdim. Kunday Gölgeler Çağı, şaman geleneğinin izleriyle, mitolojik unsurları barındıran bir hikâye. Destan ve masal kültürümüzü özümsemiş bir eser. Kunday, bir serinin başlangıcı, devamı da gelir umarım. Kunday, Banı Gül, Umay, Baybüre’nin kara şamanlarla mücadelesi, Hızır’ın onlara destek olması anlatılıyor eserde. Moğollar, Selçuklu hükümdarı, veziri, Deli Dumrul, Tepegöz gibi kahramanlarla destan ve masal motiflerinin çok başarılı işlendiği Anadolu kokan bir roman.

Serinin devamı ile Kunday, Harry Potter’a güzel bir alternatif olacak diye düşünüyorum.

edebiyathaber.net (8 Nisan 2020)

Yorum yapın